Cemal Kaşıkçı soruşturmasında flaş gelişme! Cemal Kaşıkçı'nın tehdit edildiği ortaya çıktı!

İstanbul'da bulunan Başkonsoloslukta öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Suudi yetkililerin çelişkili ifadelerde ve gerçeğe aykırı açıklamalarda bulunulduğu belirtildi. İddianamede ayrıca Cemal Kaşıkçı'ya ait laptop içerisinde bulunan fotoğraf dosyalarında Kaşıkçı'ya ait Twitter hesabından yapılan tehdit, şantaj ve eleştirilerin görsellerinin tespit edildiği, Suudi arabistan yönetimine eleştirel nitelikte yazılar yazan Kaşıkçı'dan rahatsızlık duyan bir kısım kişilerin tehdit içeren paylaşım ve yorumları tespit edildiği belirtildi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :20 Nisan 2020 , 17:55 Güncelleme Tarihi :20 Nisan 2020 , 17:59
Cemal Kaşıkçı soruşturmasında flaş gelişme! Cemal Kaşıkçı’nın tehdit edildiği ortaya çıktı!

Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na 2 Ekim 2018'de girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkan gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı katlettikleri iddiasıyla 20 Suudi sanık hakkında hazırlanan iddianamede, Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri ile başsavcılıkça Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayıyla ilgili çelişkili ve gerçeğe aykırı açıklamalarda bulunulduğu belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesiyle ilgili 2'si azmettirici toplam 20 sanık hakkında "Tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağrılaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.



İddianamede, Cemal Kaşıkçı'nın yazdığı yazılar, katıldığı konferans ve toplantılarındaki konuşmaları ve yönetimin değişmesi yönündeki muhalif eylemlerinden dolayı Suudi Arabistan yönetimi için bir tehdit olarak düşünüldüğü kaydedildi. İddianamede, maktülün evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de konsolosluğa geleceğinin bilgisini alan Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri tarafından maktülün Suudi Arabistan'a getirilmesi, kabul etmemesi ve getirilememesi halinde öldürülmesi yönünde görevlendirme ve planlamaların yapıldığı anlatıldı. İddianameye göre Suudi Arabistan Krallığı İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmet Bin Muhammed El Asırı bir numaralı şüpheli oldu. El Asırı, Kaşıkçı'nın kendi isteği veya kabul etmemesi durumunda şüpheli Mansour Othman M. Abu Hussain'e talimat vererek ekip kurup görevlendirme yaptığı kaydedildi. İkinci şüpheli olarak yer alan Suudi Arabistan Kraliyet Dairesi Müsteşarı Saud Al Kahtani'nin de Kaşıkçı'yı tehdit ettiği ve ekip kurulmasında etkin rol oynadığı belirtilerek, azmettirdiğine yer verildi.

Her iki şüphelinin olaydan sonra görevlerinden alındığı, 15 kişilik cinayet ekibini ise 3. şüpheli Mansour Othman M. abu Hussain'in oluşturduğu, Hussain'in tuğgeneral ve istihbaratçı olarak görev yaptığı ve veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın ofisinde görevlendirildiği kaydedildi. Hussain'in Kaşıkçı'nın boğularak öldürülmesine, parçalanıp ortadan kaldırılmasına doğrudan katıldığı kaydedildi.

İHBAR ÜZERİNE SORUŞTURMA BAŞLATILDI
İddianamede, Cemal Kaşıkçı'nın evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'ndan uzun süre geçmesine rağmen çıkmaması üzerine nişanlısı Hatice Cengiz tarafından, Levent Polis Merkezi'ne ihbarda bulunulduğu, ihbar üzerine savcılıkça derhal soruşturma başlatıldığı kaydedildi. Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Suudi Arabistan Krallığı yetkililerinden arama ve kriminal inceleme talebinin 15 Ekim 2018'de kabul edildiği, bunun üzerine konsolosluk binası, konutu ve konsolosluk araçlarında adli işlemlere başlanıldığı hatırlatıldı.

CEMAL KAŞIKÇI'NIN KONSOLOSLUĞA GİRİŞ GÖRÜNTÜLERİ İDDİANAMEDE YER ALDI
İddianamede, Cemal Kaşıkçı'nın evlilik işlemleri için gerekli belgeyi almak için nişanlısı Hatice Cengiz ile ilk 28 Eylül 2018'de konsolosluğa gittiği ve daha sonra olay tarihi olan 2 Ekim 2018'de gidişine ilişkin kamera görüntüleri iddianamede yer aldı. Ayrıca 1-2 Ekim 2018 tarihlerinde ülkemize özel jet veya tarifeli uçaklarla giriş-çıkış yapan Kağıthane ve Şişli'de bulunan iki otelde konaklayan 15 şüphelinin Atatürk Havalimanı'ndan girişleri, konsolosluğa yakın otellerde konaklamaları, otelden çıkış yaparak konsolosluk binasına, konutuna giriş çıkış yapmaları, daha sonra havalimanından ayrılmalarına ilişkin kamera görüntülerine de iddianamede yer verildi.



ŞÜPHELİLERİN KAMERA GÖRÜNTÜLERİNE DE YER VERİLDİ
Olay günü otelde konaklayan 9 şüpheli (Maher Abdulazız M. mutreb, Thaar Ghaleb T. Alharbı, Badr Lafi M. Alotaıbı, Waleed Abdullah M. Alshehrı, Faad Shabib A. Albalawı, Turki Musharraf M. Alshehrı, Salah Mohammed A. Tubaıgy, Saif Saad Q Alqahtanı ve Mustafa Mohammed M. Almadanı) ile başka bir otelde konaklayan şüpheli Mohammed Saad H. Alzahranı ile birlikte toplam 10 şüphelinin saat 10.57 itibariyle konsolosluk binasına girişlerinin tamamlandığı belirtildi. Saat 11.245'te konsolosluk binasından dışarı çıkan 2 şahsın konsolosluk önündeki kamera yerlerini gösterildiği, saat 12.13 sıralarında ise konsolosluk önünde araç hareketliliği olduğu belirtildi. Daha sonra şüphelilerden Naif Hassan Alarıfı, Meshal Saad M. Albostanı, Abdulaziz Mohammed M. Alhawsawı ve Khalid Aedh G. Alotaıbı'nin saat 10.01 sıralarında otelden çıktıkları, saat 11.08'de konsolosluk konutuna girdikleri, son olarak da şüpheli Mansour Othman M. Abu Hussaın'ın saat 12.05 sıralarında otelden çıkarak 12.40 sıralarında konuta girdiği kaydedildi.

Maktül Cemal Kaşıkçı'nın ise saat 13.08'de konsolosluğa girdiği anlatılan iddianamede, Kaşıkçı'nın kıyafetlerini giyerek ona benzetilmeye çalışılan şüpheli Mustafa Mohammed M. Almadanı'nin saat 14.52'de diğer şüpheli Saif Saad Q Alqahtanı ile arka girişten çıktıkları anlatıldı. Sultanahmet'e gidişleri ve havalimanından ayrılışlarına ait görüntülere iddianamede yer verildi. İddianamede, Kaşıkçı'nın konsolosluğa girmesinden 1 saat 54 dakika sonra iki konsolosluk aracının çıkış yaptığı anlatıldı. Konsolosluktan çıkan 2.aracın saat 15.07'de konsolosluk konutuna geldiği, şüpheli Maher Abdulazız M. Mutreb'in indiği konuta girdiği, aracın konut garajına çekildiği, şüpheliler Salah Mohammed A. Tubaıgy ve Thaar Ghaleb T. Alharbı'nın araçtan indikleri ve araçtan çıkarılan ve 5 adet olduğu değerlendirilen bavulların konutun içine taşındığı da ifade edildi. Daha sonra ilk araçtaki 4 şüphelinin önce otele sonra havalına gittikleri, şüpheliler Thaar Ghaleb T. Alharbı ve Maher Abdulazız M. Mutreb'in saat 16.53'te konsolosluk konutundan ayrıldıkları ve saat 18.30'da özel jetle ayrıldıkları, diğer 4 şüphelinin de konuttan ayrılarak havalanına gittikleri anlatıldı. Diğer şüphelilerin de çıkışlarına yer verildi.

KAŞIKÇI'YA TEHDİT İÇERİKLİ YORUMLAR YAPILMIŞ
Cemal Kaşıkçı'ya ait laptop içerisinde bulunan fotoğraf dosyalarında Kaşıkçı'ya ait Twitter hesabından yapılan tehdit, şantaj ve eleştirilerin görsellerinin tespit edildiği, Suudi arabistan yönetimine eleştirel nitelikte yazılar yazan Kaşıkçı'dan rahatsızlık duyan bir kısım kişilerin tehdit içeren paylaşım ve yorumları tespit edildiği belirtildi.

"SUUDİ YETKİLİLER KAŞIKÇI'NIN ÖLDÜRÜLMESİ OLAYIYLA İLGİLİ ÇELİŞKİLİ VE GERÇEĞE AYKIRI AÇIKLAMALARDA BULUNDU"
İddianamede, Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri tarafından maktülün İstanbul Başkonsolosluğu'nda bulunmadığı ve konsolosluktan ayrıldığı açıklaması yapıldığı, ancak şüpheli Mustafa Mohammed M. Almadanı'nın dublör olarak kullanıldığı ve Cemal Kaşıkçı'ya ait kıyafetleri giyerek soruşturma makamlarını yanıltmaya çalıştığının savcılıkça bildirilmesi üzerine, Suudi makamların maktülün öldürüldüğünü belirttikleri kaydedildi. Suudi makamlarınca, Kaşıkçı'nın konsolosluktan ayrıldığına ilişkin yaptıkları açıklamadan vazgeçildiği belirtilen iddianamede, "maktülün Suudi Arabistan'a götürülmek için şüpheliler tarafından ikna edilmeye çalışıldığı, meydana gelen tartışma sonrası çıkan kavgada yumruk ile öldürüldüğünün" belirtildiği iddianamede anlatıldı.

Daha sonra da Suudi Arabistan Krallığı makamları tarafından Kaşıkçı'nın parçalanarak öldürüldüğüne ilişkin basın açıklamasının yapıldığı ifade edilerek "Bu şekilde Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri ile Başsavcılığı tarafından maktulün öldürülmesi olayı ile ilgili olarak çelişkili ve gerçeğe aykırı açıklamalarda bulunulduğu anlaşılmıştır" denildi.