Ocak 2014 ile Aralık 2017 arasında İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi görevini yürüten Richard Moore, MI6 adıyla da bilinen İngiliz Gizli İstihbarat Servisi SIS'in başkanlığına getirildi. Moore'un Ankara görevinden sonra MI6 gibi önemli bir servisin başına getirilmesi büyük dikkat çekti.
Sosyal medyadaki komplo teorileriyle dalga geçen Moore'un görev değişikliğinin ardından 15 Temmuz hain darbe girişi hakkındaki açıklamaları tekrar gündeme geldi.
Twitter'da kendisine yöneltilen "İngiliz derin devleti, Türkiye'ye oyun oynuyor musunuz" ve benzeri sorularla sıkça muhatap olan Moore kullanıcıları ti'ye alan cevaplar veriyordu.
Türkiye'deyken sosyal medyayı etkin bir şekilde üstelik Türkçe olarak kullanan Moore, bir takipçisinin "Türkiye üzerinde oyunlar oynuyor musunuz" sorusuna da "Golf oynuyorum Belek üzerinde" diye cevaplamıştı.
Türkiye'deyken '15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Gülen Hareketi (FETÖ) olduğunu biliyoruz' diyen Moore'u köşesine taşıyan Takvim gazetesi yazarı Ergün Diler, söz konusu ismin hain kalkışmanın ardından yaptığı bir diğer açıklamasını daha hatırlattı.
İşte Ergün Diler'in yazısından bir bölüm şu şekilde:
KALKIŞMA'dan sonra ilk gelen İNGİLİZ BAKANDI!
ALAN DUNCAN ilk yardıma koşandı... Şimdi MI6'in tepesinde olan İngiltere Büyükelçisi Richard Moore ilk röportajı veren isimdi..." Evet... Yaklaşık 2 yıl önce Ankara'da görev yapan ve kendisini SOSYAL MEDYADAN çok sevdiren İngiltere'nin ANKARA BÜYÜKELÇİSİ Richard Moore'un MI6'in başına geçtiğini yazmışım... Ankara günleri bittikten sonra İNGİLİZ İSTİHBARATININ PATRONU oldu. Bunda şaşılacak bir şey yoktu. Sadece ben önceden buraya taşımışım. Burada görev yaptığı hatta Türkiye'ye ilk geldiği 1990'lardan itibaren ANADOLU'yu iyi bilen bir isimdi MOORE... Eski BÜYÜKELÇİ şimdiki İSTİHBARAT patronu Moore'un pek çok açıklamasını başka önemli isimler gibi yakından takip ettim.
Akıllı insanlar "LAFIN TAMAMI DELİYE SÖYLENİR" misali konuşurlardı. Kritik görevlerdeki isimler kritik açıklamalar yaparlardı. Önemli olan onu görmek ve not almaktı...
Beşiktaşlı olması, Gordon Milne'den ve üç İngiliz futbolcudan dolayı Siyah Beyaz'a gönül vermesi elbette çok önemli ve akıllıca adımlardı...
Ama benim hiç unutmadığım ve notlarımın arasında asla ve kat'a silinmeyecek olan yer başkaydı...
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!