Gazetecilere iftira atan Kemal Öztürk, görevi sırasında FETÖ'cülere kalkan olmuş!

Anadolu Ajansı’nın eski Genel Müdürü Kemal Öztürk "Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, ben istemeden ertesi günün gazete manşetini bana gönderiyordu, uygun mudur diye soruyordu." şeklindeki asılsız iddiasıyla mesleğini hakkıyla yerine getiren birçok gazeteciye iftira atmış ve büyük tepki çekmişti. Söz konusu iddiaları bugünkü köşesinde kaleme alan Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Kemal Öztürk'ün basın danışmanı olduğu yıllarda FETÖ üyesi teröristlere nasıl kalkan olduğunu ve FETÖ'cülere dokunanlara nasıl siparişle ceza kestirdiğini bir bir açıkladı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :18 Kasım 2019 , 14:50 Güncelleme Tarihi :18 Kasım 2019 , 15:10
Gazetecilere iftira atan Kemal Öztürk, görevi sırasında FETÖ’cülere kalkan olmuş!

İÇİNDEKİLER

Anadolu Ajansı'nın eski Genel Müdürü Kemal Öztürk, katıldığı bir canlı yayın programında "Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, ben istemeden ertesi günün gazete manşetini bana gönderiyordu, uygun mudur diye soruyordu öyle yayınlıyordu. Bugün meydan okuyanların şerecesini iyi biliyorum ama bende kalacak" sözleriyle mesleğini hakkıyla icra eden birçok gazeteciye iftira atmış ve sözde itiraflarıyla siyasi prim yapma peşine düşmüştü.

Kemal Öztürk'ün "isim vermeden" yaptığı söz konusu açıklamalara bugün açık açık isim vererek bomba bir cevap geldi. Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu "Ben o ismi vereceğim: Kemal Öztürk" adlı köşe yazısında Kemal Öztürk'ün görevi sırasında nasıl FETÖ'cülere kalkan olduğunu, FETÖ'cülerden ve Gezicilerden gelen siparişlerle nasıl yayın kurumlarına ceza yağdırdığını bir bir açıkladı.



İşte Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu'nun "Ben o ismi vereceğim: Kemal Öztürk" adlı köşe yazısı:


O, konuşmaya "İsmini vermeyeceğim" diye başlamış..

Bizim mahallenin tamamını suçlayacak şekilde, "Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, o zamanlar gazete yönetiyorlardı. Ve ben istemeden, ertesi günün gazete manşetlerini bana gönderiyorlardı. "Uygun mudur" diye soruyordu ve öyle yayınlıyordu" ifşaatını yapmış.

Altını çizerek tekrarlamış: "Ben istemeden"

Ben Akit gazetesi adına net olarak söyleyeyim..

Hiçbir tarihte, bu danışmana veya başka bir danışmana, veya başka hiç kimseye, manşetimizi yollayıp, uygun mudur diye sormadık..

Nokta..

Kemal Öztürk, bu suçlamayı kimin için yapıyorsa, kimseden korkmadan, yiğitçe açıklasın..

Ama ben aynı Kemal Öztürk ile ilgili olarak..

Danışmanlıktan bir adım öte görevlere, Tayyip Erdoğan tarafından getirildiğinde.. "Yarınki manşetleri bana gönderin" demeye cesaret edemese de..

"Bu manşet de ne böyle.. Böyle yayın olur mu, böyle gazete çıkartılır mı" diye sorgulama yaptığını, gazeteleri cezalandırdığını, somut örnekleri ile söyleyebilirim..

Hem de kimler adına, hem de kimlere karşı?

Merak ettiniz değil mi?

Nasıl merak edilmez ki?

Biyografisinde yazılı hemen tüm makamlara, Tayyip Erdoğan iktidarı döneminde gelen Kemal Öztürk, bakın kimler adına, kimlere ceza verdirmiş..

Ben anlatayım, yalanım varsa, cevap versin..

DARBECİLERİN EMRİYLE HAREKET ETMİŞ!
Kemal Öztürk, Erdoğan'ın iktidarında Anadolu Ajansı Genel Müdürü yapılmış. Bu sıfatı ile, Basın İlan Kurumu yönetim kurulu üyeliği görevini de yürütüyor.

Türkiye'de 17-25 Aralık darbesi yapılmış..

Böyle bir ortamda, Erdoğan döneminde görevlere getirilen insanlardan ne beklersiniz?

Birazcık "vefa" değil mi?

Buyurun bakalım, o "vefa" gösterilmiş mi, gösterilmemiş mi?

17-25 Aralık darbesinin önemli isimlerinden Zekeriya Öz ile ilgili, kanuna aykırı fiillerini haber yapmışız..

Zekeriya Öz, isnatların özünü inkar edemeden, bir cevap yollamış.. Okuyucudan hiçbir şey gizli kalmaması için, o açıklamayı, hakaret ifadelerini çıkartarak yayınlamışız..

Buna rağmen, Zekeriya Öz, o tarihteki FETÖ'cü hakimler sayesinde, tekrar açıklamayı yayınlatma kararı almış..

Biz de, "yayınladığımız bir açıklamayı, bir daha yayınlamayız" demişiz.. Yayınlamamışız.

Zekeriya Öz, Basın İlan Kurumu'na müracaat etmiş. Kemal Öztürk'ün de 7 üyeden birisi olduğu yönetim kurulu, Akit gazetesine bir gün resmi ilan kesme cezası vermiş..

Bu arkadaş ne diyordu?

"Ertesi günkü manşeti yollayıp, uygun mu diye soranlar var" diyordu..

"O CEZALARI SÖYLEYEMİYOR"
Ama kendisinin, "17-25 Aralık" darbesini yapanlar aleyhine haberleri sebebi ile gazetelere verdiği cezaları söylemiyor.. Söyleyemiyor..

Bir başka tarihte, yine FETÖ davalarından dolayı halen cezaevinde olan Alaaddin Kaya, benzer bir iddia ile "Akit'e ceza verin" demiş.

Kemal Öztürk, "Ben Erdoğan sayesinde bu göreve geldim. Bu haberde, Erdoğan'a darbe yapan Fetullah Gülen'in, papa ile buluşmasını organize eden bir kişi hakkında haber yapılmış, Gülen ile Papa'nın buluşması eleştirilmiş. Bu bir haberdir. Beni bu makama getiren Erdoğan'a vefa duygusu ile hareket etsem de bu haberdir. Adaletli davransam, beni göreve getiren Erdoğan'a vefa göstermesem de bu bir haberdir" dememiş, diyememiş..

FETÖ'cünün isteğini kabul etmiş, "FETÖ'cülükle suçlanan kişi hakkında yapılan haber sebebi ile, Akit'in resmi ilanlarının kesilmesi gerekir" demiş..

Cezayı basmış..



GEZİCİLERE DE ARKA ÇIKMIŞ!
Dahasını söyleyeceğim. Rahmetli Hasan Karakaya abiyi çok üzen bir kararı daha aktaracağım..

Gezi isyanının devam ettiği günler..

Erdoğan'ı başbakanlıktan indirmek için, Dolmabahçe Ofisi'ne baskın yapmak için harekete geçildiği, polise ait araçların ters çevrilip, üzerine örgüt amblemlerinin yazıldığı, hatta birçok resmi aracın yakıldığı günlerdeyiz...

Rahmetli Hasan Karakaya abi, kendi üslubu ile, devlete karşı, devletin araçlarına karşı, kamu malına zarar verecek şekilde meşru iktidara karşı harekete geçenler aleyhine kaleme aldığı yazıda, ağır eleştirilerde bulunuyor..

Gezicilerden birisi şikayet ediyor..

Basın İlan Kurumu bizden savunma istiyor..

Gezicilere hakaret etmişiz diye..

Savunmayı veriyoruz.. Devrilen resmi araçları, yakılan toplu ulaşım araçlarını..

"Köşe yazısını, bu olayların sorumlularına yönelik eleştiri getirildiğini dikkate alarak yorumlayınız, kararınızı veriniz" diyoruz..

Hatta..

O günlerde oluşturulan, "Erdoğan gitti gidiyor" algısı sebebi ile "Bu dosyadan kesin size ceza verilecek" haberleri bize ulaştığı için..

Şunu da savunmamıza ekliyoruz: "Aleyhe karar verilecek olursa, Gezicilerin ağır eylemleri dikkate alınarak, cezanın asgari düzeyde tutulması" talebinde bulunuyoruz..

Kemal Öztürk'ün de içinde bulunduğu Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu ne karar veriyor?

"Akit'teki yazıda Gezicilere hakaret edilmiştir"

Sıkı durun..

Burası çok daha dikkat çekici..

Erdoğan'a küfürler edilen yayınlara bile 1 gün resmi ilan kesme cezası veren yönetim kurulu..

Akit'e o tarihte, "3 gün resmi ilan kesme cezası" veriyor..

Hasan abi, karara çok üzülmüştü..



"HİÇ Mİ DEVLETTEN YANA BİRİSİ YOK?"
"Nasıl olabilir, böyle bir karar nasıl alınabilir? Devletin araçlarını yakanları eleştirdiğimiz için nasıl ceza alırız. Yönetim kurulunda hiç mi vicdanlı bir kişi yokmuş, hiç mi devletinden yana birisi yokmuş"
diye sormuş, isimleri saydığımda, Erdoğan sayesinde o yönetim kuruluna üye olanları hatırlattığımda, üzüntüsü katmerlenmişti..

Şimdi bugün..

O yönetim kurulundaki Kemal Öztürk, "manşetleri bana yolluyorlardı, yalakalık etmek için" diyor..

Ben de diyorum ki, "Biz, manşetleri sana yollamadık. Ama sen, yayınlanmış manşetleri alıp, Erdoğan'a düşmanlık edenleri sevindirmek için, bize ceza verilmesine destek oldun.."

Yalansa, buyur Kemal bey..

Yalan de..