Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine ilişkin görüşmeler kapsamında TBMM genel kuruluna hitap etti.
TBMM Genel Kurulunda, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin son gün görüşmelerinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, eskiden tüm saldırıları, tuzakları, senaryoları, oyunları sınırları içinde kabul etmek ve mücadele yürütmek zorunda kalan bir ülke olduğunu, bu denklemin yol açtığı kısır döngü yüzünden, Türkiye'nin uzun yıllarının, mücadelelerle, hatta kimi dönemlerde kardeş kavgalarıyla heba olduğunu belirtti.
Son 17 yıldır Türkiye'nin, sahip olduğu dirayetli, kararlı, bilinçli, gayretli ve başarılı yönetim sayesinde, her alanda çağ atladığını ifade eden Oktay, gelinen noktada artık mücadeleyi ülkenin kendi içinde değil, bölgede ve küresel düzeyde verdiklerini, son yıllarda Türkiye'ye yönelik saldırıların ve husumet dalgalarının artmasının gerisinde de bu gerçeğin kabullenilmek istenmemesinin bulunduğunu kaydetti. Oktay, "İsteseler de, istemeseler de, büyük ve güçlü Türkiye gerçeğini herkes kabul etmek zorunda kalacaktır." diye konuştu.
Suriye'den Akdeniz ve Libya'ya, terör örgütleriyle mücadeleden ekonomik tuzakların kırılışına kadar her gelişmenin, Türkiye'nin gelecek hedeflerine ulaşma azim ve kararlılığının tezahürü olduğunu dile getiren Oktay, şöyle devam etti:
"Bir ülkede her şey değişirken, toplum değişirken, yönetim sistemi değişirken, güvenlik paradigmaları değişirken, diplomatik dil değişirken, ekonominin ölçekleri değişirken, yürütmenin de dahil olduğu siyaset kurumunun yerinde sayması düşünülemez. Milletin sesi, nefesi, temsilcisi olarak gördüğümüz siyaset kurumunda, yasama ve yürütme arasındaki ilişkilerin de toplumsal dinamikler çerçevesinde değişime uğramaması düşünülemez. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimiz de toplumun bu değişim arzusunun bir tezahürüdür. Bu değişim ve dönüşümün lokomotifliğini yapan da yine milli iradenin tecelligahı olan TBMM'ye ise güvenimiz sonsuzdur.
Hayatı demokratik mücadele ile geçmiş, demokrasinin işlemesi ve onun en büyük teminatı olan yüce Meclisimizin varlığını sürdürmesi için askeri ya da sivil vesayet teşebbüslerine karşı defalarca mücadele etmiş, kendisini cesurca ortaya koymuş bir lider olan Sayın Cumhurbaşkanımız, bu anlamda 'tek adam' benzetmesinin yapılabileceği en son insandır. Ezanına ve bayrağına sahip çıkarak darbe girişimlerini bile akamete uğratan Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı hız ve esneklikle başarılarını taçlandırmaya devam edecektir."
Oktay, 2020'nin, tüm alanlarda ülke ve millet için hayırlı gelişmelerin yaşandığı bir sene olacağını belirtti.
"ÖNCELİĞİMİZ BÜTÇEMİZİN EKONOMİK VE SOSYAL KALKINMA HEDEFLERİMİZE HİZMET EDEN BİR YAPIDA OLMASI"
İyi bütçe uygulamaları ve mali disiplinin, hükümetin güven veren politikaları ile özdeşleştiğine dikkati çeken Oktay, "2020 bütçe hazırlık sürecinde, bütçemizin ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerimize hizmet eden bir yapıda olması temel önceliğimiz olmuştur. Bu çerçevede 2020 bütçesi, Türkiye ekonomisinin yoluna daha da güçlenerek devam etmesine katkı sağlayacak bir bütçedir." diye konuştu.
Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2020 bütçesi, enflasyon ve faizlerin daha da düşmesini sağlayarak vatandaşlarımıza verdiğimiz sözleri hayata geçirmemizi sağlayacak, kaynaklarını faize değil yatırıma, üretime ve topyekun refah artışına dönüştürecektir. Bütçemiz, fakiri, fukarayı, yetimi, çocukları, gençleri, kadınları, engellileri, toplumun tüm kesimlerini gözeten ve kollayan özellikte yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da dahil hepimizin bütçesidir. Aynı zamanda iç ve dış kaynaklı tüm tehditlere, yerli ve milli savunma sistemleri ile en güçlü şekilde karşılık veren ve bertaraf eden Türkiye'nin bütçesi olarak hazırlanmıştır. 2020 bütçesi, her alanda yerli ve milli ekonomi hamlesinin, değişim döneminin ve muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefimizin bir göstergesidir."
"NİCE MESELENİN ÜSTESİNDEN BAŞARIYLA GELDİK"
AK Parti hükümetlerince hazırlanan bütçelerin, vergi gelirlerinin vatandaşlara en iyi hizmetlerle dönmesini sağlamak üzere oluşturulduğunu, mali disiplinle, bütçe gelirlerinin faiz ödemelerine değil, milletin refahı için harcandığını belirten Oktay, "Ülkemizin kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyenlere karşı kendi icraat gündemimize sıkı sıkıya sahip çıkmayı 2020 bütçesi ile de sürdüreceğiz. Bu yürüyüş, ülkemizin egemenliğini, hak ve menfaatlerini, milletimizin, tüm dostlarımızın ve mazlumların hukukunu korumak içindir. Bu yolculukta önümüze çıkan ve çıkartılan engelleri birer birer geride bırakırken; artık tehdit, endişe ve kriz gibi kavramların bizdeki karşılığı değişmiştir." şeklinde konuştu.
Elde ettikleri tecrübeler sayesinde engelleri bertaraf edecek yeni yaklaşımlar ve stratejiler geliştirdiklerini vurgulayan Oktay, önceki dönemlerde sorun kaynağı olabilecek ve büyük tahribatlar oluşturabilecek nice meselenin üstesinden başarıyla geldiklerinin altını çizdi.
Oktay, "Kazandığımız başarılarla 'Zor ve imkansız diye bir şey yoktur.' anlayışını her alanda yerleştirdik. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kazandığımız öz güven sayesinde; hedefine odaklanan sanayicilerimiz, ihracatçılarımız, bilim insanlarımız, öğretmenlerimiz ve toplumumuzun tüm kesimleri, daima daha ileriye gitme kararlılığını taşımaktadır." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, bugün hem siyasi, ekonomik ve sosyal hem de askeri bakımdan eskisiyle mukayese edilemeyecek kadar güçlü bir konumda olduğuna işaret eden Oktay, artık kendisine güvenen, gücüne inanan ve tuzakları bozan bir Türkiye'nin bulunduğunu belirtti.
Oktay, son dönemde Suriye'de yürütülen harekatlar, terörle mücadele operasyonları ve Doğu Akdeniz'de atılan stratejik adımların bu duruşun en somut göstergeleri olduğunu söyleyerek, "Bugün, ekonomisini toparlamış, güney sınırlarındaki oyunu bozmuş, birlik ve beraberliğini koruyan bir Türkiye olarak ilerlemeye devam ediyoruz. Yola çıktığımızda hedefimiz, sadece Türkiye'yi büyük ve müreffeh bir ülke yapmak değil, aynı zamanda ekonomik büyümenin toplumumuzun tüm kesimlerine daha adil ve dengeli yansıması idi. Bütçe politikalarımız bu dengeyi kurmaya yöneliktir." değerlendirmesinde bulundu.
2003-2018 yıllarında ülke ekonomisini, görülmemiş boyuttaki küresel krize rağmen yıllık ortalama yüzde 5,6 oranında büyüttüklerini vurgulayan Oktay, 2020 yılında da yüzde 5 büyüme hedefiyle, küresel büyüme beklentisi olan yüzde 3,4 oranından daha fazla büyüme sağlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Satınalma gücü paritesine göre kişi başına geliri 10 bin 685 dolardan 28 bin 44 dolara çıkardıklarını dile getiren Oktay, Avrupa İstatistik Kurumu verilerinin satın alma gücü paritesine göre Türkiye'de vatandaşların ortalama alım gücünün, Avrupa Birliği'nde yaşayan ortalama bir vatandaşın alım gücünün üçte ikisine ulaştığını bildirdi.
Oktay, bu durumun, 17 yıl önce ortalama bir Avrupalı'nın üçte biri düzeyindeki alım gücünün artık Avrupa standartlarına hızla yaklaştığını gösterdiğini bildirdi.
"ENFLASYONA EZDİRMEDİK CÜMLESİNİ LAF OLSUN DİYE KURMUYORUZ"
2020 yılı bütçesinin de vatandaşların alım gücünü koruyacak kaynak yeterliliğine ve dağılımına sahip olduğunu belirten Oktay, bu sebeple, "Enflasyona ezdirmedik." cümlesini laf olsun diye kurmadıklarını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin konuşmasında, "uçağın dört motorunun da gittiği, sonrasında da şehadet getirmekten başka bir şansı kalmayan pilota dair" bir fıkra anlattığını anımsatan Oktay, bu fıkranın, 1990'ları çok iyi anlattığını vurguladı.
Oktay, "Kendisinin fıkrada anlattığı gibi, 1990'ların sonunda millet olarak nihayetinde topyekun şehadet getirdik ve sonrasında AK Parti iktidarları ile tekrardan şaha kalktık. Sayın Kesici halen 90'lı yılların sonunda kalmış gibi ancak 10 gün sonra 2020 yılına gireceğiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, son 16 yılda yapılan atılımlar ile AK Parti hükümetleri döneminde memur maaşları başta olmak üzere engelli, yaşlılık ve emekli aylıklarındaki reel artışa ilişkin bilgi vererek, "Biz çok iyi arkadaşlarla çalışıyoruz Sayın Kesici. Anladığım kadarıyla sizin arkadaşlarınız IMF ile çalışmayı tercih ediyorlar." şeklinde konuştu.
"Vatandaşlarımızın alın teriyle elde ettiği kazancından ödediği vergilerin faiz ödemelerine gitmesine rıza göstermeyeceğimizi açıkça ortaya koyarak iktidara geldik." diyen Oktay, rayından çıkmış ekonomik dengeleri, göreve geldikleri ilk yıldan itibaren hızla rayına oturtarak paradan para kazanılmasını değil, alın terini önceleyen bütçeler ortaya koyduklarını ifade etti.
Vergilerin, faize değil okula, öğretmene, fırsat eşitliğine, hastaneye, ilaca, doktora, yola, köprüye, mühendise, sulamaya, tohuma, çiftçiye gitmesi yaklaşımıyla mali alanın oluşturulduğunu söyleyen Oktay, "İnsani gelişmişliği, bütçe kaynaklarımızdan yönlendirdiğimiz ekonomik ve sosyal altyapı yatırımlarının ve transfer harcamalarının yanı sıra dezavantajlı kesimleri de destekleyerek artırıyoruz. Türkiye, bugün 'en yüksek insani gelişmiş ülkeler ligindeyse, bunu mutlak yoksulluğu yok ederek, göreli yoksulluğu en aza indirerek sağladık ve gelir dağılımını iyileştirerek yaptık. Oluşturduğumuz sosyal yardım şemsiyesi sayesinde açlıktan ölümleri, soğuktan donmaları ülkemizin gündeminden çıkardık. Artık kimse bunları tartışmıyor daha fazla gelir, daha fazla refah elde etmeyi tartışıyor. Hükümet olarak sadece daha fazlası için eleştiri alıyoruz." diye konuştu.
"BİRİNCİ VE İKİNCİ YARGI REFORMU PAKETLERİNDEKİ ÇALIŞMALARIMIZ ARTARAK DEVAM EDECEK"
İş adamlarının ve yatırımcıların daha verimli bir ortamda üretip karşılığını aldığı, karını daha fazla yatırıma ayırdığı, tüketicinin üretilen mal ve hizmetleri daha makul fiyatlarla temin ettiği bir ekonomik yapıyı hedeflediklerinin altını çizen Oktay, şunları kaydetti:
"Gösterdiğimiz çabalar neticesinde Türkiye, Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı endeksinde 2005 yılında 155 ülke arasında 93. sırada yer alırken, son iki yılda 190 ülke arasında 60. sıradan toplam 27 sıra ilerleyerek 33. sıraya yerleşmiştir. Benzer şekilde, 2 yılda bir yayımlan BM e-Devlet gelişmişlik endeksinde ülkemiz 2016 yılında 68. sırada iken, 2018 yılında 15 sıra birden yükselerek 53. sıraya yükselmiştir. 'Bürokrasinin Azaltılması ve Dijital Türkiye' kapsamında sürdürdüğümüz başarılı çalışmalar neticesinde, alt endekslerden biri olan 'Çevrimiçi Hizmet Sunumu' endeksinde, ülkemiz 2016 yılında 67. sıradayken, 2018 yılında 40 basamak yükselerek 27. sıraya yerleşmiştir.
Vatandaşlarımız, kamu hizmetlerini her geçen yıl bir önceki yıla göre daha fazla ve kaliteli olarak evinden veya kendi iş yerinden almaya devam edecektir. Müteşebbis ve mülkiyet haklarının daha ileri bir şekilde korunduğu, fiziki altyapı ihtiyacının önemli ölçüde karşılandığı, daha kurumsal ve daha öngörülebilir bir ekonomi yapısına yönelik çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Daha fazla değer üreterek, bu değeri milletimizin yararına kullanabilen, refahı paylaşan bir Türkiye için de demokratik ortamımızı koruyup geliştirmekte kararlıyız. Bunun önemli bir parçası olan Yargı Reformu Stratejisi kapsamında yürüttüğümüz çalışmalar hak ve özgürlüklerin daha iyi korunup geliştirilmesi alanındaki irademizi ortaya koymaktadır. Birinci ve ikinci yargı reformu paketlerindeki çalışmalarımız artarak devam edecektir. Soruşturma ve davaların makul sürede sonlanmasına vesile olacak değişiklikler, vatandaşlarımızın adalete erişimini kolaylaştıracak ve güçlendirecek politikalar hayata geçirilmiştir, geçirilmeye de devam edecektir."
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin demokratik kurum ve kuruluşlarının daha etkin, karar alma ve uygulama mekanizmalarının ise daha hızlı ve esnek çalışmasını sağlayarak, millete daha kaliteli hizmet verdiklerini belirterek, "Hukukun üstünlüğü ilkesiyle hareket eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde ekonomiye yönelik saldırılar, çok daha hızlı bir şekilde karşılık verilerek bertaraf edilmiştir." ifadesini kullandı.
Gelir artışının, insani gelişme için bir araç olduğunu, nihai hedef olmadığına işaret eden Oktay, nihai hedefin, vatandaşların toplum içinde ve birey olarak daha huzurlu olması ve gelişmiş yaşam standartlarına kavuşması olduğunu vurguladı.
Oktay, "Ancak, rakamlarla anlattığımız icraatlarımızın, çok partili siyasi tarihimiz boyunca, milletimizin bir kez bile tek başına hükümet etme güvenini verdiği taraflarca tam anlaşılamadığını müşahede ediyoruz. Oysa, yaptığımız icraatlar, güneşin balçıkla sıvanması çabalarının önünde koca bir kale gibi durmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
"ÜLKEMİZİ KALİTEDE DE DAHA ÜST BASAMAKLARA SIÇRARKEN GÖRECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz okul inşa ettikçe, eğitim kampanyaları düzenleyip ailelere 'eğitim desteği ve danışmanlık' verdikçe bu sefer de eğitimimizin kalitesine kara çalınmaya çalışıldı. Oysa biz bu kesimlerden çok daha önce, eğitime erişimi sorun olmaktan çıkardık ve kaliteyi öncelediğimizi ilan ettik. En son açıklanan PISA sonuçları ile puanını en çok artıran ülke olarak eğitimde bir yol kat ettiğimiz görülmüştür. 'İyi ama yetmez' dedik. Daha üst sıralara çıkmak zorundayız ve bütçede eğitime ayırdığımız yüksek pay ile de bu iddiamızın gereğini yerine getiriyoruz. Önümüzdeki dönemde ülkemizi kalitede de daha üst basamaklara sıçrarken göreceğiz."
"Bizim için insanımız ve onun refahı kalkınmamızın temel amacıdır." diyen Oktay, güçlü bir beşeri sermayesi olmayan milletlerin, müreffeh bir hayat sürmesinin de mümkün olmadığını söyledi.
Aileyi güçlendirmek ve aileyi zayıflatan etmenleri ortadan kaldırmak için kamu-sivil toplum iş birliğini desteklediklerini kaydeden Oktay, "'Kadın güçlü olursa aile de toplum da güçlü olur' anlayışıyla kadınlarımızın toplumsal statüsünün yükseltilmesine büyük önem veriyor ve gereğini de yapıyoruz. Kadına yönelik şiddete karşı yürüttüğümüz mücadele kapsamında 'Mercan Seferberliği' başlatılmış olup, 2020-2021 Koordinasyon Planı hazırlamıştır." ifadelerini kullandı.
"MESLEKİ EĞİTİM GENÇ İŞSİZLİĞİN AZALMASINA KATKI SAĞLAYACAK"
Türkiye'nin, Avrupa Birliği ülkeleri arasında genç nüfusun ülke nüfusuna oranı en yüksek ülke olduğuna dikkati çeken Oktay, "İstikbalimizin teminatı gençlerimizin sosyal anlamda güçlendirilmesi, karar alma süreçlerine aktif katılımlarının sağlanması ve kişisel gelişiminin desteklenmesine yönelik çalışmalar bizim dönemimizde ivme kazanmıştır." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 18 yaşındaki gençlere seçme ve seçilme hakkını savunduklarını, 2019 yılının 'gönüllülük yılı' ilan edildiğini, tüm illerden gençlerin gönüllü sosyal faaliyetlere teşvik edildiğini dile getirdi.
Oktay, "2020 bütçesi, gençlerin, iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun mesleki eğitim programlarına dahil edilmesi suretiyle genç işsizliğinin azaltılmasına da katkı sağlayacaktır." diye konuştu.
"SAĞLIKTA SAĞLANAN İLERLEME DE BİRER RAKAMDAN İBARET DEĞİLDİR"
Türkiye'nin insani gelişmişlik düzeyindeki başarısında, sağlık alanında atılan önemli adımların da rolünün büyük olduğunu dile getiren Oktay, "Hemen herkesi sağlık güvencesi şemsiyesi altına aldığımız, sosyal güvenlik kapsamını genişlettiğimiz görmezden gelinemez. Sağlıkta sağlanan ilerleme de birer rakamdan ibaret değildir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçemiz, hastaneye, doktora, tedaviye ve ilaca rahat erişimin temel garantisi olarak bu yıl da vatandaşlarımızın hizmetinde olacaktır." diye konuştu.
Oktay, tütün, alkol, uyuşturucu ve davranışsal bağımlılıklar ile mücadelenin, üzerinde hassasiyetle durulan en önemli çalışma alanlarından biri olduğunu söyledi.
Madde bağımlılığı ile mücadele kapsamında tedaviye erişim imkanlarını artırmayı sürdüreceklerini aktaran Oktay, Türkiye'nin bu mücadelede gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çok ötesinde olduğunun altını çizdi.
"KOBİ'LERE DESTEK SAĞLIYORUZ, 2020 BÜTÇESİYLE DAHA FAZLASINI SAĞLAYACAĞIZ"
Türkiye'de sanayinin daha da rekabetçi hale gelmesi için yüksek katma değerli üretime odaklanıldığını ifade eden Oktay, şunları kaydetti:
"Verimlilik artışı, etkin dijitalleşme ve yerelden kalkınma sanayi alanında öncelik verdiğimiz temel alanlar olmayı sürdürüyor. Ayrıca KOBİ'lerin teknolojik yeniliklere süratle uyumlarını sağlamak, rekabet güçlerini yükseltmek ve ekonomiye katkılarını artırmak da önemli bir gündem maddemiz. Yüksek teknolojili alanlar ve imalat başta olmak üzere Ar-Ge ve inovasyon projelerinde çıktıların somutlaşarak ticari prototip ve ürüne dönüşmesini önemsiyoruz. Bugün sayıları 85'e ulaşmış olan ve 1 milyar lira kaynak aktardığımız Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde faaliyet gösteren 5 bin 500 firmanın satış geliri 83 milyar liraya, ihracat geliri ise 4,3 milyar dolara ulaşmış durumdadır. Ayrıca bunların piyasayla buluşmasını kolaylaştırmak için girişimcilere ve KOBİ'lere destek sağlıyoruz ve 2020 bütçesiyle daha da fazlasını sağlayacağız. Yatırımcıların yoğun şekilde talep ettiği İlçe Bazlı Bölgesel Teşvik Modeli'ne geçiş çalışmalarında sona yaklaştık, yakın zamanda paylaşacağız."
"OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNDE GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİNİ YAKALAMAK AÇISINDAN BİR FIRSAT"
"Yerli Otomobil Projesi'nde kritik bir eşiği aşmak üzereyiz." bilgisini veren Oktay, Yerli Otomobil Projesi'ni elektrikli, otonom ve bağlantılı araç teknolojilerinin temelden dönüştürdüğü otomotiv endüstrisinde geleceğin teknolojilerini yakalamak açısından bir fırsat olarak gördüklerini belirtti.
Yerli otomobili prototipinin 27 Aralık'ta kamuoyuna tanıtılacağını ifade eden Oktay, "Elektrikli otomobil üretimine dönük büyük bir ekosistem, bu girişim ile birlikte hayata geçmiş olacak. Ayrıca oluşan ekosistem, uçan araç, insansız otonom sistemler gibi daha ileri teknolojilere de altyapı oluşturacaktır." diye konuştu.
"HAVA VE UZAY ARAÇLARI PROJELERİNE DE TEKNOLOJİ TRANSFERİ SAĞLAMAYI PLANLIYORUZ"
Türkiye'nin uzay sanayisi aynı anda birkaç önemli ve büyük projeyi yürütebilecek kabiliyete ulaştığına dikkati çeken Oktay, Türksat 5A uydusunun 2020 yılının üçüncü çeyreğinde fırlatılacağını ve gelecek yıl sonunda da hizmete alınacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2021'de uzaya fırlatılacak İMECE uydusunun ise ilk yüksek çözünürlüklü milli görüntüleme uydusu olacağını belirterek, "Diğer bir büyük projemiz TÜRKSAT-6A projesidir. Türkiye'nin en büyük Ar-Ge projesi olan Milli Haberleşme Uydusu Türksat 6A'yı 2022 yılında hizmete almak için TÜBİTAK, ASELSAN, TAİ ve KOBİ'lerimiz iş birliği içinde yoğun şekilde çalışmaya devam etmektedir. Bunların yanı sıra Milli Uzay Programını 2020 yılında ilan edeceğiz. Uydu sistemlerinin yanı sıra uzaya erişim için fırlatma sistemleri geliştirmeyi böylece yerli imkanlarla üretilecek hava ve uzay araçları projelerine de teknoloji transferi sağlamayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
"ÜLKE SINIRLARIMIZIN ÖTESİNDE OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILAN TÜM TEHDİTLERİ BERTARAF EDİYORUZ"
Savunma sanayiinde yerlilik oranını yüzde 20'lerden yüzde 70'ler seviyelerine çıkarıldığını dile getiren Oktay, 66 olan savunma sanayi projesi sayısının bugün 700 olduğunu belirtti.
S-400 VE F-35 ÇIKIŞI: TEHDİTLER BİZİ MOTİVE EDER
Oktay, ��öyle devam etti:
"Milli teknoloji hamlemizi başarıya taşıyan adımlar, bilinçli bir gayretin, milli şuurun, stratejik görüşlülüğün, sabrın ve yılgınlığa hiçbir surette prim vermeyen bir iradenin sonucudur. S-400 ve F-35 ile başlayan süreçte bizi yaptırımlarla tehdit edenler, savunma sanayisinde gerçekleştirdiğimiz milli teknoloji hamlesine bakarak tehditlerin bizi yerli tasarım ve üretime daha da motive edeceğini bilmelidir. Türkiye, çok uzak değil yakın bir gelecekte kendi hava savunma sistemlerine, F-35 benzeri insanlı-insansız savaş uçağına, insansız kara savunma araçlarına sahip, ve tasarımdan üretime lider konumdaki ülkelerden birisi olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde milli güvenliğe dair özgüvenimiz artmış, dosta güven, düşmana korku salınmıştır."
Milletin desteği, Hükümetin kararlılığı ve güvenlik güçlerinin fedakar çalışmaları ile terörü zayıflattıklarını ve yok ettiklerini dile getiren Oktay, "Ülke sınırlarımızın ötesinde oluşturulmaya çalışılan tüm tehditleri bertaraf ediyoruz. Milli güvenliğimize yönelik her türlü plan ve operasyonlara karşı hazırlıklı ve güçlü duruşumuzu sürdürüyoruz. Güvenlik güçlerimiz nitelikli insan kaynağı ve yüksek teknoloji oranı ve her geçen gün gelişen altyapısıyla terörün ve terör destekçisi güçlerin üstesinden gelecek güçtedir." ifadelerini kullandı.