Kıbrıs Barış Harekatı'nın 46'ncı yıl dönümü etkinlikleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın Atatürk Anıtı'na çelenk sunması ile başladı.
Girne Kapısı'ndaki Atatürk Anıtı'nda düzenlenen törene, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, bakanlar, milletvekilleri, askeri erkan ve diğer yetkililer katıldı.
Tören, Cumhurbaşkanı Akıncı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Atatürk Anıtı'na çelenk bırakmasıyla başladı.
Saygı duruşu, İstiklal Marşı'nın okunması ve bayrakların göndere çekilmesinin ardından KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, anıt özel defterini imzaladı.
Akıncı, deftere şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramının 46. yılında sizi bir kez daha saygı ile anıyoruz.
İlke ve devrimlerinizi ilk günden ve hiçbir zorlama olmadan içtenlikle benimsemiş olan Kıbrıs Türk halkı, laik ve demokratik kimliği ile yoluna devam etmekte ve bilimi rehber edinerek çağdaş uygarlık hedefine ulaşmak için uğraşlarını sürdürmektedir.
Bu dönemde bir yandan sağlık bir yandan da ekonomi alanında mücadelemizi sürdürürken bunun yanında yine sizin 'Yurtta Barış Dünyada Barış' ilkenizi özümseyerek adamızda adil ve kalıcı bir çözümün sağlanması için de çabalarımıza devam edeceğiz.
Sizden aldığımız ışık yolumuzu aydınlatacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle sizi bir kez daha saygı ile anıyoruz. Ruhunuz şad olsun."
"TÜRKİYE, KIBRIS TÜRK HALKINA TARİHİ BAĞLARLA GÖNÜLDEN BAĞLIDIR"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da anıt özel defterini imzaladı. Oktay, şunları kaydetti:
"Aziz Atatürk, Kıbrıs Türkü'nün kahraman Mehmetçiğimizle omuz omuza verdiği mücadele sonucu, istiklalinden ve istikbalinden asla vazgeçmeyeceğini kanıtladığı Barış Harekatı'nın 46'ncı yıldönümünde manevi huzurunuzda bulunuyoruz.
Bölgesinde barış ve istikrarın teminatı olan Türkiye, Kıbrıs Türk halkına milli, ahdi ve tarihi bağlarla gönülden bağlıdır.
Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ihtiyaç duydukları her vakitte Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletini yanlarında bulacaktır.
Bu kararlılığımızı bir kez daha tekrarlıyor, aziz hatıranızı saygıyla anıyoruz. Ruhunuz şad olsun."
Törende, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri kapsamında sosyal mesafeye uyulduğu ve katılımcıların maske taktığı görüldü.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 46'ncı yıl dönümü kutlamaları, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda yapılacak etkinliklerle devam edecek.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kıbrıs meselesinin çözümünün eşitlik temelinde gerçekleşeceğini belirterek, "Rum-Yunan ikilisinin, Türkiye'nin kıta sahanlığı haklarını ve Kıbrıs Türkünün meşru hak ve çıkarlarını görmezden gelerek bölgeyi kendi çıkarları çizgisinde şekillendirme çabaları beyhudedir." dedi.
Oktay, Lefkoşa'da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 46'ncı yıl dönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türkü'nün istiklalinin daim, istikbalinin de parlak olması dileğinde bulundu.
Barış Harekatı başlayana kadar Kıbrıs Türklerinin mermilerin hedefi olduğunu, sokaklarda zulmün hüküm sürdüğünü ve Kıbrıs'ın bir çok noktasında Türklere karşı insanlık dışı sindirme çabalarının hakim olduğunu hatırlatan Oktay, bu çabaların bugün de Kıbrıs Türklerine yönelik ambargolarla sürdürüldüğünü belirtti.
Kıbrıs Türk'ünün, mücahitlerin yıllar süren haklı direnişi ve Mehmetçiğin kahramanlığıyla, tüm dünyaya Kıbrıslı Türklerin özgürlüğünden asla ödün vermeyeceğini gösterdiğini kaydeden Oktay, Kıbrıs Barış Harekatı ile Mehmetçiğin havadan ve denizden Kıbrıslıların imdadına yetiştiğini anlattı.
"TÜRK ASKERİ GELMİŞ ÇOK ŞÜKÜR"
Gazilerin anılarını da paylaşan Oktay, şunları söyledi:
"Hava indirme birliğinden bir gazimiz (Gazi Sabri Taş), harekatı şöyle anlatıyor: 'Paraşüt birliği olarak ilk indirmeyi yapacaktık. Uçaktan tam atlayacakken aşağı baktığımızda alevlerin içine atladığımızı gördük. Ekin tarlalarını yakmışlardı. Harekatın ilk şehitlerini orada verdik. Ardından Küçükkaymaklı tarafına geçtik. Köyde yaşayanlar Türk askeri gelmiş çok şükür diye koşup bize sarılıyorlardı.' Deniz çıkarma birliğinden bir gazimiz ise (Servet Eskiyurt), denizdeyken üzerlerine mermi yağdığını görünce rotanın şehadet olduğunu anlamıştı. 'Çıkarma yaptığımız yerde 10 gün boyunca yiyecek ve su bulamadık. Aç ve susuz geçen günlerden sonra Dargeçit Bölgesine asılan Türk bayrağı bize tüm bitkinliğimizi unutturan bir moral kaynağı olmuştu.' diyor. Harekat, işte böyle gözü kara mücahitlerimizin, Mehmetçiklerimizin bir an bile düşünmeden ateşin içine atladığı, mermi yağan sulara daldığı bir mücadeleydi."
Kıbrıs Türk'ünün varlığı, hakları ve hürriyeti için Barış Harekatı'nda cesaretle savaşan ve bu uğurda gözlerini kırpmadan can veren Mehmetçik ve mücahitleri rahmetle anan Oktay, Kıbrıslı Türklerin özgürlük mücadelesine öncülük eden Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı şükranla yad etti, gazilere de sağlıklı uzun ömürler diledi.
"KIBRISLI TÜRKLERİN KENDİ KADERİNİ TAYİN YOLU, SİYASİ EŞİTLİK VE HÜRRİYET YOLUDUR"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, harekattan bu yana, zulüm ve baskı ne kadar büyük olursa olsun, Kıbrıs Türklerinin inandığı yoldan asla dönmeyeceğini dosta düşmana kanıtladığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Kıbrıs Türk'ünün hürriyet şiarını hala anlamak istemeyenler, bir kez daha duysun. Mücahitlerin yılmaz direnişleriyle açtıkları yol, Kıbrıslı Türklerin kendi kaderini tayin yolu, siyasi eşitlik ve hürriyet yoludur. Kıbrıs Türk halkı, yaşanan tüm zorluklara rağmen toplumsal varlığını en güçlü şekilde korumanın yanı sıra, kendi devletini kurmuş ve ona dirayetle sahip çıkmıştır. Çıkmaya da devam etmektedir. Bizim gönül birliği içerisinde her yıl kutladığımız Barış ve Özgürlük Bayramı, Kıbrıs Türk'ünün eşit ortaklığını tanımayan, 1963 yılında Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden çıkaran, 1963 yılından 1974 yılına kadar 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk'üne bizzat Rum yönetimi tarafından uygulanan mezalimi unutturmaya çalışanlara en güzel cevaptır."
Harekat ile barışın, adanın sadece kuzeyine değil, güneyine de Türk askeri sayesinde geldiğini vurgulayan Oktay, şunları söyledi:
"Kıbrıs meselesinin çözümü her halükarda eşitlik temelinde gerçekleşecektir. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin 2004 yılında Avrupa Birliği'ne kabul edilirken, çözüm istermiş gibi görünerek tüm dünyayı nasıl kandırdığını, üye olur olmaz da AB'nin sizlere verdiği sözleri tutmasını nasıl engellediğini, tabi AB ne kadar istiyor onu da bilmiyoruz. Onun da ne kadar doğruyu söylediğinden emin değiliz. Bunları hepiniz biliyorsunuz. Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'nin kıta sahanlığı haklarını ve Kıbrıs Türk'ünün meşru hak ve çıkarlarını görmezden gelerek bölgeyi kendi çıkarları çizgisinde şekillendirme çabaları beyhudedir."
Oktay, "Rumlar, kendi ürettikleri çözümsüzlüğün bedelini de Kıbrıs Türk'üne ödetmek istemektedir. Rum-Yunan ikilisinin Avrupa Birliği'ni suistimali ve AB zirvesinde talep ettikleri yaptırımlar ile Akdeniz Gaz Forumu ve kurulan üçlü iş birliği mekanizmaları bunun son örnekleridir." dedi.
Geçmişte yapılan haksızlıkları ve zulümleri unutmanın, bugün oynanmaya çalışılan oyunları da görmezden gelmenin mümkün olmadığını vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:
"Namık Kemal'in vatan şarkısında ifade ettiği gibi; 'Ecdadımızın heybeti ma'ruf-ı cihandır, fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır.' Yani ecdadımızın heybetini bütün cihan bilir ve damarlarımızdaki akan kan da aynı kandır. Kıbrıs Türkünün geçmişte eşitlik ve hürriyet uğruna canını feda etmekten çekinmediğini, şehitlerimizin aziz hatıralarını unutamayız. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz çerçevesinde, geçmişte yaşanan derin acıların tekrarlanmasına asla müsaade edemeyiz. Türkiye, her alanda Kıbrıs Türk'ünün en büyük destekçisi olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bunu herkes böyle bilsin."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Kıbrıs Türk'ü, 1071'de Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt ruhunun ve büyük Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır." dedi.
Oktay, Lefkoşa'da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 46'ncı yıl dönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) yönelik insanlık ve hukuk dışı kısıtlamaların tamamen ortadan kaldırılmasının, Türkiye'nin "milli davası" olduğunu ifade etti.
KKTC'nin uluslararası toplumda hak ettiği yeri alması için gerekli girişimleri sürdürdüklerini ve Kıbrıs meselesinin öncelikli olarak "siyasi eşitlik", aksi takdirde "egemen eşitlik" temelinde çözülmesinden yana olduklarını kaydeden Oktay, "Aynı zamanda hidrokarbon kaynaklarının hakkaniyetli biçimde paylaşılması ve Kıbrıs'ın barış ve istikrar adası olması için geçmişten bu yana çaba sarf ediyoruz. Daha önce birçok vesileyle vurguladığım gibi, Kıbrıs'ta mevcut statükonun sürdürülmesine yönelik çabaları asla kabul etmeyeceğiz." diye konuştu.
Bunun en temel göstergesinin Kapalı Maraş'a yeniden hayat verme yönünde başlattıkları çalışmalar olduğunu vurgulayan Oktay, uzun zamandır atıl durarak, "içlerini sızlatan" bu bölgenin mahallelerinde, sokaklarında, sahillerinde yeniden aileleri, sevinç ve güven içinde koşuşturan Kıbrıs'ın çocuklarını görmeyi arzu ettiklerini söyledi.
Bu konuda çalışmaların KKTC Hükümeti ile istişare içinde sürdüğünü aktaran Oktay, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bu konuda uluslararası toplumu yanıltmak amacıyla asılsız iddialarla yürüttüğü propaganda faaliyetlerine de hukuk çerçevesinde gerekli cevapları vermeye devam edeceklerini belirtti.
"MÜCADELEMİZ, BÖLGEMİZİ HERKES İÇİN DAHA MÜREFFEH HALE GETİRMEK YÖNÜNDEDİR"
Bölgede ve özellikle Doğu Akdeniz'de yaşanan tüm krizlerde iş birliği yollarını genişletme, yapıcı diplomasiyi işletme gayreti içerisinde olduklarına değinen Oktay, Türkiye'nin dostluğunun kıymetini bilenlerin bu mekanizmaları etkin şekilde değerlendirdiğini, ısrarla Türkiye'ye karşı oyun kurmaya çalışanların ise kaybedenler arasında yerlerini aldığı değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, artık Türkiye'nin içinde yer almadığı hiçbir senaryonun gerçekleşme ihtimalinin olmadığının görüldüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Suriye'de, Kuzey Irak'ta ve Libya'da kendimizin ve dostlarımızın güvenliği için irademizi net şekilde ortaya koyuyoruz. Kardeş Azerbaycan'ın topraklarına ve egemenlik haklarına kast eden her türlü saldırının kararlılıkla karşısındayız. Bizim mücadelemiz, bölgemizi herkes için daha müreffeh hale getirmek yönündedir. Bedeli gözü yaşlı insanların ahı, gönlü yaslı mazlumların feryadı olan hiçbir düzen dünyaya hayır getirmez. Bunu hep söylüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'dünya 5'ten büyüktür' çıkışı ile sürdürdüğümüz daha adil bir dünya düzeni çağrımızı 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nda KKTC'den bir kez daha yineliyorum. Bölgede etkinlik gösteren tüm tarafları Türkiye'nin adalet ve meşruiyet temelinde uzattığı barış ve iş birliği eline karşılık vermeye davet ediyorum. Bu çağrımıza ilelebet yanıt bekleyeceğimizi de kimse düşünmesin."
KOVİD-19 SALGININDA KKTC İÇİN YAPILANLAR
KKTC'nin tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınıyla mücadelede en başarılı örneklerden birisi olduğunu anımsatan Oktay, bundan sonra da hem günlük hem de çalışma hayatında temizlik, maske, mesafe ilkesine dikkat ederek salgından korunacağına inancını dile getirdi.
Zorunlu karantina sürecinin pek çok ülkede olduğu gibi KKTC'nin ekonomisini de derinden etkilediğini kaydeden Oktay, normalleşmeyle özellikle turizm sektörünün yeniden kapılarını açması, üretim ve tedarik süreçlerinin canlanmasının KKTC ekonomisinde bir toparlanmaya vesile olacağı değerlendirmesinde bulundu.
Hem salgının açtığı yaraların hızla kapanması hem de projelerin ve teşviklerin devamlılığını sağlamak için "2020 Yılı İktisadi Ve Mali İşbirliği Anlaşması"nı imzaladıklarını hatırlatan Oktay, mali iş birliği paketinin yanı sıra salgınla mücadelede de KKTC'nin yanında olduklarını kaydetti.
Türkiye'nin tıbbi yardım gönderdiği 137 ülkeden önce KKTC'nin ihtiyaçlarının karşılanmasına öncelik verdiklerine değinen Oktay, salgın döneminde yapılanları şöyle anlattı:
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kendimizden farklı görmedik. Salgın döneminde sizlerden sağlık hizmetine ihtiyaç duyanlar olduğunda bağrımıza bastık. Bu kapsamda, Sağlık Bakanlığımız ve Kızılay tarafından aşı, ilaç, test kiti, test cihazı, maske, dezenfektan, koruyucu giysi ve gıda paketi destekleri sağlandı. Diğer taraftan başta solunum cihazı olmak üzere medikal malzemelerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne sevkini kolaylaştırdık."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm çabalarımız daha gelişmiş ve kendi kendine yeten bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içindir. Ekonomik bakımdan güçlü olan bir ülkenin, siyasi alanda da etkinliğini artıracağı bir gerçektir. Yeni normal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için fırsatlar, yeni iş birliği ve açılım imkanları sunuyor. Geçtiğimiz yıl 20 Temmuz'da açılışı gerçekleşen ODTÜ Kalkanlı Teknoloji vadisinden müjdeli haberler gelmeye başladı. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki iş birliği ile dünyada bir ilke imza atıldı. Haberleşme sistemleri alanında özgün metamalzeme tabanlı antenler tasarlanmış olup testleri yapılmıştır. Güçlü bir şekilde el ele verdiğimizde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin geleceğe bugünden daha umutla bakacağına inanıyorum."
"KIBRIS TÜRK HALKINA MİLLİ, AHDİ VE TARİHİ BAĞLARLA GÖNÜLDEN BAĞLIYIZ"
Kıbrıs Barış Harekatı ruhunun, Necip Fazıl Kısakürek'in mısralarında hayat bulduğunu vurgulayarak, şairin "Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman, görürler nasılmış neymiş kahraman. Yer ve gök su vermem dediği zaman, her tarlayı sular arkımız bizim." dizelerini okuyan Oktay, şöyle devam etti:
"Kıbrıs'ın, ancak birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek yükseltebileceğimiz bir milli dava olduğunun bilincindeyiz. Kardeşlik bağlarımız ve Türkiye'nin garantör statüsünün getirdiği yükümlülükler doğrultusunda, Kıbrıs Türk halkına milli, ahdi ve tarihi bağlarla gönülden bağlıyız ve bu bağlar daima canlılığını koruyacaktır. Bu bağlar, sonradan oluşmuş suni bağlar değildir. Kıbrıs Türk'ü, 1071'de Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt ruhunun ve büyük Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır."