Çin'de ortaya çıkan koronavirüs şu ana kadar 150 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Antartika hariç tüm kıtalara yayılan yeni koronavirüs, akciğerlerdeki minik hava keselerinin iltihapla dolup tıkanmasına ve böylece vücudun oksijensiz kalması sonucu hayati organların iflasına neden olarak ölümle sonuçlanıyor.
Ancak Washington Post gazetesi ile Independent'ın internet sitesinde yer alan bir makale, dünyanın farklı ülkelerinden doktorların, virüsün kalpte enflamasyona, akut böbrek hastalığına, nörolojik bozukluğa, kanda pıhtılaşmaya, bağırsak hasarına ve karaciğer sorunlarına da yol açtığını gösteren bulgulara rastladığı bilgisine yer veriyor.
Bu nedenle doktorlar, ağır Covid-19 vakalarının tedavisinin zorlaştığını ve iyileşme sürecinin daha belirsiz hale geldiğini ifade ediyor.
Doktorlar ve araştırmacılar, bunların sadece bağışıklık sisteminin virüse karşı aşırı tepki verip vücuda saldırmasını ifade eden "sitokin fırtınası"na bağlanamayacağını belirtiyor.
ABD'deki Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde nefroloji uzmanı Alan Kliger'a göre, Covid-19 nedeniyle hastaneye kaldırılanların yarıya yakınının idrarında kan ve protein bulunması böbreklerin hasar gördüğüne işaret ediyor.
BÖBREK YETMEZLİĞİ
Kliger, daha ürkütücü olan bir başka bulguya da dikkat çekerek, New York ve Vuhan'da yoğun bakıma kaldırılan hastaların yüzde 14 ila 30'unda, böbrek yetmezliği sonucu diyaliz veya sürekli renal değişim tedavisi uygulanması gerektiğini belirtiyor.
New York'taki yoğun bakım servislerinde hastalara diyaliz uygulanması için gönüllü çalışacak kişilere sürekli çağrı yapıldığı, diğer tedavide kullanılan steril sıvı tedarikinde sorun yaşandığını söylüyor.
Kliger, böbrek yetmezliği sorunu yaşayan bu kadar çok hasta olmasının kendisi açısından "yeni bir durum" olduğunu belirterek, bunun nedenini "virüsün böbrek hücrelerine yapışarak onlara saldırmasına" bağlıyor.
Ancak doktorlar ve araştırmacılar, salgının henüz tüm hızıyla devam ettiği bu süreçte, kesin klinik sonuçlara varmak için yeterli veri bulunmadığını söylüyor.
Organ ve dokuların hasar görmesi başka nedenlere de bağlı olabilir: solunum yetmezliği, alınan ilaçlar, yüksek ateş, yoğun bakım servisi stresi ve sitokin fırtınası gibi.
Ancak Kidney International adlı tıp dergisinde Vuhanlı araştırmacıların 9 Nisan'da yayımladığı bir makalede, Covid-19 sonucu ölen 26 hastada yapılan otopsilerin 9'unda akut böbrek hasarına, 7'sininin böbreğinde koronavirüs partiküllerine rastlandığı ifade ediliyor.
İŞTE KORONAVİRÜSÜN DİĞER BELİTİLERİ!
KALP KASI İLTİHABI VE RİTİM BOZUKLUĞU
Virüs aynı zamanda kalpte de hasara yol açıyor olabilir. Çin ve New York'taki doktorlar, Covid-19 hastalarında, kalp kası iltihabına (miyokardit) ve ani kalp durmasına yol açabilecek ritim bozukluğuna rastladıklarını bildirdi.
Columbia Üniversitesi'nde nörolog ve Amerikan Kalp Vakfı Başkanı Mitchell Elkind, "Solunum bakımından durumları iyiyken, birden kalplerinde orantısız bir sorun çıktığı görülebiliyor" diyor.
Elkind, Çin'de ağır hastaların incelenmesi sonucunda, bunların yüzde 40'ında ritim bozukluğu, yüzde 20'sinde de kalp kasında hasar görüldüğünü ve bunun "virüsün doğrudan etkisi" olabileceğine dair endişelerin dile getirildiğini söylüyor.
Yeni koronavirüs, bulaştığı kişinin hücre yüzeyinde yer alan ACE2 reseptörlerine yapışıyor. Solunum yollarındaki hücrelere saldırdığına dair şüphe olmadığı, ama başka hücrelere de aynı şekilde yapıştığına dair tahminler dile getiriliyor. Örneğin sindirim sisteminde bu reseptörler diğer alanlara göre 100 kat daha fazla olduğundan virüs için önemli bir çoğalma olanağı sunabileceği belirtiliyor.
SİTOKİN FIRTINASI
Araştırmacılar Covid-19 hastalarında, bağışıklık sisteminin virüsle mücadele etmek üzere aşırı aktif hale geldiğini ve aşırı miktarda sitokin maddesi salgılamasının birçok organda hasara yol açabileceğini söylüyor.
Sitokin salınım sendromu adı verilen bu durum, bağışıklık sisteminin vücudun kendisine saldırdığı otoimmün hastalıklara sahip kişilerde de rastlanıyor. Bunlara iltihaplı romatizma veya imunoterapi uygulanan bazı kanser hastaları örnek veriliyor.
NYU Langone Tıp Merkezi'nden Jeffrey Weber, bazı Covid-19 hastalarının yoğun bakıma kaldırılması ve suni solunum cihazına bağlanmasının nedenini sitokin fırtınasına bağlıyor.
"Sitokin seviyesi kontrolden çıktığında kötü şeyler olur. Tam bir felakete dönüşebilir" diyor. Bazı hastalarda sitokin fırtınasına rastlanması, diğerlerinde ise görülmemesinin nedeni bilinmiyor; bazı doktorlar genetik faktörlerin rol oynayabileceğini söylüyor.
Sitokin fırtınasını tedavide, imunoterapi gören kanser hastalarında kullanılan bazı ilaçlara başvuruluyor.
TAT VE KOKU HİSSİNDE KAYIP
BBC^de yer alan habere göre, Covid-19 hastalarında rastlanan bir başka ilginç semptom da tat ve koku alma hissinde kayıp. İtalya ve başka ülkelerdeki hastalar incelendiğinde, bazılarında koku alma hissinde kaybın diğer hastalık belirtilerinden önce başladığı tespit edilmiş. Britanya Burun Hastalıkları Derneği başkanı Claire Hopkins, "Koronavirüs, koku almayı sağlayan sinir uçlarına saldırıp işgal ediyor" diyor. Böyle olunca da koku mesajı beyne ulaştırılamıyor.
Hopkins, koku alma duyusu kaybının (anozmi) başlangıçta Covid-19 belirtisi olarak tanınmadığını, zira doktorların solunum yolları sorunlarına yoğunlaştığını ifade ediyor.
Ancak daha sonra yapılan araştırmalarda, hastaların yüzde 60'ında koku ve tat alma duyusunun kayba uğradığı tespit edildi. Bunların dörtte biri, diğer semptomlar ortaya çıkmadan anozminin geliştiğini ifade etmişti. Yani, bu duyu kaybı Covid-19'un ilk belirtisi olarak görülebilir.
Hopkins ayrıca, koku ve tat alma hissini kaybedenlerde, ağır solunum sorunlarına rastlanmadığını söylüyor. Ancak bu hastaların bazılarında kafa karışıklığı, kanda oksijen oranında düşüklük ve bilinç kaybı gibi sonuçlara rastlanması, virüsün burundaki koku sinir uçlarından merkezi sinir sistemine atladığını gösteriyor.
Hopkins, "Farklı kişilerde farklı belirtilerin ortaya çıkma nedenini ise kimse bilmiyor" diyor.
GÖZDE KIZARMA
Çin'in Hubei bölgesinde Covid-19 nedeniyle hastanede tedaviye alınan 38 hastanın üçte birinde göz iltihabı (konjektivit) belirtisi olarak göz kızarmasına rastlandığı ifade ediliyor.
Hastaların bir kısmında gözü kaplayan mukoza tabakasında virüse rastlanması, gözlerin, virüsün vücuda giriş noktalarından biri olabileceğini gösteriyor. Sağlık çalışanlarının şeffaf yüz siperlerlikleri kullanmasının bir nedeni de bu.
SİNDİRİM SİSTEMİNE ETKİSİ
Virüs sindirim sistemini de etkileyerek ishal ve kusma gibi semptomlara yol açıyor. Covid-19 hastalarının yarısında bu belirtilere rastlandığı belirtiliyor. Bu konuda farkındalık yaratmak için uzmanlar Twitter'da "#NotJustCough" (Sadece Öksürük Değil) etiketiyle bir kampanya başlattı.
Araştırmalar, sindirim sistemi semptomları gösteren hastalarda öksürüğe de rastlandığını, ancak bu belirtilerden birinin diğerinden birkaç gün önce başlayabileceğini gösteriyor.
American Journal of Gastroenterology adlı derginin editörlerinden Brennan Spiegel'e göre, "virüs birden fazla organ sistemine yerleşiyor".
AKUT HEPATİT KAYNAKLI KARACİĞER HASARI
Virüsün karaciğeri de etkilediğini gösteren bulgular var. ABD'de Long Island bölgesinde 59 yaşındaki bir kadın, idrar renginde koyulaşma şikayetiyle hastaneye gidiyor. Bunun akut hepatitten kaynaklandığı tespit ediliyor. Daha sonra hastada gelişen öksürük gibi diğer belirtiler nedeniyle Covid-19 teşhisi konuyor ve karaciğer hasarının nedeni de buna bağlanıyor.
Spiegel, bazıları Çin'de olmak üzere benzer akut viral hepatit örneklerine rastlandığını söylüyor.
KANDA PIHTILAŞMA
Virüsün yol açtığı tehlikelerden biri de bacaklarda ve diğer damarlarda pıhtılaşmaya neden olması. Bu pıhtıların kan dolaşımı ile akciğerlere ulaşması "akciğer embolisi" nedenli ölümlere yol açıyor.
Vuhan'da Covid-19 kaynaklı zatürre ile hastanelik olan 81 hasta incelendiğinde, 20'sinde akciğer embolisi tespit edilmiş, bunların 8'i de bu nedenle hayatını kaybetmişti. Araştırmanın bulguları 9 Nisan'da Journal of Thrombosis and Hemostasis adlı dergide yayımlandı.
New York kentinde bu nedenle birçok Covid-19 hastasında kan inceltici ilaçlar kullanıldığı belirtiliyor. Uzmanlar, bu vakaların sayısının çokluğuna vurgu yaparak bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.