Türkiye ile Libya arasındaki mutabakat tüm dünyanın dikkatini çekti. ABD ve İsrail destekli Yunanistan Akdeniz ve Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Libya'nın haklarını taciz ederken, yapılan bu anlaşma birçok açıdan büyük önem arz ediyordu. İki ülkenin de çıkarlarını korumak için yapılan anlaşma, sadece uluslararası alandaki düşmanlarını rahatsız etmedi. Türkiye'nin ekonomik büyüme ve bölgedeki ticaret hakkındaki gelişmeler için önem arz eden mutabakat, CHP'yi de derinden yaraladı.
Kıta sahanlığı nedir? Bir devletin, kara sularını aşan fakat kıyıya bitişik sualtı alanlarının kaynaklarını araştırma ve işletme konusunda münhasır egemen haklara sahip olduğu ala kıta sahanlığıdır.
Türkiye-Yunanistan arasında Akdeniz'de çıkan sorunların sebebi de burada başlıyor. Türkiye ve Yunanistan'ın kıta sahanlığı mesafesi içiçe girecek kadar yakın.
Türkiye, Doğu Akdeniz'de ilk kez 2004 yılında BM'ye kıta sahanlığına dair pozisyon bildirdi. Kıta sahanlığımızın buradaki adaların karasularına kadar uzandığı belirtildi.
LİBYA MUTABAKATI NEDEN ÖNEMLİ?
Söz konusu mutabakat, Akdeniz'in doğusunda bulunan Libya ile denizden bir hat oluşturmak ve Türkiye'nin deniz sınırlarının netleşmesi adına tarihi bir durumdur.
İmzalanan mutabakat ile Türkiye, Doğu Akdeniz'de "yetki alanları ile ilgili hukuki ve siyasi pozisyonunu güçlendirmiştir".Libya açısından da durum aynı şekildedir.
Münhasır ekonomik bölge, ekonomik haklar ve yetkiler tanıyan bir deniz alanıdır ve ülkelere bu alanda ticari faaliyet ve yer altı kaynakları için arama yapma yetkisi tanınmaktadır.
Türkiye'nin Libya ile yaptığı mutabakat aynı zamanda Akdeniz ve Doğu Akdeniz'de ülkelerin alanlarına tecavüz eden Yunanistan karşısında uluslararası alanda alınan bir önlemdir.
Zira Yunanistan'ın sadece ülkemizin değil, Girit adasının güneyinde verdiği arama ruhsatları ile Libya'nın da deniz egemenliğine tecavüz etmektedir. Her iki devlet de Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin mütecaviz tavrı karşısında böyle bir hukuki zemine yönelmiş oldular.
TÜRKİYE'NİN TÜM ÇIKARLARININ KARŞISINDALAR
Türkiye'nin daha önce sınırlarını terör örgütlerinden korumak için başlattığı Suriye'deki operasyonlarına karşı çıkan CHP, şimdiden Libya için de aynı tavrı sergilemeye başladı.
"Suriye'de ne işimiz var" diyerek Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı ve son olarak Barış Pınarı Harekatı'na karşı çıkan CHP, Libya'nın Türkiye'den askeri destek istemesine de karşı durdu.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Libya tezkeresine ilişkin bir soru üzerine ise Özel, "Cumhuriyet Halk Partisi olarak Libya'ya asker gönderilmesine sonuna kadar karşı tutum içinde bulunacağımızı hem Meclis'teki muhalefetimizle hem de oylarımızla bunu ifade edeceğimizi söylüyoruz. Askerimizin Libya çöllerinde yeri yok"diye konuştu.
Libya'da hükümetin değişebileceğini anlatan Özel, "Libya'da pozisyon tutmak, taraf olmak yapılan ve hepimizin desteklediği Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasının tartışmalı hale getirir. Komşuda hükümet değiştiğinde sizin pozisyon kaybetmemeniz önemlidir. Bu yüzden bu kadar keskin asker yollayarak, taraf olunan bir pozisyon Türkiye Libya ilişkilerini geleceği açısından riskli bir pozisyondur" dedi.
"TÜRK GEMİLERİNİ BATIRIN" DİYEN HAFTER'E DESTEK VERDİLER
Ulusal Mutabakat Hükümeti Türkiye ile Doğu Akdeniz'de dengeleri değiştiren anlaşmaya imza attı. Hafter ise Libya'nın resmi hükümetine destek veren Türkiye için amirallerine "Türk gemilerini batırın" talimatı vermişti.
Tüm bu yaşananlara rağmen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, geçtiğimiz günlerde Libya resmi hükümetini devirmeye çalışan ABD destekli Hafter'den yana olduklarını açıklamıştı.
Altay açıklamasında, "Trablus yönetimi cihatçı eğilimli bir yönetim. Tobruk yönetimi daha makul, seküler bir yönetim" ifadelerine yer vermişti.
ATATÜRK GÖZÜ UĞRUNA LİBYA'YI SAVUNMUŞTU
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Libya ile imzaladığı anlaşma bir anda dengeleri değiştirdi. Peşinden gelen bir tartışma ise hala sürüyor. O tartışma Libya'ya asker gönderilip gönderilmeyeceği üzerine şekillendi.
Muhalefet çok net bir şekilde, asker gönderilmesine şiddetle karşı çıkıtı. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de bu tarihi anlaşma ile şer güçlerinin oyununu bozması ve muhalefetin tavrı gündeme Mustafa Kemal Atatürk'ün Libya'da verdiği mücadeleleri getirdi. Atatürk, bir zamanlar vatan toprağı olan Libya'yı "gözü" uğruna ve canı pahasına savunan bir liderdi.
Bu hani bugünler de "askerin ne işi var Libya'da?" diyenlere yanıt niteliğinde bir kanıttır! Libya mücadelesi anında Atatürk'ün gözüne İtalyan kuvvetlerinin bombalamaları sırasında bir kireç taşının parçası "çelik mavisi" gözüne isabet eder. Görüntülerde, Atatürk'ün gözündeki şehlalığın Libya'daki vatan mücadelesinden kalma bir hatıra olduğu tarihi bir kanıttır.