Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'ten parti yönetimine Ali Babacan tepkisi

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, yapılacak kurultay öncesi parti yönetimine çok sert eleştirilerde bulundu. Kurultayda yönetimin "Ali Babacan'a uyumlu" bir şekilde oluşturulacağı iddialarına tepki gösteren Ateş, "2014’te Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday yapan, 2018’de Abdullah Gül’ü dayatan iradeyi halen öğrenemedik." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :30 Haziran 2020 , 16:29 Güncelleme Tarihi :30 Haziran 2020 , 16:38
Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş’ten parti yönetimine Ali Babacan tepkisi

İÇİNDEKİLER

CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş "CHP yönetiminin Ali Babacan'a uyumlu oluşturulacağı" iddiası üzerine bir açıklama yaptı.

CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş konuya dair yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"Deneyimli, güvenilir gazeteci Muharrem Sarıkaya'nın bugünkü (30.06.2020) köşe yazısı 25-26 Temmuzda yapılacak olan kurultayın Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin son Yeni Cumhuriyet Halk Partisi (YCHP)'nin ilk kurultayı olacağını gösteriyor.

CHP, ulusumuzun kurtuluş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş simgesidir. Emperyalizme karşı mücadele etmiş ve yenmiştir. Mazlum milletlerin siyasi Kabe'sidir. Modern, çağdaş Türkiye'nin, bilimin, demokrasinin, insan haklarının, bölünmez bütünlüğümüzün güvencesidir. Türkiye'yi bölmeye yönelik Ermini, din ve etni-site istismarcılığını reddeder. Kıbrıs, Ege sorunlarında ulusalcıdır. Emeğin üstünlüğünü savunur. Terör ve terör odaklarına karşı sıfır toleranslıdır. Kendi öz gücüne, tarihine, ideolojisine, örgütlerine güvenir.

Y-CHP, Ege'de adı konmamış bütün kara parçalarının Yunanistan'a ait olduğuna, Osmanlı'nın Ermeni soykırımı yaptığına, Ayasofya'nın müze olarak kalmasının yeterli olmadığına Sultan Ahmet Camii'nin de müze yapılması gerektiğine inanır. 15 Temmuz'un darbe girişimi olduğuna inanmaz, FETÖ terör örgütü bulaşanlarını savunmakta, alkışlatmakta, danışman yapmakta sakınca görmez.

Örgüt emekçilerine güvenmez, ilçe ve illerde tek liste dayatır, başkan, yönetim ve delegasyonu merkezden atar. Ön seçim yapmaz; milletvekillerini, belediye başkanlarını merkezden atar. Atadığı milletvekillerine güvenmez, grup başkanvekillerini Genel Başkan atar. Parti içi demokratik kanalları kaldırarak tek sesliliği sağlar. Partililerin emeğini dikkate almaz.

İktidara gelmek için değil, ilkesiz ittifaklar oluşturmak için çalışır. Bu anti-demokratik yapılanmanın, COVİD-19 tedbirlerini dikkate almadan bir an önce kurultay yapmak istemesinin nedenini Muharrem Sarıkaya'nın bugünkü yazısından öğreniyoruz: "Bu kurultayda Ali Babacan'la uyumlu çalışacak bir Parti Meclisi, içinden de Merkez Yönetim Kurulu oluşturulacak"

2014'te Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday yapan, 2018'de Abdullah Gül'ü dayatan iradeyi halen öğrenemedik. Genel Başkan, Davutoğlu ve Babacan'la Türkiye'nin sorunlarına aynı pencereden baktığını ve %99 mutabık olduğunu söylerken, Davutoğlu "Hayatım CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti" dedi. 13 yıl AK Parti iktidarının bütün anti-demokratik uygulamalarının altında Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, Ekonomi Bakanlığı, Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak imzası olanlara göre yapılandırılacak parti CHP olamaz.

Bu yapılandırılma Türkiye'de solu iktidar alternatifi olmaktan çıkarma projesidir. 37. kurultay da CHP'nin son Y-CHP'nin ilk kurultayı olur. CHP'de yeni bir yol açar. Bu projenin hayat bulmamasını diliyorum"