1) İNGİLTERE-FRANSA ANLAŞMAZLIĞI: İki ülke arasında Manş Denizi'ndeki anlaşmazlığın görüldüğü uluslararası tahkim davasında, Fransa kıyılarına oldukça yakın konumdaki Birleşik Krallık'a bağlı adalarının kıta sahanlığına sahip olamayacağı, sadece karasuları hakkı kazanabileceği belirtildi. Örnek olarak, Birleşik Krallık'a bağlı, 2011 nüfus sayımına göre 98 bin nüfuslu ve Fransa'nın Normandiya bölgesine sadece 25 kilometre uzaklıktaki Jersey Adası'nın sadece karasularına sahip olabileceği belirtildi.
Söz konusu ada İngiltere'ye ise 150 kilometre uzaklıkta. Normandiya'ya sadece 15 kilometre uzaklığında ve yaklaşık 2.500 kişinin yaşadığı St. Anne Adası da benzer şekilde sadece sınırlı bir karasuları hakkına sahip. Bu noktada, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi uluslararası hukuka aykırı hareket etmekle suçlayan Fransa'nın geçmişte kendisine yakın İngiltere'ye bağlı adalara karşı hak iddia etmesi ve bunun uluslararası mahkemeler tarafından tescil edilmesi oldukça manidar.
2) ROMANYA-UKRAYNA ANLAŞMAZLIĞI: İki ülke Eylül 2004'te, başarısız ikili müzakerelerin ardından deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda Uluslararası Adalet Divanı'na başvurdu. İki ülke arasındaki anlaşmazlığın başlıca sebebi yaklaşık 100 kişilik nüfusu bulunan ve Romanya'ya oldukça yakın konumdaki Yılan (Zmiinyi) Adası'ydı.
Uluslararası Adalet Divanı'nın 3 Şubat 2009 tarihli kararında Yılan Adası'nın Ukrayna'nın iddia ettiği gibi kendi başına bir kıta sahanlığı ya da münhasır ekonomik bölge (MEB) hakkı iddia edemeyeceği vurgulandı.
Karar metninde, Yılan Adası'nın Ukrayna'nın taleplerinin aksine ülkenin kıyı yapılandırmasının bir parçası olmadığı belirtildi. Kararla, Yunanistan'a benzer şekilde bir ada üzerinde kıta sahanlığı hayallerine kapılan Ukrayna'nın haksız taleplerde bulunduğu ortaya çıktı.
3) LİBYA-MALTA ANLAŞMAZLIĞI: İki ülke arasındaki anlaşmazlık Uluslararası Adalet Divanı'na taşındı. Deniz yetki alanının belirlenmesinin değerlendirilmeye alındığı davada, Malta'nın ada devleti olması nedeniyle Libya'dan talep ettiğinden daha az deniz yetki alanına sahip olması gerektiği sonucuna ulaşıldı. 1992 tarihli karar, kara ile adalar arasındaki deniz yetki alanları haklarının eşit olmadığı sonucunu yansıtıyor.
4) ERİTRE-YEMEN ANLAŞMAZLIĞI: Bab el Mendez boğazının kuzeyinde ve Eritre-Yemen arasındaki adalar ve kaya parçalarının hakları konusunda yıllarca anlaşamayan iki ülke konuyu Daimi Tahkim Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme Yemen'in adalar nedeniyle daha geniş bir kıta sahanlığı talebini geçersiz saydı.
Hürriyet'in haberine göre, buna göre, iki ülke arasındaki deniz sınırının belirlenmesinde adaların ve kaya parçalarının mesafesi değil iki ülkenin karaları arasındaki mesafe dikkate alındı.