COVİD öncesi başlayan Amerikancı hakimiyet bugünlerde ciddi sarsıntı geçiriyor. Amerika'nın Çin ile mücadelesi İkinci Soğuk Savaş olarak adlandırılıyor. Birinci ile tek farkı askeri değil ekonomik bir savaş olması. Bugün bu mücadeleyi Amerika kaybetmiş olabilirdi ama kaybetmedi, çünkü elinde küresel finans sisteminin kilit taşı olan rezerv para yani Dolar var. Doları herkes elde etmek için çok çalışırken Amerika matbaaya bir emirle kağıdı Dolar'a çevirebiliyor. Dolar küresel ticaretin yüzde 60'ını oluşturuyor. Yerel para birimleri ile ticaret arttıkca doların hakimiyi de düşecek ve dünya yeni bir döneme girecek.
Uluslararası alanda ciddi çalışmalara imza atmış, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı ile küresel sistemi konuştuk ve Türkiye'nin borç ödeme konusuda alacaklılar ile müzakere etme şansının olduğunu söyledi.
Daha öncesi var ama COVİD-19 ile Amerika dünya liderliğini kaybediyor mu?
Amerika İkiz Kuleler'in vurulması ile dünya liderliğini kaybetmeye başlamıştı, Truöp ile hız kkazandı. Özellikle America Forst ideolojisi dünya liderliğini kaybetmesi açısından bir göstergesi. Amerika içine dönüyor, içindeki problemleri çözmek için çalışmaya başladı. Uluslararası aktör olmayı ve uluslararası ilişkilerdeki aktör olmayı ikinci plana itmeye başladı. Trump bunu iktidara gelince açık bir şekilde deklere etti.
Çin- ABD gerilimi ticaret savaşları ile mi başladı?
Bundan dolayı da korumacılık tedbirlerini devreye sokmaya başladı. Korumacılık konusunda en önemli aktör Çin olduğu için, Çin son dönemde öne çıktı. Çin bu çıkışı ile Rusya'nın yerini aldı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında askeri anlamda hakimiyet ve ittifakın korunması çok daha önemliydi. Buna tehdit olan askeri manada bir tek Sovyetler Birliği vardı. Dolayısıyla Sovyetler'e karşı bir gerilim stratejisi izleniyordu. Bugün askeri manada bir tehdit yok ama ekonomik anlamda bir tehdit var. O da Çin... Amerika mücadelesini ekonomik tedbirlerle yapmaya çalışıyor.
Bugün Ticaret Savaşı dediğimiz şey geçmişteki Soğuk Savaş'ın bir devamı farklı bir uygulaması gibi.
Çin liderliği yavaş yavaş elde etmeye başladı mı?
Çin'in çok büyük bir atılım yaptığını kabul etmek lazım. Bu hedef doğrultusunda bir yere kadar geldi ama tam bir başarı elde edemedi.
Neden tam değil?
Bugün dünyada Amerikan hakimiyetinin bir askeri boyutu var. Askeri gücün etrafında kenetlenmiş ülkeler var. Uluslararası ilişkilerini de o askeri ilişkilerle belirliyor. İkinci ayağını ise Dolar oluşturuyor. Yani Dolar ile küresel finans sistemi oluşturuyor. Çin ekonomik olarak bir yere gelmişken finansal anlamda yeteri kadar derinliğe sahip bir güç değil. Bu da uluslararası anlamda Dolar'ın hakimiyetini sarsacak bir durum oluşturmuyor. Konventbıl değil bir kere. Çin parasının derinliği yok. Dünyanın likitite ihtiyacını karşılayacak kurumlara sahip değil. Dolayısıyla uluslararası hakimiyetini ilan edebilmesi, parasının küresel rezerv para olabilmesinin çok kısa dönemde çok mümkün gözükmüyor. Daha gidecek çok yolu var bu arada Amerika'da farklı bir şey yapmazsa...
Dünyanın küresel ticarette yüzde 60'lık kısmı Dolar ile oluyor. Bundan sonra Dolar'dan kaçış olur mu?
Bugünlerde küresel anlamda bir eğilim var. Hani derler ya; Dolar dünyanın likititesidir ama aynı zamanda Dolar dünyanın problemidir diye... Trump'lı Amerika'da Dolar problemi öne çıkmaya başladı.
Problem nerden kaynaklanıyor?
Bugün dünyada herkes Dolar'ı elde etmek için alınteri dökmek zorunda, fakat Amerika
Zahmetsiz Dolar elde ediyor. Matbaaya emir verip kağıttan para basma imkanı var. Hiç bir alınteri dökmeden.
Bu olay dünyada bir asimetri yaratıyor dünyada.
Şu anda dünyada COVİD'in yarattığı ciddi bir borç sorunu var. Ülkeler bununla baş etmekye çalışıyor. Bu da Dolar likititeye bağımlılık artmış durumda. Kaldı ki Amerika'nın Çin'e olan borçları da Dolar... Zaman zaman Amerika Dolar'ın değeri ile oynayarak Çin üzerinde baskı uygulayabiliyor. Dolayısıyla dünya buna çok da hazır değil. Ama bugün dünya bir dönüşümden geçiyor. Bugün böyle bir maceraya girebilecek bir ülke yok. Çünkü alternatif bir değer yok.
Bitcoin olmaz mı?
Bunlar burtaya çıkmaya başladı ama bunların derinliği yok.
Küresel ticaretin yüzde 60'ı dolar bu oran aşığıya düşebilir mi?
Bu olabilir. Ama alternatif arayışları var geçmişten daha fazla. Çünkü Amerika siyaseti gereği son Trump'ın hızlandırdığı ortamda bunu silah olarak kullanmaya başladı. Bu hoş görülebilen bir şey değil. Bunu daha detaylı da konuşabiliriz. Bağımsız merkez ankacılığı konusunu konuşabiliriz. Ülkeler neden bunu şablon olarak kabul ettiler ve dünyada böyle bir akım oldu.
Uzun zamandır süren küresel kapitaliz bitiyor mu yoksa yeni bir forma mı giriyor?
Şimdi Covid çıktığından beri tartışılıyor. Uluslararası sistem bir günden ötekine devrim gibi olmuyor. Devrimlerin de uzun bir altyapısı oluyor. O taban olunca üstte bir şey olur. Ben yaşadığımız olayları altyapının değişimi olarak düşünüyorum. Sizin sorunuz üstyapıda değişim olacak mı, elbette olacak. Bir şekilde yeni bir uluslararası sisteme gidiyoruz, o kesin. Ancak onun altyapısı tam manası ile oluştu mu, ondan emin değilim. Zaten tartışmalar burada oluşuyor. Bazı iyimser arkadaşlar bugünden yarına devrim oldu, yeni bir dünya sistemi ortaya çıktı diyor, doğru, dünya bir transformasyondan geçiyor, Covid bunu hızlandırdı ama problemleri de hızlandırdı. Önceliği problemleri çözmeye vermeliyiz aksi halde o dönüşüm çok sancılı olur.
PİYASACI YAKLAŞIM ÇÖKTÜ
Kapitalizm ne zaman krize girse Keynes politikaları gündeme geliyor, uygulanıyor. Bu dönemde de uygulanıp eski sisteme mi dönülür yoksa bambaşka, daha toplum merkezli bir sisteme dönülür mü?
Biz diyoruz ya sosyalizm 1989'da yıkıldı, serbest piyasa ve demokrasi kazandı Rusya'nın çökmesi diye... Son olaylarla piyasacı yaklaşımın sonuna geldiğini öğrendik. İlk nüvesi 2008'de ortaya çıkmıştı finansal krizle. Oraya bizi getiren 2001 krizi var, 11 Eylül olayları var. 11 Eylül birbiri ardına etkileşimli süreç başlattı. Arkasından bu Covid meselesi. Piyasanın bu krizden çıkmada elverişli olmadığını gördük. Acil problemleri çözecek hızlı reaksiyon vermiyor. Dışarıdan müdahaleye ihtiyaç duyuyor. Bunu sahadaki iktisatçılar da kabul etti. Artık devlet var. Artık çok uzun bir zamana ihtiyacı olur bunun aksini ispatlamak için iktisat literatürün. Şu an için devlete ihtiyaç var. Keynesçi kamu müdahalelerini ön plana çıkartan politikaların elzem olduğu aşikar ancak burada şöyle bir problem var. Uzun yıllar biz piyasaya çok önem verdiğimiz için bu kültünden uzaklaştık ve bu müdahalelerin nasıl yapılması konusunda yetkin değiliz. Mekanizma meselesi burada noktaya giriyor. İkinci konu, dünya bu döneme, Keynesgil iktisat dönemine aşırı borçla girdi. Dolayısıyla siz istediğiniz kadar yardım yapın, istediğiniz kadar piyasaya para enjekte edin, o borçluluğu olduğu sürece o paralar insanlara gitmiyor. Bu refahta bir taviz vermeyi gerekli kılıyor.
AMERİKA EN ZENGİN AMA EN FAKİRLERE DE SAHİP ÜLKE
Amerika'nın içerisindeki 6,5 trilyonluk genişleme programı sundular. 43 milyonluk işsizlik rakamına ulaştı. Bu kadar para sürülmesine rağmen bu işsizlik rakamını ve çıkan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Amerika zaafları olan bir ekonomi ülkesi. Problemleri var. Bu ekonomik ve askeri manada dünyadaki hakimiyeti bu zaafların görülmesini ve doğru değerlendirilmesinden alıkoydu insanları. Biz bunu görüyoruz. Nedir bu? Amerika içinde sadece ırkçılık tartışması yok. Ayrıca gelir dağılımı, yoksullukta problem var. Dünyanın en zengin ülkesi ama aynı zamanda yoksulluğun en yüksek olduğu en yüksek OECD ülkesinden biri Amerika. Demek ki likidite çıkıyor. Tüm dünya için geçerli bu. Mekanizmaları, kanalları açısından bir sıkıntı var. Bankalar üzerinden gidiyor bu gelişmeler ve varlıklara yöneliyor. Sıradan insanların hayatlarını etkileyecek şekilde verilmiyor.
En son 1500 Dolar verdi, o kadar.
Ameika'daki temel problem var ama geçmişte de siyahlara yönelik olaylar oldu ama böyle bir ayaklanma olmadı ama 43 milyon insan işsiz olunca farklı algılanıyor. Bu. Olaylar sadece siyahi bir Amerikalı'nın öldürülmesi meselesi değil.
TRUMP'UN ALEYHİNE AMA...
Kısa vadede ne olur Kasım seçimlerinde, kimin işine yarar.
Farklı görüşler var bu konuda yurtiçinde ve yurtdışında. Benim kanaatim Trump'a yaramayacağı şeklinde. Yaraması için tehlikeli araçlar kullanıyorlar ama bu devlet mekanizmasında dirence neden olacak. Başka ülkelerdeki gibi totatilerleşmeye yönelik bir eğilim olmayacak ama Trump giderse problem çözülmez, bunlar kalıtsal problemler belki sönümlenir ama yapısal olduğu için çözülmesi zaman alacak ABD'de. Bu da küresel sistemin nereye gideceği ile ilgili. Küresel sistemde çıkışa doğru mu gidiyoruz yoksa uzun süreli sıkıntılı bir döneme mi giriyoruz. Öyle olunca ülkelerin kendi kırılganlıkları görünür ve artıyor olacak. Sadece ABD için değil, tüm ülkeler için böyle.
TÜRKİYE ÇOK BORÇ ÖDEDİ YAPILANDIRIP BİR KISMINI SİLMEK İÇİN MÜZAKERE YAPMALI
Önümüzde en önemli sorun nedir?
Önümüzdeki dönemin acil sorunu ülklerin borç sorunudur. Türkiye'nin önemli bir fırsat yakalayabileceğini düşünüyorum. Tek başına bu borçla baş etmesini anlamıyorum. Tüm ülkeler kendi borçları ile ilgili anlaşma yapıyorlar. Biz bu borçların ederini bana göre ödedik maliyetini benim dünya görüşüme göre. Bundan sonra bunları yapılandırma veya erteleme, bazılarının affını masada müzakere etmek gerekiyor diye düşünüyorum.
NASIL OLUYOR? ALİ DEĞERMENCİ