Davutoğlu 3,5 yıl önce ne söyledi bugün ne yaptı!

Yeniakit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, bugünkü köşesinde yeni parti kuran Ahmet Davutoğlu hakkında çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Karahasanoğlu, Davutoğlu'nun geçmişteki konuşmalarına atıfta bulunarak bugün içinde bulunduğu çelişkiyi ve buralara nasıl gelindiğini gözler önüne serdi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :14 Aralık 2019 , 13:24 Güncelleme Tarihi :14 Aralık 2019 , 13:29
Davutoğlu 3,5 yıl önce ne söyledi bugün ne yaptı!

İşte Ali Karahasanoğlu'nun "Davutoğlu'nun 3,5 yıl önce söyledikleri ve bugün yaptıkları!" adlı köşe yazısının tamamı:

Tarih: 22 Mayıs 2016..

Çok değil, 3.5 yıl öncesi..

Dün yeni kurduğu partisinin tanıtımı yaparken dinlediğimiz Ahmet Davutoğlu, 3,5 yıl önceki söyleminden, ne oldu da başka bir konuma evrilmiş?

Merak ettim..

Hepimizin yaşayabileceği, nefsimizin esiri olabileceğimiz, şeytanın baskısı gerçeğinden hareketle, "Acaba şöyle mi olmuştur" diye, sormak istedim..

3,5 yıl önce binlerce kişinin huzurunda Ahmet Davutoğlu söylüyor: "Hiçbirimiz vazgeçilmez değiliz!"

ŞEYTAN DEVREYE GİRİYOR:
"Olur mu A.D.. Onlar, şunlar, bunlar vazgeçilmez olmayabilir. Sen vazgeçilmezsin.."

3,5 yıl önce, Ahmet Davutoğlu AK Parti Kongresi'nde konuşuyor:

"Biz ahde vefayı her şeyin üzerinde tuttuk. Makamlara, mevkilere, koltuklara veda ederiz kardeşlerim ama ahdimize, ilkelerimize, davamıza asla veda etmeyiz, asla dönmeyiz, asla bırakmayız."

Şeytan devreye girer:

"Vefa, İstanbul'da bir semtten ibarettir, A.D.. Boşver sen vefayı.. Dava, senin genel başkan olduğun sürece senin davandır. Sen genel başkanlıktan inince, o dava senin davan değildir.. Haydi hazırlan.. Dönmek için, bırakmak için hazırlan.."

Aynı konuşmada Ahmet Davutoğlu şöyle söyler:

"Meselemiz, derdimiz, davamız, bütün şahsi hallerimizin üzerindedir."

Şeytan boş durur mu, hemen sahneye çıkar:

"Aaaa, A.D.. Sen şahsi hallerinin kavgasını vermiyorsun ki.. Senin şahsi halin, aslında senin davandır.."

Farklı konuşmalardan seçmece yapmıyorum.. Aynı konuşmasında Ahmet Davutoğlu devam ediyor:

"Kurucu liderimiz, Kurucu Genel Başkan'ımız, saygıdeğer Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra AK Parti'ye ikinci genel başkan olduğum kongremizde, 'Bu kongre bir veda kongresi değil, bir vefa kongresidir' demişti. O gün verdiğimiz sözü namus bildik. O günden bugüne ahdimize sadık kaldık."

Namus sözünü duyar duymaz, şeytan boş durmaz.. Hemen devreye girer.. Eski Başbakan'ın aklını çelmeye çalışır:

"Namus falan.. Boşver bunları A.D.. Söz mü; çiğnersin köz olur.. İnsanlar seni bekliyor.. Senin kurtuluş reçeteni gözlüyor.. Namusu, sözü unut.. İnsanları kurtar.. Merak etme, senin bu sözlerini, üç gün sonra, hiç kimse hatırlamaz bile.."

Veda değil, vefa konuşmasında Ahmet Davutoğlu devam eder:

"O günden beri ülkemizin ve milletimizin hukukunu, partimizin ve Cumhurbaşkanı'mızın hukukunu büyük bir özenle koruduk."

Şeytan şeytanlığını yapar:

"Cumhurbaşkanı'nın hukukunu, bırak da kendisi korusun A.D.. O sana bir üniversiteyi bile çok gördü. Ne olurdu sanki, bila bedel, devletten kendi vakfına çaktırmadan devrettiğin arsayı, görmezden gelseydi. Başka üniversitelere verilmiş benzer bir örnek yokmuş gerekçesine kanma. Sen, başka üniversite misin A.D? Kafanı çalıştır.. İlkeli hareket etme gerekçesi ile, dürüstlük gerekçesi ile senin vakfına verilmeyen arsa, senin hakkındı. Sana vermediler. Onlar senin haklarını korumadılar. Sen de onların haklarını koruma sözü vermiş olsan da, koruma!"

Davutoğlu, AK Partililere hitabında konuşuyor:

"Daima partimizin, davamızın birliğini gözettik. Son nefesimize kadar da bunu gözetmeye devam edeceğiz."

Şeytan şimdi hatırlatır:

"A.D., sen farkında değilsin ama, sana o gün de bu sözleri ben söyletmiştim zaten.. Böyle iddialı sözler, benim sözlerimdir.. Benim sözlerim olduğu için, üzerinden 3.5 yıl geçmeden.. Bunları sana unutturdum... Bak ne güzel, partiden de istifa ettin.. Son nefese gerek kalmadan.. Dünyaya kazık çakacakmışsın gibi, dün bir, bugün iki.. Yeni partiyi de kuruverdin.. Çok güzel hareketler bunlar A.D.. Çok güzel! Sözünde durma.. Dün söylediğini, bugün unut.."

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini de değerlendirir Ahmet Davutoğlu:

"AK Parti tarihinin en büyük seçmen desteğini 1 Kasım seçimiyle aldık."

Şeytan takdir eder bu konuşmayı:

"1 Kasım seçimlerindeki başarı, senin eserin A.D.. Şimdi yeni parti kurarsan, aynı oyu alırsın. Kur partiyi.. Namusu unut.. Vefayı unut.. Sözlerin hepsini unut.. Kur partiyi.. İndir, seni indirenleri! Sen bu partiye, herkesten önce gelmiştin.. Onlar seni davet etmişlerdi.. Sen gitmemiştin ama.. Sen onları işaret ettiğin için, 2002 seçimlerini kazandılar. Sen onları işaret ettiğin için 2007 seçimlerini kazandılar.. Sonra, sana çok çok ısrar ettiler. Sen de onlara önce danışmanlık yaptın. Sonra Dışişleri Bakanlığı yaptın. Beceremiyorlardı, batacaklardı, mecburen seni başbakan yaptılar.. Senin ..nda bile mavi boncuk vardır, A.D.."

Ahmet Davutoğlu'nun 22 Mayıs 2016 tarihli konuşması sürüyor:

"Makamlara veda edebiliriz. Ama ilkelere asla veda edemeyiz."

Şeytan bu sözden huylanır:

"Bak A.D.. Bugüne kadar böyle yapmış olabilirsin.. Bugünden sonra, 'Makam' ile 'İlke'yi yer değiştirir.. Kimse çakmaz, merak etme sen!"

Davutoğlu'nun konuşmasında, dine atıflar da var:

"Biliniz ki hepimiz bir gün bu geçici fani dünyaya veda edeceğiz. Geriye sadece Rabb'imize ve milletimize verdiğimiz sözlere vefamız kalacak. Allah bizleri vefa yolundan ayırmasın."

Şeytan usûl usûl yaklaşır Ahmet Davutoğlu'na ve kulağına üfler:

"Olur mu A.D.? Sen daha cumhurbaşkanı olacaksın. Sen daha stratejik derinlikteki tezlerini dünyaya hakim kılacaksın.. Dünyaya veda etmene, daha çok var senin.. Sen kur partiyi.. Faniliği, vedayı falan unut.. Senin, kendilerine dünyayı dar edeceğin isimler var.. Onlara, kazanamasan da, nasıl kaybettireceğini gösterebilirsin.. Sende bu güç var.. Haydi A.D. göreyim seni."

Şu sözler de aynı konuşmadan:

"Hiçbir şey AK Parti'nin birliğinden beraberliğinden daha önemli değildir!"

Şeytan aklını çeler Ahmet Davutoğlu'nun:

"Sözünü düzelteyim A.D. Hiçbir şey, senin 'ego'ndan daha değerli, daha önemli değildir. Kur partini.. Böl dindar insanları.. Ayrıştır muhafazakar insanları.. Örnek olarak da, Erdoğan'ın kurduğu partiyi ver. 'Sen de Erbakan Hoca'ya rağmen parti kurmuştun' de.. Erbakan başbakan iken Erdoğan parti kurmamıştı.. Erbakan'ı arkadan hançerlememişti. Ama olsun. Politika böyle bir şey. Politikaya giren, sonuçlarına katlanır. Erdoğan da, politikanın sonuçlarına katlanacak.."

Davutoğlu'ndan son aktarım:

"Rabb'im bu davaya 14 yıl boyunca Cumhurbaşkanı'mızın başmüşaviri, büyükelçi, Dışişleri Bakanı, Başbakan ve Genel Başkan olarak ülkeme hizmet etme şerefi nasip etti. Sonsuz hamd olsun, şükürler olsun. Rabb'ime bu kongreden sonra şükür secdesiyle kapanıp niyazda bulunacağım."

Şeytan bu, hiç durur mu:

"Sen değil, o senin başmüşavirin idi.. O bir şey bilmiyordu, Dışişleri Bakanı olarak Suriye'de tüm işleri sen kotardın.. Onun girdiği seçimlerde aldığı oylardan daha fazlasını, sen aldın. Her şeyi sen yaptın A.D.. Hepsi senin. Tamamı senin.. Haydi göreyim seni, çık sahneye, göster kendini.. Görsün tüm alem, seni yok sayanlara ne zararlar verebileceğini!"