Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'ndan ABD'nin başkenti Washington'a hareket etti.. Erdoğan, Washington seyahati öncesi açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:Bu ziyareti sancılı bir dönemde icra ediyoruz. Tüm konuları ayrıntılı bir şekilde görüşeceğimize inanıyorum. Güvenlik konuları, askeri ve savunma sanayi işbirliği konularını ele alma fırsatımız olacak. Ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini koymuştur. Atılacak adımları görüşme imkanı bulacağız.
'TÜMÜ HESAP VERENE KADAR PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ'
FETÖ terör örgütü meselesi de ele alacağımız konular arasında en üst sıralardadır. Demokrasimize saldıran, 251 insanımızı şehit eden, 2 bin 193 evladımızı gazi olarak yaşam sürdürdüğümüz kardeşlerimizin durumu da beklentilerimizi ortaya koymuştur. Pensilvanya'daki terörist başının iadesi için adımlar attık. Tüm darbeciler hesap verene kadar peşini bırakmamakta kararlıyız.
"DEAŞ'LILARIN İADESİ İLE CİDDİ TELAŞ SÜRECİ BAŞLADI"
İkili ilişkilerimiz yanı sıra Suriye meselesini konuşacağız. DEAŞ ve PYG/PKK terör örgütlerine karşı işbirliği üzerinde duracağız. DEAŞ'lıları ülkelerine iadeye başladık, buralarda da bir telaş, tutuşma süreci de başlamış bulunuyor. Bugüne kadar biz düşündük, bundan sonra da onlar düşünsün. 9 Elim tarihinde başlattığımız Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin son bilgileri konuşma fırsatı bulacağız.
'NASIL BİR KATİL OLDUĞUNU BELGELERİYLE TAKDİM EDECEĞİZ'
PKK/YPG terör örgütüne DEAŞ terör örgütü gibi yaklaşmalarını söyleyeceğiz. Ferhat Abdi Şahin'in nasıl bir katil, terörist olduğunu ve böyle bir teröristin kendilerinin kabul etmelerinin yanlış olduğunu belgeleriyle takdim edeceğiz. Bu harekatla ilgili vardığımız mutabakatın tam olarak yerine getirilmediğini kendilerine ifade edeceğiz. Suriye'deki durumu içinde plan, proje ve çalışmalarımızı gösteriyoruz ve güvenli bölge ile alakalı bölgenin geldiği noktayı ifade ediyoruz. Özellikle Irak sınırıyla Cerablus'a kadar olan sınırımız bu güvenli bölge tablosu içinde yerini alıyor.
Bir diğer konu, Maryland eyaletinde diyanet merkezini de ziyaret edeceğiz. Bu merkez camisiyle, kütüphanesiyle, derslikleri ve diğer müştemilatıyla ülkemizin ABD'deki gurur kaynaklarından biridir. Merkezimi ABD'li müslümanların buluştuğu master, lisans eğitimi yapan gençlerin kaldığı bir merkez. Burada vatandaşlarımız, soydaşlarımız ve ABD'li müslüman kardeşlerimizle bir araya geleceğiz.
'ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN HAYIRLI OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM'
İlişkilerimizdeki sisli havaya rağmen, ilişkilerimizin geliştirilmesi noktasında hemfikiriz. Şimdiye kadar pek çok konuda ciddi mesafe aldık. Bu ziyaretimizde önce dar kapsamlı bir görüşmemiz olacak, ardından heyetler arası görüşme yapacağız. Sonra birlikte geniş kapsamlı bir basın toplantısı olacak. Bununla birlikte diğer programlarımız icra edeceğiz.
Terörle mücadele önemli bir konudur. Ziyaretimizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
RUSYA İLE ORTAK DEVRİYE
Şu an itibariyle terör örgütlerinin bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil. Sivillere yönelik terör eylemleri ortada. Terör örgütleri ne yazık ki Münbiç'te de var kısmen Tel Abyad'da da rastlıyoruz. Buradan ne Rusya ne ABD terör örgütlerini verdikleri günlerde temizleyebilmiş değiliz. Bunları Trump'la konuşacağız. Döndükten sonra Putin'le telefon görüşmesi yapacağız.
TÜRKİYE'YE KARŞI TAKINDIĞINIZ TAVRI İYİ BİLİN
Bir şeyi bir defa Avrupa Birliği unutuyor. Görev yapanların çoğu yeni. Maalesef yeniliğin verdiği cehaletle bunlara yaklaşıyorlar. Biz garantörüz, Yunanistan ve İngiltere de öyle. Bizim garantör olarak burada haklarımız var. Münhasır ekonomik bölge denilen yerlerde de bizim haklarımız var. Bunlar uluslararası hukuktan kaynaklanan haklar. Uluslararası hukukun hak vermediği ülkeler gelip çalışma yapıyorlar ama Türkiye giremez diyorlar. Yaptırım uygulayacağız diyorlar. Siz zaten aldık alacağız diye Türkiye'yi oyaladınız. Türkiye'ye karşı verdiğiniz sözleri tutmadınız. Bunlara karşı köşeli ifade kullandığınız da kötü oluyorsunuz. Müzakere masasında olmak bizi bağlamaz. Müzakereler bir anda bitebilir. 4 milyon mülteciyi barındıran Türkiye'ye karşı takındığınız tavrı iyi bilin. Daha önce söyledim, hafife alıyor olabilirsiniz. Kapılar açılır, DEAŞ'lılar gönderilir sonra siz başınızın çaresine bakın. Kıbrıs'taki gelişmelerle ilgili gözdağı vermeye kalkmayın.
ABD'NİN PKK/YPG'YE DESTEĞİ
Planları yaparsınız bazılar yürür bazıları aksar. Burada ciddi bir mücadele var. Karşımızda kimler var? Kimlerle Türkiye mücadele veriyor. ABD'nin 32-33 bin TIR silah mühimmat gönderdiği bir ülke. Kime gönderiyor, terör örgütlerine. Neden? Terör örgütleri burada ciddi bir yapılanmaya girsin kime karşı mücadele verecekler. Türkiye'den başkası değil. Devamlı taciz atışları devam ediyor. Şehit olan yaralanan kim, benim vatandaşlarım. Mehmetçiğimizden 11 şehidimiz var. 163 yaralımız var. SMO'dan 202 şehit, 656 yaralı var. Sivil can kaybı 21, sivil yaralı 184. Bunun hesabını kim verecek? Beraber güvenli bölge yapıyoruz, devriye çalışması yapıyoruz da neticeye bakın. Bunlara rağmen biz bu mücadeleyi veriyoruz vermeye de devam edeceğiz. Burada biz ABD-Rusya ikilisiyle yürüttüğümüz samimi çalışmayı da bundan sonra da yürütmek istiyoruz. Soçi Mutabakatı üçlüsü var. Türkiye-Rusya-İran bu da yürümeli. Çok daha önemlisi NATO ülkeleri olarak NATO'nun buraya şu ana kadar eğilmediği süreci gözden geçirmesi lazım. 3-4 Aralık tarihlerinde İngiltere'deki liderler zirvesinde bunları gündeme getireceğiz. NATO ne iş yapıyor, 5. madde ne işe yarar. Bunları gündeme getireceğiz. Bunları belgeleriyle ortaya koyacağız. Dünyada ihtiyaç olunca Türkiye'yi haberdar edeceksin, terör mücadele konusunda Türkiye'yi yalnız bırakacaksın. Ücret ödeme konusunda Türkiye ABD'den sonra ikinci üçüncü sırada yer alıyor."
DAEŞ'LİLERİN İADESİ
Arada kalmış kalmamış bizi ilgilendirmez. Almışlar almamışlar bu bizi pek ilgilendirmiyor. Göndermeye devam edeceğiz.
ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİNDE GÜNDEMİN ANA MADDESİ SURİYE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yarın yapılacak tarihi görüşmede, Suriye konusunda varılan mutabakatın hangi ölçüde uygulandığı ve ABD'nin yeni dönemde YPG/PKK ile ilişkisi konularının öncelikli olarak ele alınması bekleniyor.
Beyaz Saray'da 13 Kasım Çarşamba günü önce baş başa, sonra da heyetler arası görüşmede bir araya gelecek iki liderin ajandasında birçok önemli dosya bulunuyor.
İkili ilişkilerin son dönemdeki istikametini büyük oranda belirleyen Barış Pınarı Harekatı sonrasında Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler ve iki ülke arasında varılan ateşkes anlaşmasının ne şekilde uygulandığı konusu, Erdoğan'ın Beyaz Saray'daki en kalın dosyası olacak.
Erdoğan'ın bu görüşmede Trump'a, terör örgütü YPG/PKK'nın anlaşma gereği çekilmesi gereken bölgelerden tam olarak çekilmediğini ve buralarda Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) unsurlarına ve yerel halka taciz ateşleri açarak tehdit oluşturmaya devam ettiğini anlatması bekleniyor.
YPG/PKK'nın anlaşmada belirtilen bölgelerden çekilmesi konusunda ABD'den taahhüdünü yerine getirmesini talep eden Ankara'nın bu görüşmedeki ana vurgusu yine anlaşma koşullarının sağlanması olacak. Erdoğan'ın daha önce de dile getirdiği "eğer YPG/PKK çekilmezse terör unsurlarını gördüğümüz yerde vurmaya devam edeceğiz" vurgusunu Trump'a da doğrudan aktaracağı belirtiliyor.
MALZUM KOBANİ KONUSU
Öte yandan Suriye konusundaki krizin çözülememesinin bir diğer nedeni olan YPG/PKK'nın elebaşlarından Mazlum Kobani kod adlı terörist Ferhat Abdi Şahin'in Washington'a davet edilmesi konusu da Erdoğan'ın çantasındaki önemli dosyalardan biri.
Kobani'nin Washington'a yakın zamanda geleceği ve hatta Trump ile görüşme ihtimalinin olması, Ankara'nın haklı tepkisine neden olmuştu.
Erdoğan'ın, Kobani'nin Türkiye'de PKK için katıldığı ve çok sayıda vatandaşın ölümünden sorumlu olduğunu gösteren terör dosyalarını bizzat Trump'ın önüne koyması bekleniyor. Söz konusu dosyalara atıf yapacak Erdoğan'ın, Kobani'yi daha fazla meşrulaştırmaması gerektiğini Trump'a açık şekilde söyleyeceği ifade ediliyor.
TRUMP'A MEKTUBUNU İADE EDECEK
Diğer yandan Erdoğan'ın, Barış Pınarı Harekatı devam ederken kendisine Trump tarafından gönderilen skandal mektubu Beyaz Saray'da sahibine iade edeceği de belirtiliyor. 9 Ekim tarihli skandal mektubu Washington'da Trump'a iade edeceğini daha önce açıklayan Erdoğan'ın, yarın hem mektubu iade etmesi hem de Türkiye'nin mektuba cevabını sözlü olarak dile getirmesi bekleniyor.
S-400 SORUNU F-35 KONUSUNU KİLİTLİYOR
Son dönemde ikili ilişkilerdeki kritik konulardan biri de Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alması, buna karşılık ABD'nin Türkiye'yi F-35 programından çıkarma kararı oldu.
Bu görüşmede Trump'ın, ABD tarafının S-400'lerden duyduğu rahatsızlığı bir kez daha dile getirmesi bekleniyor. Nitekim Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien, hafta sonu, Türkiye'nin S-400 alımından rahatsızlık duymaya devam ettiklerini açıklamıştı.
Buna mukabil Erdoğan, S-400 konusunda Ankara'nın haklı tavrını yeniden vurgulayacak ve Türkiye'nin başından bu yana doğrudan parçası olduğu F-35 projesinden çıkarılmaması gerektiğini dile getirecek.
Trump'ın daha önceki "S-400 alması Türkiye'nin değil Obama yönetiminin hatalarının sonucuydu." ve "Bugün imkanım olsa Türkiye'ye F-35 uçaklarını satmak isterim." şeklindeki açıklamaları, Erdoğan-Trump görüşmesinden sürpriz bir F-35 kararının çıkabileceği yorumlarına kapı aralıyor.
İki liderin bugüne kadar sergilediği uzlaşmacı ve çözüm odaklı diyalogun S-400 ve buna bağlı olarak F-35 konusunda üçüncü bir seçeneğe imkan verip vermeyeceği herkesin cevabını merakla beklediği soru olarak duruyor.
TEMSİLCİLER MECLİSİ'NDEKİ TÜRKİYE KARŞITI TASARILAR VE SENATO DENGESİ
Erdoğan'ın çantasındaki bir diğer konu ise Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen Türkiye karşıtı iki tasarı ve halen sırada bekleyen muhtemel tasarılar olacak.
Sözde "Ermeni soykırımı" karar tasarısı ve Türkiye'ye yaptırım öngören yasa tasarısının Temsilciler Meclisi'nde partiler üstü kararla kabul edilmiş olmasının yarattığı rahatsızlık yine Trump'ın önüne getirilecek.
Bu tür tasarıların zaten hassas dengede giden Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerilimi ve Türkiye'deki anti-Amerikancılığı artırmaktan başka bir işe yaramayacağı, bizzat Erdoğan tarafından Trump'a aktarılacak.
Her ne kadar Kongre üzerindeki genel etkisi belli noktalarda sınırlı olsa da özellikle Senato'da benzer Türkiye karşıtı adımların önüne geçilmesi bakımından Trump'ın önde gelen Cumhuriyetçi senatörlerle ilişkisi önemli.
S-400 bağlamında "ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası" (CAATSA) yaptırımları da dahil Türkiye'yi hedef alan ve Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato'dan her halükarda geçmesi gereken yasa tasarılarının durdurulması, Ankara'nın Beyaz Saray'dan beklediği bir adım olarak değerlendiriliyor.
100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ HEDEFİ
İkili ilişkilerdeki ciddi sorunlara rağmen Erdoğan ile Trump'ın "ticaret hacmimizi artırmalıyız" şeklindeki vurguyu sürdürmesi, 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefi konusunu yarınki görüşmenin ana başlıklarından biri yapmaya yetiyor.
Barış Pınarı Harekatı sürecinde Türkiye'ye yaptırımlarla kısa süre dalgalanan "ticaret hacmi" konusu, bizzat liderlerin aynı masada yapacağı yüz yüze görüşmede daha somut bir noktaya taşınabilir.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri ve ticareti artıracak her türlü adımın siyasi ve diplomatik ilişkileri de olumlu etkilemesi bekleniyor. Dolayısıyla yarınki görüşmeden çıkacak somut her ekonomik kararın da ikili ilişkilerin gidişatına çok önemli katkılar yapacağı öngörülüyor.
LİDER FAKTÖRÜ İLİŞKİLERİ TAŞIYOR
Hem ABD Kongresi hem de Amerikan medyasındaki aleyhte söylemlere rağmen görüşecek olan Erdoğan ile Trump, son dönem Türk-Amerikan ilişkilerindeki "lider faktörünü" bir kez daha test etme imkanı bulacak.
Zaman zaman "mektup krizi" gibi parazitlenmeye neden olan olaylar bir yana Erdoğan ile Trump arasındaki çözüm odaklı iş birliği yaklaşımı yarınki görüşmeyle yeniden tescillenebilir. Bugüne kadarki yüz yüze görüşmelerinden somut ilerlemeler çıkaran iki liderin yarınki performansı, Türk-Amerikan ilişkilerinin bugünü ve yarını açısından yeni bir dönüm noktası olabilir.