CHP'li Mehmet Sevigen'den partisine sert eleştiri: "CHP Tayyip Bey'i yalnız bırakmamalıydı"

CHP'li Mehmet Sevigen, Türkiye'nin güney sınırındaki terör tehdidine karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı'na destek vermeyen partisini eleştirdi. CHP'de eksen kayması olduğunu söyleyen Sevigen, tüm meselelerin Başkan Erdoğan'ın omuzlarına bırakıldığını söyleyerek, "Eskiden olsaydı tüm CHP’li milletvekilleri dünyaya dağılır ve haklı davamızı anlatırdı. Harekattaki başarımız masada zafere dönüştü. CHP Tayyip Bey'i yalnız bırakmamalıydı. CHP’nin bir hafızası kalmadı" şeklinde konuştu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :21 Ekim 2019 , 10:05 Güncelleme Tarihi :21 Ekim 2019 , 10:05
CHP’li Mehmet Sevigen’den partisine sert eleştiri: CHP Tayyip Bey’i yalnız bırakmamalıydı

Geçtiğimiz Perşembe günü dünyanın gözü Ankara'da gerçekleştirilen bir toplantıdaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in görüşmesinin ardından heyetler arası yapılan ve yaklaşık 4,5 saat süren görüşmenin ardından yapılan açıklamayı dünya basını şu başlıkla duyurdu: "Türkiye masada istediğini aldı." Barış Pınarı Harekatı ile elde ettiğimiz askeri başarı masada bir diplomasi zaferine dönüşmüştü.

Operasyonun öncesinde Türkiye'ye destek vermeyen CHP yönetimi ise bu anlaşmanın ardından Türkiye'ye yönelik eleştirilerine devam etti. CHP yönetiminin bu tutumuna içeriden bir eleştiri geldi. 19-20 ve 21. dönemde CHP'den İstanbul Milletvekilliği yapan, 52. Hükümette Devlet Bakanlığı görevini üstlenen Mehmet Sevigen ile Baykal döneminden sonra CHP'de yaşanan eksen kaymasını eleştirdi.

CHP'nin tarzı hakkında açıklamalarda bulunan Mehmet Sevigen, "Tüm meseleleri Tayyip Bey'in omuzlarına bırakamayız. Eskiden olsaydı tüm CHP'li milletvekilleri dünyaya dağılır ve haklı davamızı anlatırdı. Harekattaki başarımız masada zafere dönüştü. CHP'nin bir hafızası kalmadı. CHP'yi ekranlarda anlatacak çok az kişi kaldı" ifadelerini kullandı.

Mehmet Sevigen'in açıklamaları şu şekilde:

HAREKATTAKİ BAŞARI MASADA ZAFER OLDU
-Mehmet Bey Kıbrıs Barış Harekatı'ndan bu yana en büyük askeri operasyonu gerçekleştiriyoruz. Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yakından takip ediyorum. Bence çok haklı bir operasyon ve bana göre biraz geç kaldık. Bu operasyonu bugün yapmasaydık ileride telafi edemeyeceğimiz sorunlarla karşılaşırdık. Sivil öldürmüyoruz, okul vurmuyoruz, şehirlere, köylere zarar vermiyoruz. Adeta iğne ile kuyu kazar gibi hassas bir operasyon gerçekleştiriyoruz. Ama çok şükür yapılan anlaşma ile operasyondaki başarımızı anlaşma masasındaki başarı ile taçlandırmış olduk.

PKK DİRENEBİLSEYDİ ABD ANLAŞMAZDI
-Perşembe günü yapılan anlaşma konusunda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye bence istediğini aldı. Barış Pınarı operasyonunun amacı Suriye sınırını teröristlerden temizlemekti. ABD yönetimi 120 saat içerisinde bölgenin örgütten temizleneceği garantisini verdi. Kim ne derse desin bu diplomatik bir başarıdır. İyi yapılan şeylere iyi demezseniz yanlış yapıldığı zaman yanlışı ne kadar yüksek sesle söylerseniz söyleyin kimseye duyuramazsınız. ABD mücadelenin başladığı günden itibaren 9 günlük sürede ciddi bir gözlem yaptı. Bu kadar silah ve para verdiği PKK – YPG, Türkiye'ye biraz direnebilseydi bu geri çekilme ve anlaşma sağlanamazdı. Buradaki başarı Türkiye'nin güçlü duruşu sayesinde olmuştur.

ABD TAMAM, RUSYA'NIN TAVRI ÖNEMLİ
-Bu süreçte ABD'nin çelişkili tavrını nasıl buluyorsunuz?

ABD her gün çelişkili açıklamalar yapıyor. Ancak biz Trump'a teşekkür etmeliyiz. Amerika Birleşik Devletleri bize gerçek iki yüzünü bir kez daha gösterdi. Ancak Türkiye'nin dik duruşu nedeniyle istediğimiz sonucu elde ettik. Suriye rejimi de gurur yapmadan PKK/YPG'den kurtulmak için Türkiye ile işbirliği yapmalıdır. Burada Rusya'nın tavrı çok önemli. Esad ile PKK-YPG birleşmemeli. Putin'e burada büyük rol düşüyor. Burada NATO'ya da dikkat çekmek istiyorum. NATO Genel Sekreteri ne diyor. "Hiçbir ülke Suriye meselesinde Türkiye kadar acı çekmedi. Mültecilere kapılarını açmadı." Bu sözleri bile dünyaya anlatsak yeter. Tayyip Bey'in sözleri çok doğru. "Eğer sınır güvenliğimi korumamı engelleyecekseniz, mültecilerin evlerine dönmelerine izin vermeyecekseniz açarım kapıları giderler." Çok haklı değil mi bu tepkisinde.

-9 Ekim'de Trump tarafından gönderilen ve Barış Pınarı harekatı ile karşılığını bulan o mektup hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dediğiniz gibi bu mektubun cevabını biz askeri alanda verdik. Bizim bir sözümüz vardır: "İnsanlar kendini yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmaz." Türkiye bu dönemde kendine yapılan iyiliği de ve kötülüğü de unutmamalı. Önemli olan başarının gölgelenmemesidir. Amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemekse doğru yoldayız. Bilmeliyiz ki intikam çorbası soğuk içilir. Zaman geldiği zaman bunun hesabı sorulur.

SADECE TAYYİP BEY'İN OMUZLARINA BIRAKAMAYIZ
-Sadece ABD değil AB ve Arap Birliği de Türkiye'nin bu haklı davasını anlamamak için özel bir çaba sarfediyor.

Bakın, Türkiye terörle mücadelede önemli bir eşikte. Evet Persembe günü ABD Başkan Yardımcısı Pence ile varılan mutabakatta önemli bir başarı elde ettik. Ama bence tehlike hala geçmiş değil. Bizi dünyada yalnızlaştırmaya ve haklı bir davada haksız durumuna düşürmeye çalışıyorlar. Hükümet 24 saat bu konu ile uğraşıyor. ABD, Rusya, AB, Arap Birliği karşısında önemli bir mücadele veriyor. Ancak bu konu hükümetin ve Tayyip Bey'in omuzlarına bırakılamayacak kadar önemli bir milli meseledir. Bu mesele yalnız Tayyip Bey'in ve birkaç bakanın meselesi değil ki. Sınır güvenliğimiz tüm Türkiye'nin meselesi.

PARLAMENTONUN UYUMASINI İÇİME SİNDİREMİYORUM
-Türkiye uluslararası kamuoyunda yalnız bırakılmaya çalışılıyor dediniz. Peki içeride bu konuyu anlamazlıktan gelenlere ne söylemek istersiniz?

Ben bir Cumhuriyet Halk Partili olarak çok açık söylüyorum. Böyle bir durumda ben yatakta rahat uyuyamam. Siyasetçiler, Barolar, Meslek Kuruluşları, Akademisyenler, STK'lar, sanatçılar kim varsa dünyaya dağılıp bu haklı olduğumuz bu meseleyi bütün dünyaya anlatmamız gerekir. CHP'de ve tüm partilerde birçok etkili büyükelçi var. Dünyanın birçok ülkesinde kardeş belediyeler var. Buralara gidip anlatmalıyız. Tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz. Böyle bir durumda parlamentonun çalışma yapmamasını içime sindiremiyorum. Bu yalnızca hükümetin görevi mi?

-CHP sizce bu konuda üzerine düşeni yaptı mı?

CHP'de çıkacak ve dünyaya bu haklı davamızı anlatacak. Biz Avrupa'da Sosyalist Enternasyonel üyesiyiz Biz onun yönetiminde bulunduk başkanlığını, ikinci başkanlığını yaptık. Bizim CHP olarak Avrupa'daki sosyal demokrat partilerle görüşmeliyiz ve Türkiye'nin bu meselesini dünyaya anlatmamız gerekir Mutlaka bir izin mi bekleyeceğiz. Sadece şehit cenazelerine katılmakla görevimizi yapmış mı sayılıyoruz? CHP, İyi Parti ve MHP'nin parlamentoda bulunan üyeleri Avrupa'ya dağılması gerekmez miydi?

ESKİ CHP DÜNYAYA ÇIKARMA YAPARDI
-CHP'nin başında sayın Baykal olsaydı Türkiye'nin bu zor günlerinde nasıl bir tutum izlerdi?

Bugün CHP'nin lideri Baykal olsaydı dünya kamuoyunu ayağa kaldırırdı. Hatırlamıyor musunuz CHP olarak Bosna'ya çıkarma yaptık. Mehmet Emin Aga meselesinde Yunanistan'a gittik. ABD'de Avrupa da Türkiye ye karşı yapılan haksızlıklarda CHP heyeti olarak sadece biz mi giderdik. Sendikalar Barolar Üniversiteler de giderdi. Şimdi niye gitmiyorlar?

-Başkan Erdoğan'ın diğer partiler tarafından yalnız bırakıldığını mı söylüyorsunuz?
Tekrar ediyorum sorunu Tayyip Bey'in omuzlarına bırakıp kenarda izleyemeyiz. Bakın ben iyi bir CHP'liyim. 2. Dönem Partinin kurucularındanım. DSP'den gelmiştim. Cumhurbaşkanı Danışmanlarından Gülnur Aybet isimli bir hanımefendi var. 3-4 gündür televizyonlarda Türkiye'yi savunuyor. Kendisine saygı duyuyorum Gülnur Aybet'i gururla izledim. CHP de çok önemli eski büyükelçiler var CHP gönderse, ABD medyasında Gülnur Aybet gibi Türkiye'nin terörle verdiği mücadeleyi savunsa kötü mü olur? Haklı olduğumuz davada haksız çıkacağız diye üzülüyorum. Cumhurbaşkanı Azarbeycan'a gidiyor, Sırbistan'a gidiyor. Her yere gidiyor ve bunu anlatmaya çalışıyor. Hükümet'i bu haklı davada yalnız bırakmak olur mu? Ben susayım, oluruna bırakayım ne olursa olsun demek bize yakışmaz.

TELEVİZYONDA KONUŞMAKLA OLMAZ
-Bence sadece yurtdışında değil Türkiye'de bile bu operasyonu çarpıtmak için elinden geleni yapanlar var.

Bu ülke hepimizin. Atatürk'ün yolundan gidiyorsak onun bıraktıklarına sahip çıkmamız gerekir. Bizim bütün Anadolu'ya dağılıp halkımıza moral vermemiz gerekiyor. İçimi yakan bu. Eskiden böyle olmazdı. ABD, AB, Arap Birliği saldırıyor, biz boş mu duracağız? Küçücük çocuklar, bebekler, siviller öldürülüyor. Hiçbir şey bilmiyorsak, gidip o masumların fotoğraflarını dünya kamuoyuna gösterelim. Millet sizi niye vekil seçer biliyor musunuz? Türkiye'de yaşayan insanların yüzde 90'ı Avrupa'ya gidip bu iki yüzlülüğü haykırmak istiyordur. Ama gidemiyor ve seçtiği vekillerin gidip bunu anlatmasını istiyor. Benim vekilim, bakanım, barom, üniversitem, sendikam yapsın istiyor. Doğru olan da bu . Çünkü hepsinin bir muhatabı var. Ben o yüzden şunu diyorum uyumamamız lazım. Televizyona çıkıp haftada bir konuşmakla meseleler çözülmüyor. Kapı kapı dolaşıp anlatmamız lazım.

CHP'NİN YENİ YÖNETİM TARZINI TASVİP ETMİYORUM
-Baykal döneminden yani sizin yönetiminizden sonra CHP'de bir eksen kayması oldu mu?

Tabi Baykal dönemi farklı bu dönem çok farklı. Biz çok farklı yönetiyorduk. Arkadaşlarımız bu şekilde yönetmeyi tercih ediyorlar. Tasvip ediyor musun derseniz hayır etmiyorum. Uygun da görmüyorum. Bizim Genel Başkan Yardımcıları, Grup Başkan vekilleri ülkede yangın nerede varsa giderdik. Terörle mücadele yapılırken Üzümlü Karakolu'na gittik. Bosna'ya, Atina'ya, Batı Trakya'ya gittik. Biz de seçilmişiz, biz de bu ülkenin sahibiyiz, biz de ülkenin meselelerinden sorumluyuz. Ben CHP'nin kötü olmasını ister miyim.

-CHP'lileri ekranda izlerken sürekli olarak Türkiye'ye yönelik suçlayıcı bir dil geliştirdiklerini görüyorum. Özellikle milli meselelerde bu dili kullanmak doğru mu?

Geriye dönük meseleleri bırakmamız lazım. Kim haklı kim haksız bugün hiçbir önemi yok. Ülkemizin sınırında bir yangın var. Bize ekonomik ambargo koysalar tüm ülke etkilenecek. Artık o konuları geçtik. Şimdi başka bir aşamadayız. İleri bakamazsak geleceğimizi kaybederiz. Bugün bir anlaşma yapıldı. Türkiye önemli bir kazanım elde etti. Biz dünyaya haklılığımızı anlatmaya devam etmeliyiz. Hükümet bizden istese de istemese de bütün imkanlarımızla yardıma koşmalıyız. CHP olarak başka bir seçeneğimiz yok. Acilen bunları yapmalıyız. CHP'nin de, İyi Parti'nin Mhp nin de taşın altına elini sokması gerekiyor bu dönemde. Çünkü biliyoruz ki Tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz.

CHP'NİN HAFIZASI KALMADI

-Milli duruş konusunda CHP yönetimi çok eleştiri alıyor. Bu durum sizi de rahatsız ediyor mu?
CHP'ye televizyonlarda haksız yakıştırılan her sözden rahatsızım. CHP'nin bir hafızası kalmadı. CHP'yi anlatacak, çok az temsilci kaldı. Bizim için iktidara gelmedi, seçimlerde başarılı olamadı diyebilirsiniz. Ama bizim için Fetullahçı, terör örgütüne yakın diyemezsiniz. İki tane demeç vermek yetmez. Şimdi dönem dünyaya dağılıp haklı davamızı anlatmak. Seçim zamanı çıkar er meydanında siyasi kavgamızı yaparız. Eskiden böyle değildi. Türkiye'nin meselesi varsa parti ayırımı olmazdı. Biz sosyal demokratlarla görüşürdük "biz haklıyız kardeşim" derdik. Diğerleri kendi muhataplarıyla görüşürdü. Bin kişi dünyaya yayılsa bu bile haberdir. (Sabah)