Libya'da şehit düşen MİT görevlilerinin kimliklerin ve cenaze törenine ilişkin görüntüleri ODA TV internet sitesinde ifşa edilmişti. Görüntülerin ifşa edilmesinde eyleminde aktif rol oynadığı ODA TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan Hülya Kılınç'ın ifadeleri üzerine ifadeye çağırılmış ve 6 Mart günü sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklanarak cezaevine konulmuştu.
Barış Pehlivan cezaevine girdikten sonra milli güvenliğe aykırı yayınları sebebiyle birçok adresi kapatılan ODA TV, Pehlivan'ın cezaevine giriş işlemleri yapıldığı sırada darp edildiğini iddia etti. Avukatlarının yaptığı suç duyurusu üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlattı.
Soruşturma sonucu takipsizlik kararı verilirken takipsizlik kararında yer alan bazı ifadeler, Barış Pehlivan'ın cezaevi görevlilerini aşağılamak istediğini ortaya koydu. Pehlivan'ın görevlilere kendisine ismi ile hitap eden infaz koruma görevlilerine, "Bana Barış bey diyeceksiniz, siz diye hitap edeceksiniz" diye çıkışmış.
"PEHLİVAN KESİNLİKLE DARP EDİLMEDİ"
Dosya kapsamında ifade veren tanık Korhan Kütün ifadesinde, olay günü vardiya sorumlusu olarak görev yaptığını, kamera görüntülerindeki mahkum kabul-kayıt odasında Barış Pehlivan'ın kesinlikle darp edilmediğini, hemen önündeki bir olayda taraflardan birinin darp edilmesi veya ortamı gerecek şekilde davranışlar sergilemesi halinde bunu mutlaka fark edeceğini kaydetti. Olayı medyadaki haberlerden görüp öğrendiğini, Barış Pehlivan'ın bizzat kendi el yazısı ile darp cebir görmediğine dair tutanağı yazıp imzaladığını anlattı. Barış Pehlivan'ın kabul-kayıt işlemlerinden koğuşuna götürülünceye kadar tüm aşamada eşlik ettiğini, kendisine ve diğer görevlilere darp-cebir veya başka bir kötü muameleye maruz kaldığına dair herhangi bir beyan ve şikayette bulunmadığını ifade etti. Vardiya sorumlusu olması nedeniyle böyle bir olay yaşansaydı mutlaka müdahale edeceğini beyan etti.
"BARIŞ BEY DİYECEKSİNİZ"
Tanıklardan Osman Bahadır ise ifadesinde, olayın gerçekleştiği iddia edilen mahkum kabul-kayıt odasında bulunduğunu, Barış Pehlivan'ın kayıt işlemleri sırasında hükümlü/tutuklu eşgal formunu doldururken Pehlivan'a cezaevinde hasımı veya ikizi olup olmadığını kayıt işlemleri gereği sorduğunu kaydetti. Pehlivan'ın sıkılmış bir halde 'Adnan Oktar grubu ve diğer FETÖ'cüler benim hasmımdır' dediğini, formu doldururken kendisine 'Barış Pehlivan' diye seslendiği anda 'Benimle konuşurken Barış Bey veya siz diyeceksiniz. Ben bu ülkede FETÖ'cüleri yakalatmış bir gazeteciyim. Benimle bu şekilde konuşamazsınız' dediğini ifade etti. Bu sırada mahkum kabul-kayıt odasına giren Muhammet Baştürk'ün tutuklu Pehlivan'ın arkasından öne doğru eğilerek burasının devlet dairesi olduğunu, sakin olmasını söylediğini, Barış Pehlivan'ın darp-cebir görmediğine dair tutanakta imzası olan infaz koruma memurunun kendisi olduğunu, söz konusu tutanağı Barış Pehlivan'ın imzaladığını beyan etti.
Diğer tanık Erdoğan Kılıç ise ifadesinde, olay anında mahkum kabul-kayıt odasında kamera görüntülerindeki Barış Pehlivan'ın oturduğu sandalyenin karşısında Osman Bahadır isimli memurun oturduğunu, kendisinin ise Bahadır'ın iki metre yanındaki bilgisayarda UYAP işlemlerini yaptığını, Bahadır'ın hükümlü/tutuklu eşgal formunu doldururken Pehlivan'a 'Cezaevinde ikizi olup olmadığını' ve formda yer alan diğer soruları sorduğunu, bu soruları sorarken Pehlivan'a ismi ve soyismi ile hitap ettiğini, bunun üzerine Pehlivan'ın 'Benimle konuşurken Barış Bey veya siz diyeceksiniz. Ben bu ülkede FETÖ'cüleri yakalatmış bir gazeteciyim. Benimle bu şekilde konuşamazsınız' dediğini, bu anda Muhammed Baştürk'ün içeri girdiğini, Pehlivan'a doğru eğilerek sakin olmasını, burasının devlet dairesi olduğunu söylediğini ancak Pehlivan'ın sırtına vurması veya herhangi bir darp-cebir eyleminde bulunmadığını ifade etti. Kılıç ifadesinde, 'Ben devletim' şeklinde bir söz söylemediğini kaydetti. Pehlivan'ın X-ray cihazından geçirilip üst araması yapıldıktan sonra bizzat kendi el yazısı ile söz konusu tutanağa 'darp-cebir görmedim' yazdığını ve imzaladığını anlattı.