İşte CHP-FETÖ-Enver Altaylı ilişkisi!

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, eski MİT’çi Enver Altaylı’nın iddianamesinde yer alan ifadeleri köşesine taşıdı. Övür, 1970’li yıllardaki tüm karanlık olayların faili olan ve FETÖ’nün bir numaralı adamı olan Enver Altaylı ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Rasim Bölücek’in defalarca görüşmesini eleştirdi. Övür, “CHP'li Doç. Dr. Oktay Gökdemir, CHP Genel Merkezi'nde 14'üncü kat olduğunu söylüyor ve şöyle diyordu: "Bu katı CHP'li vekiller bile bilmiyor. Şimdi sıkı durun. Burada Genel Başkanı'nın başdanışmanı ve siyasi söylem danışmanı, Genel Başkanın bütün polemiklerini, konuşma metinlerini yazan bir arkadaş oturuyor. Gizemli, müphem. Aynı zamanda etkili, yetkili de. Adı Rasim Bölücek" diye yazdı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :23 Ocak 2020 , 08:39 Güncelleme Tarihi :23 Ocak 2020 , 08:48
İşte CHP-FETÖ-Enver Altaylı ilişkisi!

İÇİNDEKİLER

İşte Mahmut Övür'ün konuyla ilgili o yazısından bir bölüm:
Yaklaşık 3 yıl önce 17 Ağustos 2017'de gözaltına alınan eski MİT görevlisi Enver Altaylı'yla ilgili iddianame açıklandı. Altaylı, 1960'lardan günümüze, CIA'dan, Alman İstihbaratına, oradan da FETÖ'ye uzanan çok sayıda kirli yapıyla ilişkisi olan ve birçok olayda da parmak izi bulunduğu öne sürülen bir isim. Bir anlamda Türkiye'nin karanlık tarihinin kilit ismi.

Bu da onu sorgulamanın hiç de kolay bir süreç olmadığını gösteriyor. Onu sorgulamak demek, CIA'yı, Türkiye'deki Gladyo'yu sorgulamak demek. Bugüne kadar kimse bunu başaramadı. İtalya'da 90'larda "Temiz Eller" diye başlatılan ve aralarında başbakanların, milletvekillerinin, iş adamlarının olduğu 7 bini aşkın insanın gözaltına alındığı Gladyo soruşturması yapıldı ama sonuç alınamadı. Sessiz sedasız kapatıldı.

Türkiye'de ise bu kirli yapının üzerine ya hiç gidilmedi, ya da gidenlerin akıbeti tehdit ve ölüm oldu. Bırakın darbeleri, sağdan soldan onlarca gencin ve aydının öldürülmesini Ecevit'e suikast bile aydınlatılamadı. 29 Mayıs 1977'de CHP Genel Başkanı rahmetli Bülent Ecevit'e Çiğli Havaalanı'nda yapılan suikastta Mehmet İsvan ayağından yaralanmıştı. Kullanılan kurşun zehirliydi ve sadece Özel Harp Dairesi'nde vardı.

Yıllar sonra Ecevit şöyle diyordu:
"Deyim yerindeyse esrarengiz bir mermi. İçişleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü öyle bir merminin Türkiye'de bulunmadığını söylediler. O merminin sırrına bir türlü vakıf olamadık. (...) Biz 70'lerin sonlarına doğru iktidara tekrar geldiğimiz dönemde bile o şey örtbas edildi. Olayın ortaya çıkartılması için kime görev verdiysek sonuç alamadı."
İşte bu kirli geçmişin en önemli isimlerinden biri Enver Altaylı'ydı. Onun FETÖ'den gözaltına alınması tarihi bir adımdı. Hemen peşine düştüm ve 26 Ağustos 2017'de "CIA, MİT ve FETÖ üçgeninde kilit isim" başlıklı ilk yazıyı yazdım. Sonra aynı yılın kasım ayında da FETÖ ve ABD'li yetkililere mektubunu yayınladım. Onlar, bugün iddianamede yer alan bilgilerin ilk ipuçlarıydı ve ilk kez yayınlanıyordu. Başkan Erdoğan'a ağır suçlamalardan, CIA ajanlarına övgüye, İlker Başbuğ'dan Kaşif Kozinoğlu'na yönelik kumpaslara kadar çok şey vardı.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ!