Uzm. Dr. Tuğba Aktemur, normalleşmeye başlanılan bugünlerde kalp ve tansiyon hastalarının koronavirüse karşı tedbiri elden bırakmamaları gerektiğine dikkat çekti.
Dr. Aktemur, COVID-19 virüsünün ciddi akut solunum yetersizliğine neden olduğunu ve ölüme kadar götürebildiğini belirterek, ''Avrupa Kardiyoloji Derneği rehber dokümanına göre kalp hastalıkları ve COVID enfeksiyonu ilişkisi ile ilgili üç önemli durum belirtilmiştir. Birinci durum COVID enfeksiyonu geçirenlerde kardiyovasküler morbid durumların daha yaygın olduğu görülmüştür. İkincisi kardiyovasküler hastalıkların varlığı COVID enfeksiyonunun ölüm oranını arttırmaktadır. Üçüncüsü ise kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörleri ve COVID hastalığı ilerleyen yaşlarda daha sık görülmektedir'' şeklinde konuştu.
"EKG ÇEKTİRMEYİ İHMAL ETMEYİN"
Tansiyon hastalarının bu dönemde ilaçlarına devam etmesi gerektiğine de değinen Dr. Aktemur, şöyle devam etti: Koroner arter hastalığı içinde risk altında olan erkekler, ileri yaş grupları, diyabet ve hipertansiyon hastalarının koruma önlemlerine ise azami şekilde devam etmesini önermekteyiz. Bir diğer önemli grup ise çarpıntı ve aritmi hastalığı bulunanlardır. COVID-19 tedavisinde kullanılan antiviral ve antiinflamatuar ajanların EKG (Elektrokardiyografi) değerleri üzerinde değişiklik yapabildikleri ve çarpıntıya neden olabilecekleri de çeşitli yayınlarda belirtilmiştir.
Bu nedenle riskli gruplara mensup hastalarımızın tedaviye başlamadan önce ve tedaviden 3 gün sonra ve tedavi bitiminde mutlaka EKG çektirmelerini, kardiyoloji görüşü almalarını önermekteyiz. Ayrıca yerli ve yabancı başında bazı hipertansiyon ilaçlarının COVID enfeksiyonunun gidişatında olumsuz rol oynadığı belirtildi. Virüs hücrelere ACE-2 reseptörünü kullanarak girer ve ACE reseptör blokasyonu sağlayan ilaçların (misalramipril, kaptopril) gibi ilaçların hastalığın gidişatını kötü etkileyebileceği teorik düzeyde belirtilse de; çalışmalarda hastalığın seyri üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu gösterilmemiş; hasta bazlı yayınlarda faydalı olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle hiçbir hipertansiyon hastamızın ilaçlarını kesmesini kesinlikle önermiyoruz'' açıklamasında bulundu.
"BİLİNÇSİZCE BİTKİSEL ÜRÜNLERİ KULLANMAYIN"
Dr. Aktemur, kalp hastalarının koronavirüse karşı önlem almasının hayati önem taşıdığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu: ''Öncelikle hastalarımızın diğer insanlar ile sosyal ilişkilerinde arada en az 2 metre kalacak şekilde fiziksel mesafe bırakmalarını önermekteyiz. Açık hava ya da değil;topluma açık her bölgede mutlaka ağız ve burunu içine alacak şekilde yüz maskesi takmaları gerekmektedir. Sık bir şekilde en az 20 saniye süre ile ellerini yıkamaları ve yanlarında virüsleri öldürebilecek özellikleri olan el dezenfektanları taşımalarını önermekteyiz.
Özellikle kapı kolu gibi sık kullanılan ev nesnelerinin de temizlenmesi gerekmektedir. COVID enfeksiyonu pıhtılaşmayı arttırıp toplardamarlarda embolilere yol açmaktadır ve bu nedenle en az 2 saatte ev içinde mobilize olmaları gerekmektedir. Her ne kadar hastalarımızın evde kalmalarını bu dönem önermekteysek de, damar tıkanıklıkları, kalp yetersizliklerinin kötüleşmesi gibi durumlar da en az COVID kadar öldürücü durumlar olabilmektedir. Bu nedenle eforla gelen göğüs ağrısı veya ani başlayan nefes darlığı gibi şikayetleri olan hastalarımızın gerekli önlemleri alarak mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerekmektedir. hastalığına karşı kalp damar hastası olanlar için özel bir vitamin takviyesi henüz önerilmemiştir. Bilinçsizce alınan ve Sağlık Bakanlığı onayı taşımayan bitkisel ürünlerin böbrek ve karaciğer zararı yapabileceğini aklımızda tutmamız gerekir. Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış C vitamini ve çinko preparatları böbrektaşı hastalığı gibi durumlar yoksa günde 1 kez kullanılabilir''.
"BEYAZ EKMEK, TUZ VE MARGARİNDEN KAÇININ"
Kalp hastalarının Akdeniz diyetini uygulaması gerektiğini ifade eden Dr. Aktemur, ''Bu diyet günde 3-4 porsiyon taze mevsim sebze ve meyvelerini içermektedir. Haftada bir mutlaka balık yenmesi önerilir. Beyaz ekmek, tereyağı ve margarin ile yapılmış yemekler ve hamur işlerinden kaçınılması önerilir. Evde kalındığı için genellikle yoğun çerez tüketiminin arttığını görüyoruz. Bunların özellikle çiğ olanları önerilir ve günde bir avuçtan fazla tüketilmesinin kilo alımına yol açacağını bilmeliyiz.Bir diğer önemli konu ise bu dönemde yüksek tansiyon hastalarının gerek stres ile gerekse diyet nedeniyle tansiyonlarının yükseldiğini görmekteyiz.
Sağlıklı bir bireyin günde tükettiği tuz miktarının 5 gram olmasını istiyoruz, 10 grama kadar kabul edilebilir değer olarak görüyoruz. Maalesef ülkemizde bu değer kişi başı 35 gram/güne kadar çıkmaktadır. Bu nedenle hastalarımız tuzlu zeytin, peynir, simit, soda ve salçalı gıdalar tüketirken çok dikkatli olmasını söylemem gerekir.Sosyal mesafe nedeniyle egzersiz ve yürüyüş yapmak zorlaştı ama ben özellikle ilerleyen yaş grubunun en azından apartman çevresinde ya da ev içinde bir miktar yürümesini önermekteyim. Eğer yapılabiliyorsa mutlaka online egzersiz programları yoga ve pilates gibi egzersizler değerlendirilebilir'' diye konuştu.