Özdağ, 26 Şubat tarihinde TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Libya'da şehit olan MİT mensuplarını isimlerini açıkladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Bürosu, Özdağ'ın MİT mensuplarının isimlerini açıklaması nedeniyle hakkında "2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilat Kanuna Muhalefet" suçundan soruşturma başlattı. Savcılık, 9 Mart tarihinde Özdağ hakkında fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığına gönderdi. Fezlekede, Özdağ'ın dokunulmazlığının kaldırılması istendi.
SUÇ OLDUĞUNU BİLEBİLECEK DURUMDA
Fezlekede, Özdağ'ın mevcut konumu itibariyle MİT mensuplarının kimlik bilgileri, makam, görev ve faaliyetleri ile ilgili bilgilerin açıklanmasının suç olduğunu bilebilecek durumda olduğu ifade edilerek, "Libya'da şehit düşen MİT mensuplarının ad ve soyadlarını içerir şekilde kimlik bilgilerini, bir MİT mensubunun rütbesini ve MİT mensuplarının görev ve faaliyetlerini icra ettiği yeri açıklamak suretiyle Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununa muhalefet suçunu işlediği yönünde yeterli ve kanuni delilin kanuni unsurlarıyla birlikte mevcuttur" denildi.
VEKİL, KOMİSYONDA, GENEL KURULDA KONUŞUR
Hürriyet'in haberine göre fezlekede, milletvekillerinin yasama sorumsuzluğu konusunda dikkat çekici açıklamalara yer verildi.
Fezlekede, özetle şu değerlendirme yapıldı:
"Anayasa, yasama sorumsuzluğunu Meclis çalışmalarıyla sınırlı tutmuştur. Yani milletvekilleri sadece Meclis çalışmaları sırasındaki açıklamalarından dolayı bu ayrıcalıklardan yararlanabilir. Meclis çalışmaları kapsamına, genel kurul, komisyon ve siyasi parti grup toplantıları da dahildir. Dolayısıyla, milletvekilinin daha önce Meclis çalışmaları nedeniyle dile getirmediği, Meclis genel kurul, komisyon ve grup toplantıları dışında söylediği sözlerin yasama sorumsuzluğu kapsamında kaldığı söylenemez.
MECLİS ÇALIŞMALARI KRİTERİ
Yasama sorumsuzluğuna ilişkin doktrinde de benzer görüşler ileri sürülerek. Anayasasının 83. maddesinde 'yasama dokunulmazlığı' başlığı kullanılmış olsa da, metinde 'yasama sorumsuzluğu' ve 'yasama dokunulmazlığı' olmak üzere iki ayrı konunun düzenlendiği, yasama sorumsuzluğu kurumunun Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin Meclis çalışmalarındaki oy, söz veya düşünce açıklamalarını koruma altına aldığı, buradaki ayırıcı ölçütün ise oy, söz veya düşünce açıklamalarının 'Meclis çalışmaları sırasında' gerçekleşmesi olduğu, Meclis çalışmalarından anlaşılması gereken hususun ise sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulundaki çalışmalar değil, komisyonlar, siyasi parti grup toplantıları ve hatta Ankara dışında Meclis adına yürütülen çalışmaları da kapsadığı belirtilmiştir.
YASAMA SORUMSUZLUĞU SINIRI
Yasama sorumsuzluğu kapsamında korunan oy, düşünce ve sözlerin açıklamasına gelince ise, söz ve düşünce Meclis genel kurulunda, komisyonlarda ve Meclis gruplarında sarf edilen söz ve düşünceyi ifade etmektedir. İfadeler olgu, bilgi, düşünce veya kanaat içerebilir. İfadeler sözlü, yazılı olduğu gibi ima yoluyla örtülü de olabilir. Bu çerçevede söz ve düşünce onaylama, alkışlama, imzalama veya mesaj değeri bulunan herhangi bir katılım biçimiyle ifade edilebilir. Oylar ise Meclis genel kurulunda, komisyonlarda yahut grup toplantılarında oylama suretiyle alınan her bir karara katılımı ifade eder.
BASIN AÇIKLAMALARI KAPSAM DIŞI
Yasama sorumsuzluğu kurumunun Meclis çalışmalarıyla sınırlı olmak kaydıyla Meclis genel kurulu, siyasi parti grup toplantıları ve komisyonlarda kullanılan oylar ile söz ve düşünce açıklamalarını koruma altına aldığı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83/1 ve 95. maddeleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 18. maddesi bir arada değerlendirildiğinde, milletvekilleri tarafından yapılan basın açıklamalarının Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yapılmış olsa dahi yasama sorumsuzluğu kapsamında koruma altına alınmadığı, aksi yöndeki görüşlerin Anayasal ve yasal dayanaktan yoksun bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır."