"Bazı Körfez ülkeleri, İsrail'in işgalini resmen kabul eden sözde barış planını benimsemeye dünden hazır gibi davranıyor. Bu ülkeler tarihe, Filistinlilerin haklarının çalınmasını olanak tanıyan ülkeler olarak geçecekler. Filistinlileri de meşru birer taraf olarak kabul etmeyen bir planın hiçbir meşruiyeti olamaz. İsrail'deki yönetim ne iddia ederse etsin Kudüs İsrail'e ait değildir. Bu oldubittiye ortak olan devletler de bu kutsal şehrin çalınmasında suç ortakları olacaklardır. Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye hiçbir tek taraflı açıklama yetmez. Gerçek bir Filistin devleti, Filistinlilerin haklarının korunması ve Kudüs'ün statüsünün layık olduğu şekilde belirlenmesi, ancak ve ancak Arap dünyası, Müslüman dünyası ve adalete inananlar birlikte hareket eder ve aynı doğrultuda ses verirse mümkün olabilir. Her bir aktörün, üzerine düşen tarihi sorumluluğu göz önünde bulundurması gerekmektedir."
The International community must present a united front against the injustice against Palestine. The fate of the struggle for Palestine cannot be decided by narrow national interests of some countries or even narrower self-interests of their leaders in the region.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) January 29, 2020