İşte Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın "Villacılar" adlı köşe yazısı:
Açığın varsa efelenmeyeceksin.
Bir şekilde bulurlar, üstüne gelirler.
"Nasıl olsa bana kimse dokunamaz" demeyeceksin, darbeni tutturamazsan dokunurlar.
Alçaklara kar yağıyor üşüyeceksin, sen bu işin sonunu düşüneceksin.
Bir zamanlar sıkı solcu geçinen sonradan görme faşistlerin maşallah hemen hepsinde birer ya da ikişer "kaçak villa" çıkıyor...
Apartman katında yaşayamıyorlar, daral geliyor olmalı. İlle de "müstakil" villa.
Üstünde kimse olmayacak ki balkondan çarşaf silkeleyemesin...
Bir "eski zenginler" var, eski dediğim otuz yıllık falan. Kimisinin Boğaz sırtlarında özel havuzlu villası, kimisinin Connecticut eyaletinde evi.
Adam çalışmış kazanmış, it oğlu it, sen de çalış sen de kazan...
Bunlar "legale" çıkmışlar, bir de yeni zengin kaçakçılar var. Emekçi kardeşler.
Hadi diyelim ki bunlardan biri parayı "keriz silkeleyerek" kazandı, ya ötekiler?
Pek öyle kitapla mitapla "kazanılır" bir para da değil ha...
Milyonlar havada uçuşuyor. En hafifi otuz milyon papelmiş.