Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, koronavirüs tedbirleri nedeniyle camilerde ara verilen cemaatle ibadete, Fatih Camisi'nin avlusunda kendisinin kıldıracağı cuma namazıyla başlanacağını bildirdi.
Erbaş, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında camilerin yeniden ibadete açılma sürecini anlattı.
İnsanlık tarihinde görülen en büyük salgının yaşandığını belirten Erbaş, bugüne kadar bir belde, şehir veya ülkede birçok salgın hastalığın yaşandığını ancak koronavirüsün dünyanın her yerine yayıldığını söyledi.
Erbaş, Türkiye'de salgının yayılmaya başlamasının ardından 16 Mart'tan itibaren camilerde cemaatle ibadete ara verildiğini hatırlatarak, bu süreçte hutbe ve vaazlarda tedbirlere ilişkin uyarıların yapıldığına değindi.
Koronavirüsle mücadele sürecinde üzerinde en fazla durulan hususun tedbir, tevekkül ve dua olduğuna işaret eden Erbaş, camilerin minarelerinden ezan, tekbir, salavat, sala ve dualarla millete manevi destek verilmeye çalışıldığını ifade etti.
Erbaş, valiliklerin idaresinde bulunan Vefa Sosyal Destek Grupları'nda 61 bin din görevlisi ve gönüllü personelin millete yardımcı olmaya çalıştığını anlatarak, "Bu sürecin çok başarılı bir şekilde yönetildiğini ve Diyanet İşleri Başkanlığı olarak da tüm hocalarımızla birlikte, başarılı bir şekilde bugüne kadar geldiğimizi düşünüyorum." diye konuştu.
"BİLİNÇLİ OLURSAK CUMA NAMAZLARINI KILMAMIZ MÜMKÜN OLACAK"
Valiliklerin ve müftülüklerin iş birliğiyle yeterli bahçesi, avlusu ve açık alanı bulunan camilerin cuma namazı için belirlendiğini anlatan Erbaş, şöyle devam etti:
"Buradaki kriter caminin avlusunun olması. Avlusu olmayan camilerin de hemen yakınlarındaki açık alanlar, pazar yerleri hatta Din Öğretimi Genel Müdürümüzün özel gayretiyle imam hatip okullarımızın avluları, bahçeleri kullanılacak. Camilerin eğer avlusu, bahçesi müsait değilse, mahallede uygun yerler, açık alanlar cuma namazı için hazır hale getiriliyor. Şu an arkadaşlarımız, yetkili müftülerimiz, imamlarımız, herkes bunun için çalıyor."
Erbaş, "Ayrıca bu süreçte, cami avluları ve meydanlar bazı yerlerde yetersiz kalabilir. İklim ve hava şartları müsait olmayabilir. Vatandaşlarımızdan, azami derecede dikkat ve anlayış göstermelerini, sabır ve sükunetle davranmalarını, hocalarımıza ve görevlilere yardımcı olmalarını, ısrarcı olmamalarını özellikle istirham ediyorum. Sağduyulu ve bilinçli olursak inşallah en yakın zamanda tüm camilerimizde ve cami içinde cuma namazlarımızı kılmamız mümkün olacaktır." ifadelerini kullandı.
"CAMİLERLE YENİDEN BULUŞMUŞ OLMAMIZIN ŞÜKRÜ İÇİN KURBAN KESECEĞİZ"
Ali Erbaş, yarın Fatih Camisi'ndeki cuma namazını kendisinin kıldırıcağını ve aynı zamanda hutbe irat edeceğinin bilgisini vererek, şunları söyledi:
"Yarın inşallah İstanbul'da Fatih Camisi'nde cuma namazını kılacağız. Tabii 29 Mayıs İstanbul'un fetih günü, 29 Mayıs'ın sembolü de Fatih Sultan Mehmet'tir. Onun türbesinde aynı zamanda okunan hatimlerin de duasını yapacağız. Fetih, 'açılış', 'açış' demektir. Cemaatle ve cuma namazına ara verilmiş olan camilerimizin açışılıyla sanki bu ilk cumayı Fatih Camisi'nin bahçesinde, avlusunda kılmanın daha uygun olacağı düşüncesiyle orada olacağız. Belki önümüzdeki, belki daha sonraki haftalarda Sultan Ahmet Camimizin avlusunda, meydanında cuma namazı kılmayı planlıyoruz. İnşallah yarın bütün illerimizde, ilçelerimizde müftülüklerimizin merkez camilerinde, camilerimizden ayrı kalışımız ve yeniden buluşmuş olmamızın şükrünü eda etmek için 1003 müftülüğümüz 1003 şükür kurbanı kesecek ve fakir fukara insanlara bu kurban etleri ikram edilecek. Yine ülkemizin bütün il ve ilçelerinde aynı zamanda hatim duaları da yapılacak. Türkiye Diyanet Vakfımız bu şükür kurbanı edasını organize ediyor. Vakfımızın genel merkezi ve şubeleri iş birliğiyle yarın saat 11.00'de ilimizin ve ilçemizin merkez camilerinde 1003 kurban kesilecek, inşallah fakir fukara kardeşlerimize ikram edilecek."
ABDESTİNİ ÖNCEDEN ALIP SECCADENİ YANINDA GETİR DÖNEMİ
Cami ve mescitlere gelecek kişilerin yanlarında kişisel seccadelerini getirmelerinin talep edildiğini vurulayan Erbaş, imkanlar dahilinde müftülükler tarafından tek kullanımlık seccadelerin temin edilerek kullanıma sunulacağına işaret etti.
Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Benim buradan tavsiyem, herkesin evinden özel seccadesini alıp camiye gelmesi ya da namaz kılacağı açık alana gelmesidir. Bunu özellikle istirham ediyoruz. Bizim ikinci tedbirimiz yani tek kişilik seccadeler, bunlar olur ya birisi seccade edinememiş, evinden getirememiş ya da evine gidememiş olabilir. Onlarla ilgili ilave tedbirdir bu ama esas buradaki tavsiyemiz, herkes evinden, işyerinden, her nereden geliyorsa, özel seccadesini alıp camiye ya da namaz kılacağı yere gelmesidir. Bir de maske çok önemli. Maskemizi evimizden çıktığımız anda takacağız, evimize girdiğimiz ana kadar çıkarmayacağız. Tedbir ve virüsün bulaşmasını önleme açısından en önemli vasıta maskelerdir. Maskemizi kullanalım sonra abdestimizi alıp camiye gelelim. 'Camiye gideyim de caminin şadırvanında, lavabosunda abdestemi alayım.' gibi bir düşünceyle hareket etmeyelim. Evimizde, iş yerimizde abdestimizi alıp camiye öyle gelelim."
Cemaatle ibadet noktasında din görevlilerine önemli sorumluklar düştüğüne dikkati çeken Erbaş, cuma namazının organizesinde yer alacak heyetin titiz bir şekilde çalışıp tedbirlere uyması gerektiğini söyledi.
Erbaş, cami ve mescitlerde cemaatle öğle ve ikindi namazının da kılınabileceğini anımsatarak, "Bu kararın, Koronavirüs Bilim Kurulu ile Bakanlar Kurulu'nun kararıyla ortaya koyuldu. Kademeli olması açısından önce öğle ve ikindi namazlarının camide cemaatle kılınması için karar alındı. Diğer namazlara (sabah, akşam, yatsı) da kademeli olarak birkaç hafta sonra başlayacağız." bilgisini paylaştı.