Ekrem İmamoğlu tarafından atanan İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen hakkındaki 'intihal' suçlamalarına bir yenisi daha eklendi. Dün yayınlanan resmi belgelere göre Lale Eren'in 'Oyunun Oyunu' çevirisini kendi çevirisiymiş gibi sahneleyen Mehmet Ergen'in, sulh yoluyla Eren'e 30 bin TL tazminat ödediği ortaya çıkmıştı.
Star'ın haberine göre benzer şekilde iddialarla Mehmet Ergen hakkında bir 'intihal' davası daha açıldığı ortaya çıktı. Sanat dünyasında ve hukuk dilinde emek ve fikir hırsızlığı olarak bilinen intihale konu olan oyun ise bu kez Çelik Manolyalar (Steel Magnolias). Robert Harling tarafından yazılan ve dilimize Sinan Gürtunca tarafından çevirilen oyun daha sonra Mehmet Ergen çevirisi olarak Nedim Saban'ın Tiyatro Kare'sinde sahnelenmiş. Mehmet Ergen'i kendi çevirisini kullanmakla itham eden ve bunu mahkeme kararları ve bilirkişi raporlarıyla delillendiren çevirmen Gürtunca anlatıyor…
ÇELİK MANOLYALAR ADLI OYUNU SİZ Mİ TERCÜME ETTİNİZ?
Evet, Çelik Manolyalar adlı oyunun orijinali (Steel Magnolias), 1999 yılında, dönemin Devlet Tiyatroları Genel Müdür Yardımcısı Rahmi Dilligil tarafından, Türkçeye tercüme etmem için bana verildi.
TİYATRO KARE (NEDİM SABAN) VE MEHMET ERGEN'LE İLİŞKİNİZ NASIL BAŞLADI?
Nedim Saban'ın benimle görüşmek istedi.Çelik Manolyalar adlı oyunun, tarafımdan yapılan çevirisini çok beğendiğini ve oyunu sahnelemek istediklerini söyleyerek, çeviri metnini istedi. Oyunun sahnelenmesi halinde çeviri ücreti vs. hakkanda ıslak imzalı bir yazı aldıktan sonra oyunun Türkçe çevirisini kendisine verdim. Ancak 2010 yılının Ocak ayına kadar hiçbir haber çıkmadı.
Aynı şekilde yönetmen Mehmet Ergen de bir arkadaşım vasıtasıyla benimle görüşmek istediğini bildirdi. Görüştük. Ergen benden, bütün çevirilerimi e-posta ile kendisine göndermemi rica etti. Kendisine güvenerek, 24 Aralık 2007 tarihinde tüm çevirilerimi e-posta yoluyla kendisine gönderdim. O günden sonra, Ocak 2010'a kadar Mehmet Ergen'den de bir haber çıkmadı.
Ocak 2010 tarihinde, oyunun Nedim Saban'ın Tiyatro Kare'sinde Mehmet Ergen çevirisi olarak sahneleneceğini öğrendik.
SONRASINDA NASIL GELİŞMELER YAŞANDI?
İngiltere'deki (Londra) Samuel French Ltd.'e başvurarak, Türkiye'deki ONK Ajans'ın ve/veya Tiyatro Kare'nin, oyunun telif hakları için kendilerine başvurup başvurmadıklarını sordum. Aldığım cevapta, ONK Ajans'la 2003'te imzalanan telif hakkı sözleşmesinin süresinin dolduğu, ne ONK Ajans'ın ne de Tiyatro Kare'nin bu oyunu sergilemeye hakkı olmadığı belirtiliyor ve bu durum devam ederse, kendileri hakkında yasal işleme başvuracakları ifade ediliyordu. Bu girişimlerim Nedim Saban ve Mehmet Ergen'in kulağına gitmiş olmalı ki, oyunculara dağıttıkları, adımın yazılı olduğu metni değiştireceklerini söylemişler.Nitekim benim çevirim üzerinde de değişiklikler yapılmış ve oyun bu değişikliklerden sonra sahnelenmeye başlanmış. Bu arada Mehmet Ergen, ONK Ajans'tan oyunun çevirisini yapabileceğine dair bir belge almış ve Nedim Saban'ın önerisi üzerine de duyduğuma göre, benim tercümemde yapılan değişikliklerden sonra elde edilen metni, sanki kendisi tercüme etmiş gibi notere onaylatmış. Tabii bu arada gecikmeli de olsa Samuel French Ltd. ile Onk Ajans bir telif sözleşmesi imzalamışlar. Samuel French Ltd. bu durumu kendilerine haber verdiğim için bana teşekkür etti.
Tiyatro Kare 'Çelik Manolyalar'ı oynamaya 2010'da başladı. Bunun üzerine çevirmen Sinan Gürtunca mahkemeye müracat etti. 2015'teki mahkeme karanında 'tecavüzün önlenmesi' yani oyunun oynanmaması kararı verildi.
MEHMET ERGEN ÇEVİRİDEKİ HATALARIMI BİLE AYNEN TEKRARLAMIŞ
MAHKEME SÜRECİ NASIL BAŞLADI?
Sinan Gürtunca: Ben ve eşim 4 Nisan 2010 günü Çelik Manolyalar adlı oyunu izlemeye gittik ve ben bütün oyunu ses kayıt cihazıyla kaydettim. Eve dönünce sahnelenen oyunun metnini, kendi tercümemle karşılaştırdığım zaman, sahnelenen oyun metnine esas olarak benim tercümemin alındığını ve sadece, her zaman olduğu gibi, bazı değişiklikler yapıldığını gördüm. Bu ses kaydını deşifre ettirdim ve olay tüm açıklığıyla ortaya çıktı. İki metni karşılaştırdığımda, Mehmet Ergen'in yaptığını iddia ettiği çevirinin aslında benim çevirimin oynanmış hali olduğu anlaşıldı. Mahkemede bu durum bilirkişi raporlarıyla sabitlendi. Uzun soluklu bir süreçti ama tüm raporlar, Mehmet Ergen'in benim çevirimi çaldığını ve değiştirerek kullandığını, benim 2003'te yaptığım hataları aynı şekilde ve aynı kelimeleri kullanarak yaptığını ve bunun tesadüf değil intihal olduğunu belirttiler. Davayı kazandık, şu an ise tazminat davamız devam ediyor.
SÖYLEYECEĞİNİZ BAŞKA BİR ŞEY VAR MI?
Var. Gerek Nedim Saban gerekse Mehmet Ergen her yerde telif hakkının üstünlüğünden söz ederler. Oysa gerçekte telif hakkına saygı göstermeyenler kendileri. Hatta duyduğuma göre bu ilk olayları da değilmiş. Çok yakın bir arkadaşları "bunu birçok kez yaptıklarını ve çok tazminat ödediklerini" söyledi. Bunu daha sonra ben de tesadüfen doğruladım.
MEHMET ERGEN: TOYLUĞUMA GELDİ
İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen, başkasının çevirdiği "Oyunun Oyunu" adlı tiyatro eserini kendi çevirmiş gibi gösterdiği için tazminat ödemek zorunda kaldığı yönündeki haberimiz üzerine 'Toyluğuma geldi' açıklaması yaptı. Sorumlu gazetecilik gereği Mehmet Ergen'e söz hakkı doğduğu için açıklamalarını ve iddialarını aktarıyoruz: "1986 yılında oyun yazıldıktan sonra oyunun yazarı Michael Frayn 2000 yılında oyunu bir kez daha bastı. Bu baskının ön sözünde oyundaki hataları düzelttiğini yazdı.
Oyunun Oyunu'nu sahnelemek üzere 2002 İzmit Şehir Tiyatrosu'na davet edildim. Tabi İngiltere'deki ajans 'Bu eski çeviri yanlış' dedi. Ben de durumu çevirmen Lale Eren'e ifade ettim. Lale Eren 'Aynısını yap' dedi. Ben de böyle bir şeye İngiltere'deki ajans izin vermiyor dedim. O da düzeltmek için vakti olmadığını söyledi. 'Ben düzeltip size getireyim' dedim. Düzelttim Lale Hanıma götürdüm, çok beğendi ve bu haliyle oyun dört yıl İzmit Şehir Tiyatrosu'nda oynadı. O zaman itiraz yoktu çünkü biletler 5-6 lira… Sonra aynı proje BKM prodüksiyonu olarak Yasemin Yalçın ile beraber yapılınca ve biletler 50-60 liradan satılınca bize dava açıldı. Türkiye'de yaptığım ilk oyundu ve toyluğuma gelmişti, Lale hanımdan muvafakatname almamıştım. Lale hanım 'İzleyici raporlarına baktım, epey para kazanmış olman lazım' dedi. '20 bin lira kazandım' dedim. O parayı verdim, 10 bin lira da mahkeme masrafları vardı, ödedim ve o işi orda kapattık.