İnfaz timi Diyarbakır'a gitti. Çok tanınan bir Kürt ismi, İstanbul'a getirip öldürecekti. İki suikasti, Ankara'ya fatura edecekti. Plan ters tepti...
İşte Takvim Gazetesi yazarı Ergün Diler'in bugünkü yazısı;
ABD'Yİ iyi anlamak ve amacını çözmek için EKONOMİSTLERİN sahne alması gerekmekte. ABD'nin bütün amacı DOLAR'ı korumak, kullanmak ve kendisine ait olmayan parayı harcamaya devam etmektir.
ABD çok uzun zamandır kendisinin olmayanı tüketerek refahını sağlamakta.
Bunu bilmesi gereken herkes de biliyor. Şu anda da yapmaya çalıştıkları o!
Enerjiyi ahtapot gibi sararak devletlerin aort'larına hükmetmek istemekteler. Böylece İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra kurdukları sistemin devamını öngörüyorlar.
Motivasyonları bu...
İstanbul'da boy göstermeleri de bu!
İstanbul'un merkezindeki James Edward Gustaf Le Mesurier suikastı, sıradan gibi gösterilmeye çalışılsa da çok ama çok etkin bir hamleydi.
ABD'nin tek güç olmak için attığı adımlardan biri olan bu suikasttan 18 yıl önceye gidelim. Amerika Birleşik Devletleri'nin 2001 yılındaki dış borcu 7.7 trilyon dolardı.
Sürekli artan bu borcun azalması, dünyadaki enerji kaynaklarının kontrolü ve Çin'in yönetilebilir olması ile engellenebilirdi.
O yüzden 11 Eylül saldırıları organize edildi.
Amerikan halkının yüzde 65'i, 11 Eylül saldırılarının 'Derin Amerika' tarafından yapıldığını biliyor. Ama bizler bunu yıllar önce söyleyince anlamayan çoktu! Zamanın ruhu diyerek geçelim... 11 Eylül saldırılarından birkaç ay önce Daniel Pipes ve Steven Emerson, ilginç bir yazı kaleme alıyordu.
Yazılarda kabaca El Kaide'nin "Gökdelenler nasıl çökertilir" çalışması yaptığının altı çiziliyordu. Bu yapılırken de Manhattan'daki World Trade Center ima ediliyordu! Yani Amerika Birleşik Devletleri, 11 EYLÜL üzerinden, medya üzerinden Yeni Dünya Düzeni'ne geçmeyi planlıyordu.
Yeni Dünya Düzeni "Yeni Medya Düzeni" ile olurdu.
Amerikan medyasının dünyadaki etkili yayınları New York Times, CNN, Washington Post, Wall Street Journal ve Fox, 11 Eylül saldırılarından önce El Kaide ile Manhattan'ı bir araya getiriyordu. Saldırılar için altyapı çalışması hızlı bir şekilde tamamlanıyordu!
Derin Amerika, bekleneni gerçekleştirdi ve uçaklar World Trade Center'a girdi.
Bir terör örgütü düşünün, İkiz Kuleler'i vuruyor ve ikisi de çöküyordu. Komuta merkezi TORA BORA'ydı...
El Kaide'nin kullandığı iddia edilen uçaklar neden sadece 3.5 dakika daha uçup da Manhattan'a 70- 80 kilometre uzaklıktaki Buchanan'daki Indian Point Nükleer Enerji Santrali'ni bombalamıyordu! Bunu soran pek kimse yoktu!
Bu gerçekleşse en az 100 bin, belki de 1 milyon kişi hayatını kaybedecekti. Ancak derin Amerika, saldırının ses getirmesi için 3 bin kişiyi kurban verebiliyordu ama bunu daha da arttırmak istemiyordu.
Saldırıdan birkaç saat sonra El Kaide ve Usame Bin Ladin açıklandı. Dünya ABD'nin yanındaydı.
Uydurulan belgeler artık resmileşecekti. ABD, Afganistan ve Irak'ı işgal etti. Petrole el koysalar da ABD istediğini elde edemiyordu. 3 yıl içinde borç 8 trilyon dolara çıkıyordu.
ABD; askeri operasyonlar düzenledikçe borç daha da katlanıyordu. ABD'nin, askeri operasyonları sürdürdüğü 18 yılda borcu katlandı.
Kısa süre önce açıklanan rapora göre Amerika Birleşik Devletleri'nin borcu 23 trilyon DOLAR'ı aşmıştı...
Amerikan Hazine Bakanlığı'nın önemli ekonomistleri, ülkenin iflasın eşiğinde olduğunu söylüyor. O nedenle yeni bir yol gerekiyor. ABD, İran'a operasyon düzenlemek istiyor ama bunu askeri yolla yapmak istemiyor.
İran'da başlayan ayaklanmalarla mini bir darbeye ulaşma niyeti var!
Tüm plan bu doğrultuda ilerliyor. Aynı plan Irak için de geçerli. Suriye zaten Birleşmiş Milletler haline geldi. Suriye petrol olarak değil ama jeopolitik olarak önemli. Bugün ABD, Rusya, İran, Türkiye ve Fransa'nın Suriye'de askeri üsleri var.
Suriye'de 9 askeri üssü olan Fransa, Türkiye'ye, "Suriye'de ne işin var" diyebiliyor.
Ancak aynı Fransa, ABD, Rusya ve İran'a bu konuda ses çıkarmıyor. Çünkü Fransa, Kürtler üzerindeki etkisini kullanmak istiyor.
ABD; Rusya ve İran'la karşı karşıya gelmek yerine Türkiye'yi hedef seçiyor.
Çünkü Türkiye ile Akdeniz'de de karşı karşıya gelmek üzere olan bir Fransa var. Kürtler üzerinde etkin olan Fransa, Türkiye içinde de karışıklık çıkarmak için elinden ne gelirse yapacaktır, yapmak isteyecektir...
Tekrar başa dönelim.
Günlerdir yazdığımız James Edward Gustaf Le Mesurier suikastına demir atalım... Fransız gizli servisi, SON JAMES BOND'un KARAKÖY'de öldürüleceğini öğrendi. Bu bilgiye ulaştıkları an kendi planlarını devreye sokmak için adım attılar.
Fransa bu suikastın sonucunda TÜRKİYE'yi hedef yapacaktı. Fransız gizli servisi, ÇOK ÖNEMLİ, TANINAN BİR KÜRT ismi, James Edward Gustaf Le Mesurier'in cesedinin yanına bırakacaktı!
Suikast planını yapan ABD, Rusya'nın suçlanmasının önünü açarken, Fransa da önemli bir Kürt vatandaşı üzerinden Türkiye'yi suçlayacaktı.
Ancak Fransız istihbarat grubu, o Kürt vatandaşını Diyarbakır'dan İstanbul'a getirmeyi başaramadı.
Fransa Dış İstihbarat Servisi DGSE'nin 2013 yılında Paris'te PKK'lı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'i öldüren özel operasyon birimini, bu iş için görevlendirmesi olayın büyüklüğünü ortaya koyuyordu!
Ancak o isim kaçırılamayınca plan yattı!
Bir de DİYARBAKIR'a gidenler o isim ile buluşmak için "DEMİRTAŞ'TAN ÖNEMLİ MESAJLAR VAR" diyerek kapıyı aralamak istediler... Olmadı...
Sadece KARAKÖY'de James Edward Gustaf Le Mesurier'in cesedi bulundu...
Oyun bitti mi peki? Elbette hayır... Devam edecek...
Şiddetli bir şekilde hem de...
NOT: Bunları nereden biliyoruz? Yukarıdakileri yazanlar söylüyor.