Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
BARIŞ PINARI HAREKATI
"Ülkemizin içinde ve dışında önemli gelişmeler yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Suriye'de kurulan terör koridoru tuzağını bozduk. Barış Pınarı Harekatı'yla Rasulayn ve Tel Abyad arasını güvenli hale getirdik. Toplam alanı 8 bin 200 kilometrekareyi güvenli hale getirdik. Müzakere yürüttüğümüz ülkelerin bize verdikleri sözler vardı. Terör örgütünün tüm sınır hattı boyunca 30-32 km dışarı çıkarılması taahhütlerinin yerine getirilmediğini görüyoruz. Tacizler sürüyor. Bölücü terör örgütü kanlı eylemleriyle bölgeye barış ve istikrarın gelmesini engelliyor. Bölgede inşa etmeyi planladığımız yerleşim alanlarına başlayabilmemiz için öncelikli olarak güvenliği ve huzuru sağlamamız gerekiyor.
İDLİB'DEN GÖÇ DALGASI
İdlib tarafındaki durum ise çok daha endişe vericidir. Rejimin saldırıları ve tacizleri kalıcı ateşkesi mümkün kılmıyor. Avrupa başta olmak üzere tüm dünyaya yeni bir sığınmacı dalgasına tahammülümüz olmadığını söyledik. Türkiye'nin çabalarına destek verilmezse ortaya çıkacak sorunlara bedeli herkes ödeyecek dedik. Avrupa ülkelerinin de elini taşın altına koyması gerekiyor.
DOĞU AKDENİZ'DE ARAMA ÇALIŞMALARI
Kıbrıs açıklarındaki petrol ve doğalgaz arama konusu başka bir konudur. Bölgede faaliyet gösteriyoruz. Ülkemizin ve KKTC'deki kardeşlerimizin haklarını korumak için gereken her şeyi yapmakta kararlıyız. Türkiye'nin petrol ve gaz arama çalışmaları başladığında CHP buna da karşı çıktı. Karadeniz'de geldiler, Exxon orada sondaj çalışmaları yaptı, 200 milyon dolar harcadı, petrol çıkaramadı. Bunlar bundan bihaber. Ne yaparsanız yapın biz netice Allah'tan diyoruz, yola devam ediyoruz. Ana muhalefetin bu tavrı Yunan medyasına bolca malzeme verdi. Sadece ana muhalefet konusunda yerli ve milli olmayı başaramadık. İnşallah milletimizle onu da başaracağız.
LİBYA MUTABAKATI
Türkiye'nin tabii bir medeniyet ve tarih havzası bulunuyor. Akdeniz ve Kuzey Afrika bu havzanın en önemli parçalarındandır. Libya'daki her gelişme bizi yakından ilgilendiriyor. Hem Osmanlı hem de Osmanlı subayı Gazi Mustafa Kemal'in yadigarıdır. Sen Gazi'nin kurduğu partiydin, o inat var ya değişmez. Gazi Mustafa Kemal 1911'de Libyalı kardeşlerimizi işgalcilere karşı teşkilatlandırmış ve onlarla savaşmıştır. Haberin var mı Bay Kemal.
Kuzey Afrika'nın tamamı gibi Libya'da ülkemizle bağı bulunan binlerce kardeşimiz bulunuyor. Kardeş Libya halkının yaşadığı sıkıntıları takip ediyoruz. meşru hükümete karşı darbeci general tarafından başlatılan saldırılara en başından beri karşı çıktı. Darbeci generale karşı mücadele yürüten Trablus yönetimine her türlü desteği verdik, veriyoruz. Libya ülkelerimizin deniz yetki alanlarının çakışması nedeniyle denizden de komşumuzdur. 2012'de ilk adımlarını attığımız çalışmaları 27 Kasım'da neticelendirdik.
LİBYA'YA ASKER GÖNDERME
Dün sordular, asker gönderecek misiniz diye, biz davet edildiğimiz yere gideriz. Ama davet edilmediğimiz yere gitmeyiz. Şu anda böyle bir davet olduğuna göre icabet ederiz. Hem deniz yetki alanlarının sınırlandırılması hem de mutabakat ile Libyalı kardeşlerimize verdiğimiz desteği bir kez daha teyit ettik. Bizim bu anlaşma ile amacımız Akdeniz'de kimsenin hakkını gasp etmek değildir, hakkımızın gasp edilmesine engel olmaktır. Biz bu adımı atmamış olsaydık, Türkiye'yi hapsedecek bir oyun sahnelenecekti. Meclis açılır açılmaz ilk iş tezkereyi Meclis'e sunacağız.
TUNUS ZİYARETİ
Dün Tunus'a bir ziyaret gerçekleştirdik. Tunus'un Berlin sürecine katılmasını istiyoruz. Tunus, Cezayir ve Katar'ın bu sürece katılmasını istiyoruz. Şansölye Merkel'e de ilettik. Boris Johnson ve Putin'in bizim gibi düşündüğünü gördük. Dün aldığım habere göre üst düzey noktasında seviyenin biraz düşük olduğunu öğrendiği için katılmayacak. Zannediyorum Boris Johnson da öyle olacak. Sayın Kalın katıldı, bu süreci devam ettireceğiz. Tunus'un etkin aşiretleri ve bölge liderlerini bir araya getirerek siyasi çözümü destekliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu ülke ile derinlikli ve geniş işbirliği imkanları bulacağımıza inanıyorum.
ÇOK SERT 'KANAL İSTANBUL' AÇIKLAMASI
Bugün nereye giderseniz gidin hayranlık verici eserlerle karşılaşıyoruz. Türkiye önemli bir birikime sahiptir. İstanbul pırlanta kıymetindedir. Biz de Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan başlatırsak 25 yıldır İstanbul'a yeni eserler kazandırma gayreti içinde olduk. Ardından bunu 81 ile yaydık. Bunun son örneklerinden biri İstanbul Havalimanı'dır. Nisan'da tam kapasite hizmete giren havalimanımız şu ana kadar 50 milyonun üzerinde yolcuya hizmet verdi. 50 milyonuncu yolcuyu uğurlamak bize nasip oldu, ABD'ye kendilerini yolcu ettiğimiz kardeşlerimize THY'nin hediyelerini takdim ettik. Birinci etabın kapasitesine ulaşacağımızı gösteriyor ve ikinci kapasite için hazırlıkları hızlandırmamız gerektiğini ifade ediyor.
Türkiye'ye küçük düşünmek, küçük davranmak yakışmaz. Kanal İstanbul böyle bir projedir. Şu hususu belirtmek istiyorum. Akşam yatıp, sabah kalktığımızda aklımıza gelen bir proje değildir. Kanal İstanbul'un başbakanlığımdan öncesine dayanan bir geçmişi vardır. Biz bunu seçim kampanyamızda milletimizin onayını aldık. İlmik ilmik örülerek konuşulmuş, hazırlıkları yapılmış ve bugünkü noktaya gelmiştir. Kanal uzunluğu 45 km, derinliği 21 metre olacaktır. 7 köprü, 2 demiryolu ve 2 hafif raylı geçişle dünya çapında eser olacaktır. 1,1 milyar metreküplük dolgu yapılacak bu projenin güzergahı da belirlenmiştir. Proje ile ÇED raporu askıya çıktı. Anayasa Mahkemesi bu projenin yap-işlet-devret kapsamına alınmasına ilişkin iptalini reddetti. Bir başka ifade ile bu projenin kararı verilmiş, süreci başlatılmış ve belirli bir aşamaya gelmiştir.
Hazırlıklarımız tamamlanmak üzeredir ve ihaleye çıkılacaktır. Bu büyük projeyi devletimize ve milletimize ek yük getirmeden, yap-işlet-devret ile bulamazsak milli bütçe ile yaparak hayata geçireceğiz.
Ana muhalefetin başındaki zat, bütün müteahhitleri tehdit ediyor. 'Geldiğimizde bunu iptal edeceğiz' diyor, sen gelmeyeceksin, gelemezsin. Bu ülkede dikili bir ağacı olmayan benim milletim yürü demez. Sizin gayretiniz yok. Siz birinci köprüde de aynısını yaptınız. İkinci köprü de aynısını yaptılar.