Birçok ülkede yürürlükte olan sokağa çıkma kısıtlamalarının gevşetilmesine yönelik bazı adımlar atılırken, kısıtlamaların çok hızlı kaldırılması halinde koronavirüste ikinci dalganın başlamasından endişe ediliyor.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, kaygıların odağında ise kısıtlamaların kaldırılmasının ardından pandeminin daha da güçlenerek tekrar belirmesi, yayılımının artması, sağlık sistemlerini sıkıntıya sokması ve tekrar kısıtlamaların getirilmesi yer alıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen hafta içerisinde düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin ikinci dalga olup olmayacağına dair sorusuna, tedbirlere uyulması halinde ikinci bir dalganın beklenmediğini söyleyerek yanıt verdi.
Peki son dönemde kısıtlamaların hafifletilmesi konusunda sıkça dile getirilen ikinci dalga ne anlama geliyor ve nasıl bir risk teşkil ediyor?
İKİNCİ DALGA NEDİR?
Pandemiler, insanların büyük bir kısmının bağışıklığının olmadığı yeni patojen, yani hastalık mikroplarından kaynaklanır. İnsanların bu virüslere bağışıklığının olmaması küresel çapta salgınların olmasına yol açar. Pandemi, dünya genelinde çok sık rastlanan bir durum değil. Bu tarz hastalıklar arasında grip, pandemi etkisi yaratma açısından diğer hastalıklardan farklı bir yerde duruyor. Yeni bir grip mikrobu ortaya çıktığında dünya genelinde çok sayıda insanı etkiler ve daha sonra etkilenen kişi sayısı hızla geriler. Birkaç ay sonra ise tekrar ortaya çıkar ve yine çok sayıda insanı etkilemeye başlar. Bu durum, dünya nüfusunun büyük bir bölümü bu virüse karşı bağışıklık kazanana kadar devam eder.
BİRİNCİ DALGANIN HAFİFLEMESİNİN NEDENLERİ NELER?
Grip kaynaklı pandemilerde yayılma hızı, mevsim geçişlerine göre değişiklik gösterebilir. Yaz aylarında kuzey yarıkürenin ısınmasıyla birlikte, salgın da kışa geçiş yapan güney yarıkürede hızlanabilir veya bunun tam tersi görülebilir. Ayrıca dünya genelinde birçok kişinin etkilenmesinden dolayı bağışıklık kazanan kişilerin sayısı artar ve "sürü bağışıklığının" oluşması yayılım hızını düşürür.
Covid-19 hastalığına yol açan koronavirüs salgını sırasında ise birçok ülke bugüne kadar görülmemiş düzeylerde kısıtlayıcı önlemler almak durumunda kaldı. Sosyal mesafe kuralları ve sokağa çıkma ile seyahat kısıtlamaları uygulayarak yayılımın hızını düşürmeyi hedefleyen devletlerin aldığı bu önemlerin belli bir ölçüde başarıya ulaştığı ve virüsün yayılımının hız kestiği görülüyor.