Oruç tutarken baş ağrısı nasıl geçer? Ramazan'da oruçluyken baş ağrısı neden olur?
Oruç tutarken baş ağrısı nasıl geçer? Ramazan'da oruçluyken baş ağrısı neden olur? Oruç tutan kişilerin sık sık başağrısı şikayetinden yakındıkları görülür. Bunun nedeni; sahura bağlı olarak uyku düzenin değişmesi ve Ramazan' da uyulması gereken sağlıklı beslenme kurallarına bağlı kalınmamasıdır. Normal zamanlarda hiç baş ağrısı şikayeti yaşamayanlarda dahi bu rahatsızlık ortaya çıkarken migren hastalığı bulunanlarda ise durum daha dayanılmaz bir hal alabilir. Ülkemizde de Ramazan ayında nöroloji polikliniklerine ve acil servislere, migren krizi nedeni ile başvuruların arttığı bilinmektedir.
takvim.com.tr
Giriş Tarihi :24 Nisan 2020 , 09:28Güncelleme Tarihi :24 Nisan 2020 , 09:29
Ramazan'da oruçluyken baş ağrısı neden olur? Oruç tutarken baş ağrısı nasıl geçer? Oruç tutarken uzun süre aç kalmak, insanı zorlayan baş ağrıları görülebiliyor. Özellikle çalışanları etkileyen bu durum için 'İftar gelse de bir ilaç içsem' demeyin, nefes ve gevşeme egzersizleriyle rahatlamaya çalışın. Ramazan'da çeşitli nedenlerden dolayı artan baş ağrısı şikayetleri için endişelenmeye gerek yok, ilaç almaya gerek duymadan basit yöntemlerle baş ağrılarından kurtulabilirsiniz..
Ülkemizde de Ramazan ayında nöroloji polikliniklerine ve acil servislere, migren krizi nedeni ile başvuruların arttığı bilinmektedir. Aç kalmanın, öğün atlamanın veya oruç tutmanın, beyindeki hangi mekanizmayı tetiklediği bilinmemektedir. Ancak ABD'de 28 milyon migren hastası olduğu tahmin edilmektedir. Bunların yüzde 25'inin yani 7 milyonunun açlıkla veya öğün atlama ile nöbetlerinin başlayabildiği bulunmuştur. Birçok hasta sorulunca aç kalmanın migren krizine yol açtığını söylemektedir.
Beslenmeye dikkat etmek önemlidir
Migrenin uzun yıllar sürecek ve ilaç kullanmayı gerektirecek bir hastalık olabileceği ve bu ilaçların ciddi yan etkilere neden olabileceği düşünülürse, migren atağını engelleyebilmek önem kazanmaktadır. Eğer migren ataklarını tetikleyen bir gıda varsa, ondan kaçınmak gereklidir. Beslenmeye dikkat etmek önemlidir. Eğer bazı gıdaların ağrıyı tetiklediği belirlenmişse ondan kesinlikle kaçınmak gerekir. Açlık migreni başlatabiliyorsa, düzenli bir şekilde sık küçük öğünler alınmalıdır. Bu nedenle açlığın tetiklediği migren ağrıları olan hastaların oruç tutmaları sağlıkları açısından sakıncalıdır. Oruçlu iken ağrıyı çekmenin yanında, gerekli tedavinin yapılamaması da ayrı bir konudur. Oruçlu iken yaşanılan migren ağrısının maluliyeti, normal zamanda olabilecek migrenin maluliyetinden daha fazla olacaktır. Açlık ile migreni etkilenmeyen hastaların oruçlu olmaları problem yaratmaz.
Baş ağrıları insanlığın en büyük problemlerinden biridir. Her insan hayatı boyunca en az 3 kez şiddetli baş ağrısı yaşamaktadır. Baş ağrıları, geniş bir hastalıklar grubudur ve birçok türü bulunmaktadır. Migren ve gerilim tipi baş ağrıları, 2 önemli ve sık grubu oluşturmaktadır. Migren erkeklerin yüzde6 ve bayanların yüzde18'inde görülür. Migren, ataklar halinde gelen, saatlerce sürebilen, genellikle başın bir tarafını tutan ve zonklayıcı tarzda ağrıya neden olan bir hastalıktır. Ağrı sırasında bulantı olabilir. Ayrıca hastalar ışığa, gürültüye ve kokulara karşı hassas olabilirler.
Migren atağını başlatabilen veya atak geçirme riskini artıran bazı özel durumlar vardır. Bunlara migren tetikleyicileri denilmektedir. Bunlar migrenin nedeni değildirler, fakat migrene neden olan sinir sistemi olaylarını aktif hale geçirirler. Her migren tetikleyicisi, tüm hastalarda ağrıya neden olmazlar. Aynı hastada da aynı faktör her zaman ağrıyı başlatmayabilir. Baş ağrısı günlükleri tutarak, bu tetikleyici faktörleri belirlenebilir. Eğer bir tetikleyici belirlenebilmişse, ondan kaçınarak atak riskini azaltmak mümkün olabilecektir.
Orucun Çeşitlerine Göre Niyet Nasıl Yapılır?
Nafile oruç: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için nafile oruç tutmaya.
Kaza orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için en son kazaya kalan Ramazan orucunun kazasını tutmaya.
Kefaret orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için kefaret orucumu tutmaya.
Adak orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için üzerime almış olduğum adak orucumu tutmaya.
Unutarak yemek içmek orucu bozmaz. Hz. Peygamber (S.A.V.), "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." (Buhârî, Savm, 26) buyurmuştur. Unutarak yiyip içen kimse, oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzındakileri çıkarıp ağzını yıkamalı ve orucuna devam etmelidir. Oruçlu olduğu hatırlandıktan sonra mideye bir şey inerse, oruç bozulur.
ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER
1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek,
2- Ağzına gelen kusuntunun geri gitmesi,
3- Oksijen tüpüyle ilaçsız suni hava vermek,
4- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak,
5- İstemeyerek ağız dolusu kusmak,
6- İsteyerek, zorlayarak biraz kusmak,
7- Sahurda tokluk veren ilaçlar kullanmak,
8- Göze katı veya sıvı ilaç koymak, ıslak lens takmak,
9- Gıybet etmek,
10- Rüyada ihtilâm olmak,
11- Diş çukuruna ilaç koymak,
12- Çiçek, kolonya veya parfüm koklamak,
13- Morfinsiz, iğnesiz diş çektirmek,
14- Yutmadan yemeğin tadına bakmak,
15- Sakındığı hâlde toz ve dumanın boğazdan veya burundan içeri girmesi,
16- Diş çektirince gelen tükürükten az kanı yutmak,
17- Ağzını yıkadıktan sonra, kalan yaşlığı tükürükle yutmak,
18- Dişleri arasında kalan, nohuttan küçük olan şeyi yutmak,
19- Hacamat olmak, kan aldırmak, akupunktur kullanmak,
20- Kulağa su kaçması,
21- Misvak kullanmak, macunsuz diş fırçalamak, [Macunlu fırçalamakla da oruç bozulmaz fakat mekruh olur. Macun yutulursa oruç bozulur, kaza gerekir.]
22- Gusletmek, banyo yapmak,
23- İdrar yoluna pamuk koymak, [Şâfiî'de bozar.]
24- Sağlam deriye ilaç, krem sürmek, her çeşit yakı, sigara bandı, tokluk bandı koymak,
25- Yaraya imsak vaktinden önce konan sıvı ilacın, imsak vaktinden sonra emilmesi,
26- Yaradan çıkan kan, irin ve benzerlerinin tekrar içeri girmesi,
32- Kanayan yere, kanın durması için kan taşı sürmek,
33- Ağza gelen yemeği, balgamı, kusmuğu veya baştan buruna gelen akıntıyı yutmak,
34- Bel soğukluğu hastalığından dolayı akıntı gelmesi.
35- Evi haşere için ilaçlayan, ister istemez ilacı teneffüs etse, orucu bozulmuş olmaz; çünkü sakınmak zordur,
36- Kulağa sabunlu su kaçırması,
37- Ağza su alıp çalkalamak veya ağzı yıkadıktan sonra ağızda kalan yaşlığı tükürükle yutmak,
38- Hanımını öpenin orucu, mezi gelse de bozulmaz. Öperken şehvetlenip cünüp olursa bozulur. [Cünüp olma ihtimali varsa, hanımını öpmesi mekruh olur. Orucu bozacak derece çok öperse haram işlemiş olur. Çünkü orucu mazeretsiz bozmak haramdır. Ama öperek cünüp olunca kaza gerekir, kefaret gerekmez.]
39- Akupunktur kullanmak orucu bozmaz. Akupunkturun sadece iğnesi giriyor, vücudun içine bir şey zerk edilmiyor.
40- Çatlak dudağa veya eldeki yarığa, krem, tentürdiyot, kolonya veya oksijenli su sürmek. [Açık yaraya sürülen merhemin, içeri sızdığı iyi bilinmedikçe orucu bozmadığı, S. Ebediyye'de bildirilmektedir. İyi bilmek, zanla olmaz. Kesin bilmek gerekir. Kesin bilinmeyince bozar denilemez.]
41- İğneli epilasyon yaptırmak orucu bozmaz. İçeriye ilaç gibi bir şey girmedikçe, vücuda iğne batırmak orucu bozmaz. İğneli epilasyonda içeriye ilaç girmiyor. Sadece iğne, kıl folikülüne sokularak akım veriliyor.
42- Kaş, bıyık aldırmak, etek tıraşı olmak ve epilasyon orucu bozmaz.
43- Oruçlunun ağzına gözyaşı veya ter girerse, bir iki damla gibi azsa, orucunu bozmaz, çünkü bundan korunmak zordur. Çok olur da tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozmaz.
44- Kuru parmağı, ön veya arka tarafa sokmak, [Şafii'de bozar.]
"Nikotin bandı orucu bozmaz''
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, nikotin bantlarının orucu bozup bozmayacağına ilişkin bir soruya şu fetvayı verdi: "Nikotin bandı orucu bozmaz. Kural olarak orucu bozan şeyler, vücuda normal yollarla giren maddeler ve cinsel ilişkidir. Vücuda sürülen yağ, merhem gibi maddeler, deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu işlem yeme, içme ve beslenme anlamına da gelmemektedir. (Bak. Merğînânî, el-Hidâye, II, 263-264; Kâsânî, Bedâî', II, 98; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 366-367)"