Son dakika: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun açıkladı: Avrupa'ya geçen Suriyeli mülteci sayısı 80 bini geçti!

İdlib'de katil Esad'ın kalleş saldırısında 34 askerimizin şehit olmasının ardından ülkede yaşayan Suriyeli mültecilere Avrupa kapılarını açılmıştı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun gelen son dakika açıklamasına göre Avrupa'ya geçen mülteci sayısının 80 bini geçtiğini açıkladı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :01 Mart 2020 , 13:50 Güncelleme Tarihi :01 Mart 2020 , 14:44
Son dakika: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun açıkladı: Avrupa’ya geçen Suriyeli mülteci sayısı 80 bini geçti!

İÇİNDEKİLER

İletişim Başkanı Fahrettin Altun verilen sözlerin yerine getirilmemesi neticesinde açık kapı politikasına geçilmesinin üzerinden geçen kısa zamanda Avrupa'ya geçiş yapan mülteci sayısının 80 bini aştığını açıkladı.

80 BİNİ GEÇTİ
Rakamın her geçen dakika arttığı mülteci çıkışlarında henüz bu sabah 09.55 itibarıyla 76 bin olarak açıklanan rakam son dakika açıklamasında belirtildiği üzere birkaç saat içerisinde 80 bini de geçmiş oldu.

İŞTE ALTUN'UN AÇIKLAMALARI;
Ülkemizde bulunan Suriyelilere "geçici koruma" uygulamaya devam etmekteyiz. Suriyeli kardeşlerimizden ülkeyi terk etmeleri istenmedi. Kalmak isterlerse kalabilirler. Gitmek isterlerse de gidebilirler.

Sadece mültecilerin Türkiye'den ayrılmasını engellememe yönünde bir politika değişikliğe gittik. Kaynaklarımızın ve personel sayımızın kısıtlı olduğu göz önüne alındığında, Avrupa'ya göç etmek isteyen mültecileri önlemeye çalışmaktansa, Suriye'den daha fazla mülteci gelmesi olasılığına karşılık kendimizi hazırlıyoruz.

DAHA FAZLA MÜLTECİ KABUL EDEMEYİZ
Bu politika değişikliğini müteakip bazı mülteciler Türkiye'den ayrılmaya karar verdi. Son birkaç gün içerisinde Avrupa'ya gitmek üzere Türkiye'den ayrılan mülteci sayısı 80.888 oldu. Bu sayı önümüzdeki günlerde artış gösterebilir.

Türkiye İdlib'den daha fazla mülteci kabul edemez. Bununla birlikte düzensiz göç akışına karşı hazırlıklarımızı yapıyoruz. Avrupa ve diğer ülkeler, bu muazzam zorluk karşısında derhal harekete geçmelidir. Bütün bunları kendi başımıza yapmamız beklenemez.

Türkiye, savaştan, yıkımdan ve kaostan kaçan 3,7 milyon Suriyeli mülteciyi barındırıyor. Milli kaynaklarımızı, Türk halkının cömertliği sayesinde kardeşlerimize yardım etmek için harcamış olmakla gurur duyuyoruz. Ancak ne yazık ki uluslararası toplum bizi bu zorluk karşısında yalnız bırakmıştır.

MÜTTEFİKLERİMİZ YÜKÜMÜZÜ PAYLAŞMADI
Başta AB olmak üzere, müttefiklerimizin çoğu, siyasi ve insani yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle bu yükü bizimle paylaşmıyorlar. İdlib'de ve Suriye'nin başka bölgelerinde insani felaketin yaşanmasını önleme girişimlerimizde kayda değer hiçbir yardım almıyoruz.

İdlib'deki çatışmasızlık bölgesinin amacı, bölgedeki 4 milyon sivilin zulme ve katliama uğramasını önlemekti. Amacımız Esed rejiminin etnik temizlik yapmasının ve savaş suçları işlemesinin önüne geçmek ve daha fazla insanın yerlerinden edilmesini ve nihayetinde de daha fazla mülteciyle karşı karşıya kalınmasını engellemekti. Maalesef bu mücadelede yalnız bırakıldık.

Bu yük ciddi anlamda paylaşılmadığı sürece daha fazla mülteci kabul edebilecek durumda olmadığımızı defaatle söyledik. AB'ye ve ABD'ye çağrı yaparak, güvenli bölge oluşturulmasını istedik ki bu bölgeyi şimdi kendi başımıza oluşturuyoruz. Müttefiklerimizden yeteri kadar destek görmemiş olmamız çok üzücü!

Bizim çağrılarımız görmezden gelindikten, verilen sözler tutulmadıktan ve askerlerimiz sahada hedef alındıktan sonra havada kalan sözler ve verilmeyen destek karşısında daha fazla sabrımız kalmadı. Milyonlarca yerlerinden edilmiş insanın ve mültecinin nedense yalnızca bizim sorunumuz olduğu şeklindeki tutumu artık kabul edemeyiz.

YETER ARTIK DEDİĞİMİZ İÇİN ELEŞTİRİYORLAR
Suriye'deki insani acılar, benzeri görülmemiş boyutlardaki yerlerinden edilme ve göç sorunu sadece bizim değil, bölgenin, Avrupa'nın ve bütün dünyanın sorunudur. Ciddi ve sağlam bir iş birliğine açığız ve elimizden geleni yapacağız ancak başkalarının da ellerinden geleni yapması gerekiyor.

Mülteci politikamıza dışarıdan gelen eleştirileri şaşkınlıkla izliyoruz. Birkaç bin mülteciyle ne yapılacağı konusunda anlaşamayanlar, 3,7 milyon mülteci barındıran ülkemizi "yeter artık" dediği için eleştirmeye cüret ediyor. Bu, utanç verici bir ikiyüzlülükten başka bir şey değil.