İstiklal Marşı saat kaçta okunacak? Balkonlarda İstiklal Marşı okuma saati kaç? İstiklal Marşı 10 kıta!

İstiklal Marşı saat kaçta okunacak? 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı bu yıl evlerde kutlanıyor. Koronavirüs salgını nedeniyle sokağa çıkmayan vatandaşlar, bu anlamlı ve özel günde farklı bir etkinliğe imza atacak. Bu akşam balkonlarda tüm Türkiye tek yürek olacak ve hep birlikte İstiklal Marşı okunacak. Sokaklardan marşımızın sesleri yükselecek. Peki; İstiklal Marşı saat kaçta okunacak? İstiklal Marşı okuma saati kaç? Yanıtı haberimizde!

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :19 Mayıs 2020 , 18:12 Güncelleme Tarihi :19 Mayıs 2020 , 18:12
İstiklal Marşı saat kaçta okunacak? Balkonlarda İstiklal Marşı okuma saati kaç? İstiklal Marşı 10 kıta!

İÇİNDEKİLER

İstiklal Marşı saat kaçta okunacak? İstiklal Marşı okuma saati kaç? Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkmasının ve milli mücadeleyi başlatmasının ardından 101 yıl geçti. Gençlere armağan edilen 19 Mayıs Atatürk'ün Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda bu yıl çok farklı bir etkinlik yapılacak. Türkiye tek yürek olarak balkonlardan İstiklal Marşı'nı okuyacak. Peki; İstiklal Marşı saat kaçta okunacak? İşte merak edilen sorunun yanıtı!

İSTİKLAL MARŞI SAAT KAÇTA OKUNACAK?

19 Mayıs 1919 tarihini simgeleyen saat 19:19'da hep bir ağızdan İstiklal Marşı okunacak.

İSTİKLAL MARŞI SÖZLERİ! (10 KITA)

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,

"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne nâ-mahrem eli.

Bu ezanlar -ki şehadetleri dînin temeli-

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,

Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!