Merhum Atıf Yılmaz'ın yönettiği Dolap Beygiri adlı bir komedi filmi vardır, mutlaka izlemişsinizdir.
Şener Şen'in canlandırdığı "Yakup" evden takkesini alıp camiye giden güya çok "dindar" bir karakterdir.
Kendini dine vakfetmiştir adeta. Cami Yaptırma Derneği'nde çalışır, makbuz yazar, bağış toplar falan.
Kayınbiraderi Ali (İlyas Salman) başta olmak üzere herkesi dolandırır ve işi bankerliğe kadar vardırır.
Mürai, madrabaz, sahtekâr, rezil bir karakterdir.
O kadar ki Cami Yaptırma Derneği'ndeki halkın bağışlarını da üzerine geçirir, sırra kadem basar.
Hülasa, helal - haram nedir bilmez, yalancının dolandırıcının tekidir.
Bugünkü yazı yolculuğumuzda bu filmi durduk yere hatırlatmadık elbette bir nedeni var.
O da şudur:
Yakup (Şener Şen) sağa sola "Selâmün aleyküm" şeklinde selam vererek mahalle bakkalının yolunu tutar. "Selam" şeklinde mukabele edenlerden de huylanır, hatta kızar. Yaşam tarzlarına tahammül edemeyen, elinden gelse "selama" kadar karışacak olan iş bu Yakup bakkala girince "gazetem" diyerek gazetesini ister. Bakkal da şappadak gazetesini uzatır. Yakup gazetesini alır katlanmış şekilde ceketin cebine herkesin göreceği şekilde koyar. Eşzamanlı eli ayağı düzgün "aydınlanmış" bir yurdum insanı bakkala gelir, bir adet Cumhuriyet gazetesi alır gider. Yakup ona da tahammül edemez, burun kıvırır. "Bizim çocuğun okulunda öğretmen" der, "Bunlar yeni nesli yetiştirecek biz de göreceğiz..."
Madrabaz, mürai, sahtekâr, hilebaz, dolandırıcı, yalancı Yakup'un gazetesi mi?
Milli Gazete'dir.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN