Son dakika: Başkan Erdoğan'dan İstanbul'da önemli açıklamalar

Son dakika haberine göre AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Yeni Üye Çalışmaları Ödül Töreni'nde konuşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Amacımız, 83 milyon insanımızın her bir ferdini bu büyük ailenin bir parçası haline getirmektir" dedi. Başkan Erdoğan, toplantıda 39 ilçeden üye listelerinden rastgele belirlenen bir kişi ile telefonda konuştu. Erdoğan'dan Suriye mesajı da geldi: Adana mutabakatı ile Suriye'ye davetliyiz. Rejim güçleri, Soçi Muhtırası'nın sınırlarına çekilene kadar İdlib'deki sorun çözülmeyecektir.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :15 Şubat 2020 , 19:12 Güncelleme Tarihi :15 Şubat 2020 , 20:48
Son dakika: Başkan Erdoğan’dan İstanbul’da önemli açıklamalar

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Yeni Üye Çalışmaları Ödül Töreni'nde konuştu.

İşte Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:

Üye çalışmaları gerçekten zor ve azim isteyen bir iştir. Gençlik kollarında bu çalışmaların önemine yakınen şahit olan birisiyim. AK Parti'yi kurduğumuz günden beri teşkilatlarımızdan bu konuda taviz vermediğimiz en önemli faaliyet üye sayımızın arttırma çalışmasıdır. Bugün AK Parti 10,5 milyon üye sayısıyla en fazla üye sayısına sahip olan partidir. Bu dünyada da böyledir. Örneği yok. Kime söylesek şaşırıyor. Aynı şekilde genç ve kadın üye sayısında da bu alanlarda rakipsiz durumdayız. Üye sayımız toplam seçmenin yüzde 19 gibi önemli bir oranına ulaşıyor. Bu elbette önemli ama bize göre yeterli olmayan bir olaydır.

GÖNÜL SEFERBERLİĞİMİZİ KESİNTİSİZ SÜRDÜRÜYORUM
Geçtiğimiz yıl nüfusumuz 83 milyonu aştı. Hep söylediğimiz gibi amacımız 83 milyon insanımızın her bir ferdini bu büyük ailenin bir parçası haline getirmektir. Bu ülkede herkesin gönlünü kazanmadan görevimizi bihakkın yerine getirmiş sayamayız. AK Parti kurulduğu günden beri girdiği her seçimde istisnasız birinci çıkmasını bu anlamda çalışıyor olmasına borçludur. Türkiye'nin en çok oy alan bir partinin genel başkanı olarak hala tüm liderlerden daha çok il, ilçe ziyareti yapıyor gönül seferberliğimizi kesintisiz sürdürüyorum. Partimizin her kademesindeki kardeşimdende aynı görevi bekliyorum.

SIKILMADIK EL, DOKUNMADIK GÖNÜL BIRAKMAYACAĞIZ
Burada gurur yok, afra tafra yok. Bizim için tebessüm bir sadakadır bunu böyle bileceğiz ve yolumuza böyle devam edeceğiz. Türkiye'de kuruluşu tepeden tabana doğru değil, tabandan tepeye doğru gerçekleştirilmiş ilk ve tek parti AK Parti'dir. Bunun için diğer faaliyetlerimizle birlikte üye çalışmalarımızı da en küçük aksamaya, gevşemeye, göz boyamaya meydan vermeden sürdürmek zorundayız. Üye çalışması yapmak, aynı zamanda kapı kapı dolaşmak, sıkılmadık el dokunmadık gönül bırakmamak anlamına gelir. Milletimizle birlikte olacağız ki seçim günü oyunu istemeye hakkımız ve yüzümüz olsun.

GÜÇLÜ TEŞKİLAT YAPISIYLA 2023'E HAZIRLANACAĞIZ
Benim ısrarla üzerinde durduğum bir konu var. O da şu, evet Ömerlmeri bulacağız. Haticeleri, Ayşeleri bulacağız. Teşkilatımızı bu anlayış üzerine bina edeceğiz. Herhangi bir spekülasyona vesile olacak kişiler değil, yolsuzluğa, yalanı, yalana, talana karışmış olanlar değil, bu konuda hassas olacağız. Güçlü bir teşkilat altyapısı ile inşallah 2023'e hazırlanacağız. Kadın ve gençlik kolları kongrelerimiz sürüyor. Tüm kadınlarımızı ve gençlerimizi teşkilatlarımızda görev almaya davet ediyorum. Bugüne kadar gayret, fedekârlık, samimiyet, azimleriyle AK Parti'ye katkı veren her kardeşimiz mutlaka teşkilatımızda kendine yer bulacaktır. AK Parti güçlü olursa, Türkiye de güçlü olur. Biz diz çöktürebilirlerse milletimizin direncini kırıp, Türkiye'yi istedikler istikamete yönlendireceklerini biliyor.

ÖLENLER ÖLDÜ, KALAN SAĞLAR BİZİMDİR
AK Parti teşkilatlarında bize düşen görev varsa gönül kırgınlıklarını telafi etmek ve bununla beraber sürekli yeni gönüller kazanmaktır. Bakınız burada 1 ay içerisinde 40 bin üye deği mi? 45 bin. Çok heyecanlıyım dedim ya demin. Özellikle bir şeyin üzerinde durmam lazım. Şimdi efendim bazıları istifa ediyor diyorlar. Edebilir, bakın bir ayda 45 bin geldi. Bizim için bu noktada söylenmez ama mecburen söyleyeceğim, ölenler öldü, kalan sağlar bizimdir. Bir ölür bin diriliriz var ya, bu da budur. Onun için üzülmeye gerek yok. Yeter ki teşkilatımız diri olsun, çalışsın, üye kayıtlarına yoğun bir şekilde çalışmaya devam edelim. Gitmişler, hayır olmuş. Demek ki onlar kendileri için burada beklediklerini bulamadılar. Şu andan itibaren de anlı anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Yeter ki düsturumuz tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu anlayışla da yolumuza devam edeceğiz. Büyük Kongremizde Türkiye'nin geleceğini kucaklamaya hazır gireceğiz.

SURİYE'DEKİ HALK 'TÜRKİYE, TÜRKİYE, TÜRKİYE' DİYE BAĞIRIYOR
Buradan bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye'nin Suriye topraklarını işgal ve ilhak gibi bir niyeti asla sözkonusu değil. Tam tersine Suriye topraklarının işgali ve ilhakının önüne geçme gayreti içerisindeyiz. Suriye topraklarının üçte biri PKK terör örgütü ve ne yazık ki onu destekleyen Amerika'nın işgali altındadır. Suriye'de halkın en azından büyük bölümünün desteğine sahip, meşru bir yönetim de bulunmuyor. Şu anda Suriye'de halk 'Türkiye, Türkiye, Türkiye' diyor. Suriye'de halk ellerinde Türkiye bayrağıyla sokaklarda dolaşıyor. Suriye'de rejim diye karşımıza çıkartılan yapı halkıyla kavgalı, birtakım devletlerin desteği ile suni olarak hayata tutunan siyasi bir meftadır. PKK terör örgütü ve onu destekleyen Amerika dururken niçin 4 milyona yakın Suriyeliye kendi topraklarında destek veren Türkiye hedef alınıyor?

TÜRKİYE'NİN KURTARMA ÇABASINA NİÇİN KARŞI ÇIKILIYOR?
Şu anda 4,5 milyon Suriyeli var. İdlib'den 4 milyona yakın ülkemize gelme arzusunda. İdlib'de güvenli bölge oluşturuyoruz. Şu anda briket barınaklar oluşturmaya başladık. O kardeşlerimizi bu barınaklarda daha konforlu yapıda barındıralım. Biz kardeşiz, muhacir, ensar anlayışımız var. Onları bırakın vursunlar, varil bombalarını indirsinler, yağdırsanlar mı diyelim? Biz bir Esed bu noktada olamayız. Ama onda acıma duygusu diye bir şey kalmış değil. Biz merhamet sahibi millet olarak bu gayretimizi gösteriyoruz. Rejim kendi halkını kadın çocuk demeden uçaklarla, tanklarla, toplarla bombalayarak ilerlerken Türkiye'nin bu insanların hayatlarını kurtarma çabasına niçin bu derecede karşı çıkılıyor.

BİR SÜRE SONRA BİR CELSE DE CESEDE DÖNÜŞECEKTİR
İdlib'den ülkemize yönelen 1 milyon kişilik göç dalgasını umursamadan, kendi halkına saldırmakta şahin kesilen zalim rejime kol kanat gerenler, Türkiye'nin bu çarpık denklemi bozmakta kararlı olduğunu hala görmüyorlar mı? İdlib'de yaşanan insani trajediye sırf Türkiye güç durumda kalacak diye seyirci kalan uluslararası toplum, yarın bir bendden akan sel gibi üzerine gelecek yükü karşılamaya acaba hazır mı? Rejim güçleri Soçi muhtırası sınırlarına çekilene kadar İdlib'deki sorun çözülmeyecektir. Sorun çözülmedikçe ne buradan sınırımıza yönelen yeni kitlelerin ne de ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönüşü mümkün olmayacaktır. Rejimin saldırdığı her yerde insanlar diğer yerlere değil Türkiye'ye yöneliyorlar. Çünkü güven bölgesi burası. Çünkü ne canlarının, ne mallarının güvende olmayacağını biliyorlar. Rusya'nın çabası suni solunumdan başka bir şey değildir. Bir süre sonra suni solunum da işe yaramayacak inşallah bir celsede cesede dönüşecektir.

REJİM ÇEKİLMEZSE ŞUBAT AYI BİTMEDEN BU İŞİ YAPACAĞIZ
Bu topraklarda yiten her can bizim yüreğimizi yakıyor. Biz bu yolda ölmeyi göze aldık. Varsa aynı fedakârlıkla göze alan hodri meydan diyoruz. Şu anda rejimin saldırganlığın bir an önce durdurulması ve sınırlarına çekilmesidir. Aksi takdirde Şubat ayında biz bu işi yapacağız. Bunu dostlarımızla yapacaksak memnuniyet duyarız, yok zorla yapılacaksa biz ona da varız. Bu kadar açık ve net ifade ediyorum. Suriye'yi terör örgütlerinden ve rejimin zulmünden temizlemeden bize huzurla uyumak haramdır.