Sabah yazarı Engin Ardıç'ın bugünlü "Yaşlı subaylar rahatsız" başlıklı yazısının o kısmı:
İlker Paşa, iktidarın bürokrasiden sivillere geçmesinden acı acı yakınıyordu.
Hatta, "bu sefer de sivil vesayet başladı" demişti.
Elbette öyle olacaktı.
Bürokrasi bundan çok rahatsızdı.
Daha başka şeylerden de çok rahatsızdı.
Hayır, "Türkiye Suudi Arabistan'a dönecek" gibi zevzek yakınmalarından sözetmiyorum.
Açık açık "vesayet yani gizli iktidar elimizden gitti, döneceğe de benzemiyor" diyemiyorlardı.
Bunun göstergelerinden biri, "askeri yargının" ortadan kaldırılmasıydı.
Artık askerler (siz subaylar anlayınız) sivil mahkemelerde yargılanabileceklerdi... Özellikle de darbeciler!
Asker çok bozuldu ama ses edemedi.
Şimdi ağzını açar gibi oldu işte...
Elbette "emekliler" vasıtasıyla.
İlker Paşa, şimdi CHP'nin değirmenine su taşımaktan hiç fütur getirmeden (ama bu CHP onun gençliğinden tanıdığı CHP değildir, o da bunun farkında değil), Meclis'i suçluyor:
FETÖ'nün siyasi ayağını bulmak için meclise bakmak gerekiyormuş.
Niçin? Çünkü suça karışan asker kişiler sivil mahkemelerde yargılanıyor ve hüküm giyiyorlarmış. Bunu sağlayan da bu meclismiş. (Satır arasında AKP demek istiyor.) Yani askeri mahkemeye gitseler darbeci FETÖ'cüler yırtacaklar mıydı? Paşa bunu mu demek istiyor, bunu mu özlüyor?
O kanunu, evet, Meclis çıkardı.
Fakat altında CHP'nin de imzası var. Yani, "sizin" CHP de askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasıma onay vermişti paşam.
Hele sabredin, günün birinde gene bir darbe olur da askeri vesayet geri dönerse bu kanunu da iptal edersiniz belki.
"Mutlu ve mesut Atatürk dönemine" geri döneceğinizi de sanırsınız ama pek de öyle olmaz, çünkü o darbe pek de Atatürkçü olmaz... Bunu da bilin.
FETÖ'nün şu anda kodeste bulunan askerleri size pek benzemezler.
Uzun sözün kısası, "faşistin önde gideni olan Jakoben zihniyete" artık yer yok paşam.
O tarihe karıştı.
Erdoğan'ın alternatifi, Batı'ya tam teslim olmuş alaturka Fetullah faşizmidir.
Yani size burada da ekmek yok orada da.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
ELLERİNİ YIKAYIP SUÇU AK PARTİ'YE YÜKLEYEBİLMESİ HAYRET VERİCİ
Sabah yazarı Hilal Kaplan'ın bugünlü "İlker Paşa ile FETÖ tarihinde yolculuk" başlıklı yazısının o kısmı:
ETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızışı 12 Eylül darbesinden sonra başlamıştır. İlker Başbuğ da kitabında, Fetullahçıların ordudaki varlığını 1980'lerde hissetmeye başladığını ifade etmiştir.
Darbenin öncü isimlerinden Akın Öztürk, Hava Harp Okulu'na (HHO) 1973'te girmiştir.
Yine Akıncı Üssü'nden Ankara'ya bombalar yağdıran darbeci Hakan Evrim, 1984 girişlidir. Sedat Ergin'in belirttiğine göre darbeye katılan havacı 43 generalin 21'i 1980-83 aralığında, 19'u 1990'ların başında, 3'ü ise 1980 öncesi HHO'na girmiştir.
Balyoz davasında mahkûm edilen Kurmay Albay Mustafa Önsel, kitabında 1986 yılındaki Kuleli'ye giriş sınavında soruların FETÖ'cüler tarafından çalındığının ortaya çıktığını ancak olay çok büyütülmeden 10 kişinin atılmasıyla mevzunun kapatıldığını yazmıştır. O dönem girişlilerin devamı, Kara Harp Okulu'ndan mezun edilmiş ve en çok kurmay subayın çıktığı 1994 mezunları, darbede kilit rol oynamıştır. (Hakkı Kurban, Akşam) Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Emir Subayı Yarbay Levent Türkkan da darbe girişimi sonrası tutuklanmasının ertesinde verilen sorularla 1989'da Işıklar Askeri Lisesi'ne girdiğini itiraf etmiştir. Aynı şekilde İlker Başbuğ'un talimatıyla Kozmik Oda'yı FETÖ'cülere açıp devletin mahreminin sızdırılmasında etkin olduğu düşünülen eski Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse'nin kaç girişli olduğunu da İlker Başbuğ söyleyebilir.
Yani FETÖ'nün TSK'ya sızmaya ve yükselmeye başlaması, AK Parti iktidarından 20 yıl önce başlayan bir süreçtir. "AK Parti iktidarında da FETÖ'cülerin TSK'daki yükselişi devam etmiştir" diyebilirsiniz ama en üst askerî düzeye gelmiş eski bir Genelkurmay Başkanı'nın ellerini yıkayıp suçu AK Parti'ye yükleyebilmesi hayret vericidir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN