PARTİNİN KURUCUSUYUM
12 Eylül darbesiyle birlikte kapatılan CHP'nin 1991 yılında yeniden kurulmasıyla birlikte partiye geçen üç milletvekilinden birisi olduğunu belirten Sevigen, "1991 seçimlerinde DSP'den milletvekili seçilerek TBMM'ye giren 7 milletvekilinden birisi de bendim. 9 Eylül 1992'de yasak kalkınca CHP'nin DSP'yle birleşmesi bir hayli tartışıldı. Rahşan Ecevit karşı çıkınca benimle birlikte Bartın Milletvekili Hasan Akyol ve Edirne Milletvekili Hasan Basri Eler istifa ederek CHP'nin kurucu milletvekilleri olduk. CHP 15 Eylül 1981 yılında kapatıldıktan 9 yıl sonra açılmıştı. Atatürk'ün kurduğu partinin yeniden açılması Türkiye'de hepimizi heyecanlandırmıştı. Bu arkadaşlar koltuklarında oturuyorlarsa bizim sayemizde oturuyorlar" diye konuştu.
A-HABER'LE İLGİLİ BİR KARAR ALINMADI
Parti üyesi Ümit Kocasakal, CHP'den milletvekili aday adayı olan avukat İrem Çiçek'le birlikte disipline verildiğini arkadaşlarından gelen telefonla öğrendiğine dikkat çeken Sevigen sözlerini şöyle sürdürdü: "Disipline verilme gerekçem henüz elime ulaşmadı. Ancak birincisi a-Haber bir diğeri de ilçe kongresinde söylediğim Libya anlaşması mevcut il ve genel merkez yönetimini rahatsız etmiş. CHP'nin a-Haber'le ilgili aldığı bir karar yok. Dolayısıyla bu kanala çıkmamda bir sakınca olduğu kanaatinde değilim. Orada söylediklerimi başka kanallarda da söyledim.
KAFTANCIOĞLU VE ARKADAŞLARININ KUMPASI
FETÖ'cü hainlerin Ergenekon, Bayloz ve diğer kumpas davalarında yaptıkları yöntemle beni de ihraç istemiyle disipline vermişler. 25 Aralık'ta a-Haber'e çıkıp hem parti içindeki durumu hem de Türkiye meselelerini konuştum. Üzerinden yaklaşık iki ay geçmiş olmasına rağmen neden ilçe kongresinden sonra harekete geçildi. Canan Kaftancıoğlu ve arkadaşlarının bir kumpasıyla karşı karşıyayız. İlçe kongresinde çıkardıkları adayı seçimleri kazanamadı. Onun yerine çıkan daha genç ve dinamik arkadaşımız Hasan Bahçetepeli'yi tercih etti delegeler. Bu durum arkadaşlarımızı rahatsız etmiş. Kulislerde, 'Sevigen neden karışıyor bu işlere' diyerek beni eleştiriyorlarmış. Ben bu partinin çimentosuyum. Onlar, 'CHP dernek olsun. Kapatılsın' derken ben sokaklardaydım. Asli unsur bizleriz.
10 ARALIKÇILAR PARTİYİ ELE GEÇİRDİ
CHP'nin en önemli olmazsa olmazlarından birisi de düşüncenin açıklanması. Ben yaklaşık 45 yılımı bu partiye verdim. Batı Trakya'da, Bosna'da kardeşlerimize soykırım uygulanırken en ön saflarda yer alıp, mücadele etmiş birisiyim. Denizcilikten sorumlu devlet bakanlığı yapmış birisi olarak Libya anlaşmasının doğru ve stratejik bir hamle olduğunu ifade ettim kongrede. Maalesef partiyi 10 Aralıkçılar ele geçirdi. CHP'nin içindeki milli, manevi değerlere sahip çıkan arkadaşlarımızı tek tek gönderiyorlar.
KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU PARTİYE BEN ALDIM
Türkiye'nin stratejik çıkarları konusunda genel merkezle aynı şeyleri düşünmek zorunda değilim. Özellikle Libya konusunu anlatmak için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan randevu istedim. Maalesef randevu talebime olumlu bir cevap vermediler. Bu partide benim emeğim yok mu? Partinin hafızası olan arkadaşlarımızı tek tek ayıklıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu'nu bu partiye getirenlerden, kaydını yapanlardan biri de benim. Benim partiye aldığım genel başkanın bu operasyonlara ses çıkarmadan onay vermesini kabullenemiyorum.
'CHP KAPATILSIN' DİYENLERİN GÜCÜ YETMEZ
Ben partimi değil yönetimi eleştirdim. CHP'nin geçmişte yaptığı bütün önemli eylemlerin içinde yer almış birisiyim. CNN Türk'le ilgili bir parti kararı alınmış. Geçen hafta beni bu televizyona çağırdılar. Partinin kararı çerçevesinde çıkmadım. Atatürkçüleri bu ülkeden emperyalistler silememiş. Bunların gücü yetmez. Hele, 'parti kapatılsın' diyenlerin hiç gücü yetmez.