Köprü, cami, çeşme, okul vb. yapılar yaptırmanın İslamiyet'te "sadaka- yı cariye" yani sürüp duran hay'ır inancıyla ilgisi vardır. Bu inancın kaynağı da şu hadistir: "İnsan öldüğünde yaptığı işler biter, gider. Artık bir hay'ırda bulunamaz. Ancak şu üç kişinin hay'ır ve hasenatı kesilmez: Daima sürüp duran (köprü, çeşme, okul, hastane gibi) ammenin daima faydalanacağı hay'ır yapan; ilmiyle halkı faydalandıran, kendisine dua eden temiz bir evlat bırakan." Devrin başta sultanları ve yakınları, paşaları olmak üzere gücü ve imkanı olan herkes hayır için "sadakayı cariye" sayılan yapılar yaptırmıştır. Bugün bile az bir imkanı olan bir çeşme yaptırır. İhtiyacı olana su vermek bile büyük sevaplardandır. İnanç kısmı böyleyken yöneticiler için bir de siyasi boyutu vardı. Tarih boyunca İstanbul'un başta iaşesi olmak üzere ihtiyaçlarını gidermek hep çok önemli olmuştur. Çünkü nüfusunun yoğunluğu idari ve siyasi merkez olmasıyla birleşince İstanbul'daki huzursuzluklar imparatorları ve padişahları tahtından etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, Koca Sinan'ı İstanbul'a su getirmek için iki kez görevlendirdi. Sinan'ın ilk çalışmasına Süleymaniye suyolları ve tesisleri, ikincisine ise Kırkçeşme su yolları ve tesisleri denir. Kanuni Sultan Süleyman, Sinan'dan imparatorluğun ve başkentin simgesi olacak görkemli bir cami yapmasını isteyince, Sinan bunun için yer aramaya başladı... Süleymaniye deyince akla hemen cami gelir, oysa Süleymaniye 70 dönüm arazi üzerine kurulan, içinde medreseler, hastane, hamam, han, imaret, kütüphane vb. yapılardan oluşan devasa bir külliyedir. Süleymaniye için imparatorluğun bütün imkanları seferber edildi. Evliya Çelebi, Süleymaniye Külliyesi içindeki yapıların bin kubbesi olduğunu ve 3 bin civarında çalışan olduğunu yazar. 1570-1577'de inşa edilen Süleymaniye Külliyesi'nin su ihtiyacını gidermek amacıyla, Sinan külliye bitmeden yetiştirmek için eş zamanlı olarak Süleymaniye suyollarının inşasına da başladı. Süleymaniye suyolları, İstanbul'un kuzeybatısında bulunan iki ayrı koldan gelir ve toplam 50 kilometrelik bir geçkiyle Süleymaniye Külliyesi'ne ulaşır. Toplam debisi günde bin metreküptür. Bu miktar o devirde 20 bin kişinin su ihtiyacını karşılamıştır. Suyun iletiminde
Roma döneminden kalma
Bozdoğan ve
Mazul su kemerlerinden de yararlanılmış, ayrıca
Avasköy kemeri yapılmıştır...
YARIN: OSMANLI'NIN EN BÜYÜK SU PROJESİ
TAYFUN ER'İN KALEMİNDEN / BİN YILIN USTASI MİMAR SİNAN - 5