İşte Şener'in yazısının ilgili kısmı:
2004'TE 'DEVLET İÇİNDE DEVLET' DİYEN KENDİSİ
FETULLAHÇI Terör Örgütü'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmaya başladığı ilk andan itibaren sınırlı da olsa mücadele başladı. 1982 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nde 500'e yakın öğrencinin FETÖ ile ilişkisi tespit edilmiş, 90 öğrenci atılırken diğerleri yaşı küçük olduğu için kazanmak amacıyla okulda eğitime devam etmişti. 1986 yılında Maltepe Askeri Lisesi'ne çalıntı soruyla girenler tespit edildi, suçunu itiraf edenler affedildi. Bunlardan bazıları 15 Temmuz darbe girişiminde tuğgeneral ve tümgeneral olarak ihanetin içinde yer aldı. Buna karşın 1987 yılından itibaren TSK'da FETÖ ilişkisi tespit edilen 7 subay, 17 astsubay ihraç edildi. TSK'da "Fetullahçılık" gerekçesiyle ihraç edilenlerin sayısı 1987 ile 2003 arasında 400'ü buldu. Bunun 139'u subay, 261'i astsubaylardan oluştu.
Ancak Orgeneral Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olduğu 2003 yılından itibaren "Fetullahçılık" gerekçesiyle TSK'dan ihraçlar tamamen son buldu. Ondan sonra Genelkurmay Başkanı olanların döneminde de TSK'da "Fetullahçılık" gerekçesiyle atılan olmadı. Bu konuda Sözcü gazetesine açıklama yapan eski Genelkurmay Başkanı Özkök, "2002-2006 yıllarında o zamanki adıyla 'cemaat' olan Fetullahçılık kanunen bir suç sayılmıyordu. Kanunun suç saymadığı bir konumda olan kişiye 'ordudan atmak' gibi ağır bir ceza verilebilir mi?" diye soruyordu.
Oysa FETÖ'nün orduya sızdığı anlaşılan 1987'den itibaren "Fetullahçılık" ihraç için yeterli gerekçelerden biri olmuştu. Nitekim Özkök'ten önceki dört Genelkurmay Başkanı döneminde 400 FETÖ'cü ihraç edilmişti. Özkök'ün deyimiyle, o zaman bu Genelkurmay başkanları haksız yere ihraç etmiş, suç işlemişti öyle mi?
Hilmi Özkök konuya hâkim olmayanları bunlara inandırabilir ama gerçekler başka şeyler anlatıyor. Özkök, "2003 yılında Fetullahçılık suç sayılmadığı için ihraç etmedik" derken, 2004 yılı Haziran ayında Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, Fetullahçıların Emniyet'e, Milli Eğitim'e hatta TSK'ya sızdığına, "devlet içinde devlet" olduklarına dair sunum gerçekleştirdi. Suç saymadığı Fetullahçıların "devlet içinde devlet" olduğunu MGK gibi devletin zirvesinde anlattıktan sonra ne yaptı peki?
Aklınıza FETÖ'cüleri ihraç ettiği geliyorsa yanılıyorsunuz. Çünkü o sunuma rağmen TSK'dan "Fetullahçı" tek kişi ihraç edilmedi.
MAHKEME KARARLARINA 'YOK' DEDİ
HİLMİ Özkök, önceki akşam bağlandığı CNN Türk kanalında, 2003 sonrası "irtica" kapsamında atılanlar arasında "Fetullahçıların" da olduğunu söyledi. Söylediği gibi kanunen suç sayılmadığı halde "Fetullahçıları" hangi gerekçeyle "irtica" kapsamına alarak TSK'dan attıklarına ikna edici cevap vermedi.
Ayrıca o zamanki adı "cemaat" olan Fetullahçılarla ilgili suç ya da mahkeme kararı olmadığını söyledi. Bu da tamamen yanlış, çünkü Fetullah Gülen hakkında o tarihe kadar olan mahkeme kararları şunlardı:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.9.1965 gün ve E.234, D.1, K.313 sayılı kararı. Askeri Yargıtay'ın 24.10.1973 gün ve E.1973/146, 1973/242 sayılı kararı.
Güney Deniz Saha Komutanlığı Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nin 21.05.1974 gün ve E.1974/12, 1974/10 sayılı kararı.
Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 10.03.2003 gün, E.2000/124, K.2003/20 sayılı kararı.
Bu mahkeme kararlarında FETÖ elebaşının "Nurculuk faaliyetleri kapsamında illegal bir yapılanma" olduğu açıkça yazıyordu.
Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönemde, FETÖ elebaşı Gülen hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "silahlı terör örgütü yönetmek" suçlamasıyla yargılama devam ediyordu.
Yani, FETÖ elebaşı ve "Fetullahçılar" hakkında çok sayıda mahkeme kararı vardı. Ama Hilmi Özkök ve komutanlar olup biteni seyretmeyi tercih etti.