Ayasofya I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında inşa edildi. 1453 yılında İstanbul'un fethi ile de cami oldu. 15 yüzyıl boyunca ayakta duran Ayasofya, son dönemin en çok konuşulan yapılarının başında geliyor. İstanbul'un 1453'te Osmanlı Türkleri tarafından fethinden sonra, fethin sembolü olarak, derhal Ayasofya Kilisesi camiye dönüştürülmüştür, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir. İşte son dakika haberi ve detaylar takvim.com.tr'de
Ayasofya Şarkısı dinle!
AYASOFYA ŞARKISINI YAZAN YÜCEL ARZEN KİMDİR?
Müzisyen ve piyanist olan Yücel Arzen 1970 yılında doğdu. 1988 yılında İ.T.Ü Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı'na girmeye hak kazandı
Arzen, sekiz yıl boyunca Onur Akın ve İbrahim Sadri 'ye piyano ve bağlama çalmıştır.Yücel Arzen'in Kimseler Bilmez, Erzurum, Mehmet Akif, Bir On Şarkı gibi albümleri de bulunmaktadır.
Alişan'ın seslendirdiği Ah le Yar şarkısının söz ve müziği Yücel Arzen'e aittir.
ARİF NİHAT ASYA AYASOFYA ŞİİRİ!
Mahzun Ayasofya
Ulu mabed, neye hicrana büründün böyle,
Fatih'in devrini bir nebzecik olsun söyle!
Beş vakit loşluğunda saf saftık,
Davetin vardı dün ezanlarda,
Seni ey mabedim utansınlar ,
Kapayanlar da, açmayanlar da!
Arif Nihat Asya
AYASOFYA'NIN KISA TARİHİ
Ayasofya I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür.
AYASOFYA NE ZAMAN MÜZE OLDU?
İstanbul'un 1453'te Osmanlı Türkleri tarafından fethinden sonra, fethin sembolü olarak, derhal Ayasofya Kilisesi camiye dönüştürülmüştür, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir.
AYASOFYA HAKKINDA BİLGİ
Bizans döneminde Ayasofya, büyük bir "kutsal emanetler" zenginliğine sahipti. Bu emanetlerden biri de 15 metre yüksekliğindeki gümüş ikonostasisti. Konstantinopolis Patriği'nin patrik kilisesi ve Ortodoks Kilisesi'nin bin yıl boyunca merkezi olan Ayasofya, 1054 yılında Patrik I. Mihail Kirularios'un Papa IX. Leo tarafından aforoz edilmesine şahitlik etmiş olup bu olay, genel olarak Schisma'nın, yani Doğu ve Batı kiliselerinin ayrılmasının başlangıcı sayılır. 1453'te kilise camiye dönüştürüldükten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet'in gösterdiği hoşgörüyle mozaiklerinden insan figürleri içerenler tahrip edilmemiş (içermeyenlerse olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler, bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiştir. Cami, müzeye dönüştürülürken sıvaların bir kısmı çıkarılmış ve mozaikler yine gün ışığına çıkarılmıştır. Günümüzde görülen Ayasofya binası, aslında aynı yere üçüncü kez inşa edilen kilise olduğundan "Üçüncü Ayasofya" olarak da bilinir. İlk iki kilise isyanlar sırasında yıkılmıştır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya'nın merkezî kubbesi, Bizans döneminde birçok kez çökmüş, Mimar Sinan'ın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir.