CHP'li Urla Belediyesi eski Başkanı Burak Oğuz, FETÖ elebaşının elini öpmeye gitmiş!

Son dakika haberi... İzmir'de, FETÖ/PDY’nin üst düzey yöneticileri ile telefonda irtibat kurduğu suçlamasıyla tutuklanarak, cezaevine gönderilen ve Urla Belediye Başkanlığı görevinden alınan CHP’li İbrahim Burak Oğuz hakkında ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan iddianame hazırlandı. 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Oğuz'un FETÖ bağlantılarına yer verildi. İddianamede Oğuz'un üzerine kayıtlı telefon hattından, FETÖ'nün mahrem yapılanmasında faaliyet gösteren ve 15 Temmuz darbe girişimini planlayan 5 sivil imamdan biri olan Hakan Çiçek ve Feyzullah Demirci ile Mahmut Akpınar arasında yapılan görüşmelere de değinildi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :14 Ocak 2020 , 16:06 Güncelleme Tarihi :15 Ocak 2020 , 10:53
CHP’li Urla Belediyesi eski Başkanı Burak Oğuz, FETÖ elebaşının elini öpmeye gitmiş!

İÇİNDEKİLER

Urla Belediye Başkanı CHP'li İbrahim Burak Oğuz, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, 'mahrem imamlar' ile telefonda görüştüğü iddiasıyla, 16 Aralık günü ifadesi alınmak üzere adliyeye çağrıldı. Savcılık ifadesinin ardından tutuklanma talebi ile nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Oğuz, 'FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklandı ve görevden alındı. Oğuz'un avukatı, müvekkilinin tutuklanması kararına itiraz etti. İtirazı inceleyen 6. Sulh Ceza Hakimliği, tutukluluğun usule ve yasaya aykırı olmaması ve sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunması gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi'ne konulan İbrahim Burak Oğuz hakkındaki soruşturma tamamlandı. Oğuz hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan iddianame hazırlandı.

'AFRİKA'YA KARŞI ÖZLEMİM VE SEVGİM VAR'
İddianamede, Oğuz'un KHK kapsamında kapatılan derneklerden İzmir Genç İş Adamları Derneği'ne üye olduğu, dernek faaliyetleriyle Afrika'ya seyahatler yaptığı anlatıldı. Oğuz'un ifadesinde, bu geziler ile ilgili olarak, "Benim küçüklüğümden beri Afrika'ya karşı özlemim ve sevgim var. Ofisimi yeni açtığım zaman gündemde Afrika ile ilgili birçok haber vardı. Ben de Afrika ile bir oluşumun içerisinde yer almak istedim. Afrika ile ilgili yaptığım araştırmalarda, söz konusu derneğin vasıtasıyla bu işlere katılabileceğim söylendi. Bunun üzerine söz konusu derneğe üye oldum. Hatta Afrika ile iş yapmak üzere bir şirket de kurdum ancak daha sonra istediğim gibi gitmediği için hissemi devrederek, ayrıldım" dediği kaydedildi.

GEZMİŞ GERİ GELMİŞ!
İddianamede soruşturma aşamasında ifadelerine başvurulan tanıkların anlatımları da yer aldı.

Tanıklardan T.B.'nin Oğuz'u örgütün dini toplantılarında gördüğünü, toplantıları düzenleyen kişinin de şüphelinin kendisi olduğunu söylediği bildirildi. Ayrıca tanığın, dini konulardan bahsedip, muhafakazar biri olan Oğuz'u, 2011'deki 29 Ekim kutlamalarında belediyenin bir programında rakı içerken görüp şaşırdığını anlattığı ifade edildi. İddianamede, T.B. adlı tanığın anlatımları üzerine İbrahim Burak Oğuz'un "Ben yukarıda beyan ettiğim ve açıkladığım üzere birkaç kez sohbetlere gitmiştim. Ben buralara başkalarının daveti üzerine gittim. Herhangi bir kimseyi davet etmedim. Çok uzun zaman geçtiği için de herhangi bir şekilde kimlerin katıldığını şu anda hatırlayamıyorum" şeklinde ifade verdiği belirtildi.

Yine tanık T.B.'nin Oğuz'un ABD'ye giderek, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'i ziyaret edip, elini öptüğünü anlattığı, Oğuz'un da bu iddialar karşısında "Fethullah Gülen ile tanışmadım. Amerika'ya gittiğimde sadece New York şehrinde durdum. Başka yere gitmedim. Ben tek başıma yurt dışına çıkmayı severim. New York'a da tek başıma gitmiştim. 2-3 gün kaldım, gezdim, geri geldim" dediği bildirildi.

'İŞİM GEREĞİ BİRÇOK GÖRÜŞME YAPMAKTAYIM'
İddianamede Oğuz'un üzerine kayıtlı telefon hattından, FETÖ'nün mahrem yapılanmasında faaliyet gösteren ve 15 Temmuz darbe girişimini planlayan 5 sivil imamdan biri olan Hakan Çiçek ve Feyzullah Demirci ile Mahmut Akpınar arasında yapılan görüşmelere de değinildi. Oğuz'un, bu suçlamalara karşı, "Hakan Çiçek ile ilgili zaten beyanda bulunmuştum. Diğerleri ile hangi şekilde ne amaçla irtibat kurduğumu bilmiyorum. Eski tarihlidir. İşim gereği birçok görüşme yapmaktayım. Muhasebesini tuttuğum şirketlerin ortaklarından biri olabilir. Biber soy isimli kişilerin sahibi olduğu yazılım veya bilgisayar şirketi defteri tutmuştum. Ancak tam tarihlerini hatırlayamıyorum" şeklinde yanıt verdiği belirtildi.

İddianamede bu suçlamayla ilgili olarak, "20.09.2017 tarihi ile 09.11.2018 tarihi arasında karşılıklı olarak aradı/arandı şeklinde 43 kez HTS kaydının olduğu, 43 kayıttan 20'sinin Lokman Uçan'ın firari olarak aranmaya başlandığı 22.11.2017 tarihinden sonra gerçekleştiği tespit edilmiştir. FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde faaliyet gösteren mahrem imamlardan Metin ve Fevzi kod adlı Hakan Çiçek tarafından kullanılan GSM hattı ile 10.12.2012 ile 24.03.2014 tarihleri arasında 17 kez irtibat kurduğu, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde genel müdür pozisyonunda faaliyet gösteren Faruk kod adlı Feyzullah Demirci tarafından kullanılan GSM hattı ile 15.01.2008 ile 17.09.2011 tarihleri arasında 6 kez irtibat kurduğu tespit edilmiştir" bilgisine yer verildi.

Oğuz'un üzerine kayıtlı telefon hatlarının örgüt üyeleri tarafından kullanıldığı bilgisi de iddianamede yer aldı.

MAHREM FETÖ İMAMLARINA AİT ŞİRKETLERİN DEFTERLERİ TUTULMUŞ
Oğuz'un soruşturma aşamasında "Ben birçok şirkete mali müşavirlik hizmetinde bulundum. Bunların içinde mutlaka FETÖ ile alakalı şirketler vardır" şeklindeki ifadesiyle ilgili olarak ise iddianamede "İbrahim Burak Oğuz'a ait denetim ve mali müşavirlik şirketin defterini tuttuğu şirketler arasında emniyet mahrem imamları, TSK mahrem imamları, mülkiye mahrem imamları, dönemin İzmir il imamının ortağı ve yöneticisi olduğu şirketler ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü müzahiri şirket ve derneklerde kaydı bulunan şahıslara ait şirketlerin olduğu görülmüştür" tespitine yer verildi.

MAHREM İMAM İLE YAN YANA ABD'YE SEYAHAT ETMİŞ
Soruşturma kapsamında Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğü'nden temin edilen uçuş manifesto listeleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Bilgi Sistemi'nde bulunan veriler kullanılarak yapılan incelemeyle ilgili olarak da şu anlatım yer aldı:

"26.10.2010 günü saat:09.38'de İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan pasaport kontrolünden geçerek, Türk Hava Yollarının TK 1 sefer sayılı uçağı ile JFK (ABD) yurt dışına çıkarak Amerika ülkesine gittiği, 01.11.2010 tarihinde saat: 09.16'da İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan pasaport kontrolünden geçerek yurda giriş yaptığı, aynı uçakta, birlikte çıkış-giriş yaptığı şahıslara bakıldığında, aynı dakika içinde İbrahim Burak Oğuz ile birlikte pasaport kontrolünden geçen şahıslar arasında KOM Bilgi Sistemi belge evrak kaydında, hakkında mahrem imam ve FETÖ/PDY müzahiri şirketlerde SGK kaydı olduğuna dair bilgi bulunan ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturması kapsamında hakkında adli işlem yapılan, arama kaydı bulunan Hüseyin Çakıroğlu'nun gidiş yolculuğunda 51a-m sıradaki koltuklarında yan yana seyahat ettikleri, dönüş yolculuğunda ise İbrahim Burak Oğuz'un 51-b, Hüseyin Çakıroğlu'nun ise 51-a sıralı koltukta yine yan yana seyahat ettikleri tespit edildi."

İddianame 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, duruşma tarihi ilerleyen günlerde belli olacak.