Melih Altınok'un köşe yazısı şöyle:
Hiçbir gündem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açılış törenlerini engelleyemiyor. Tüm dünyanın pandemi nedeniyle durağanlaştığı, projelerin ertelendiği dönemde bile, o alametifarikası olan imar faaliyetlerine devam ediyor.
Hafta sonu da Ankara-Niğde arasındaki 330 kilometrelik akıllı otoyolun kurdelesini kesti. Ardından da son teknolojiyle donatılmış Göztepe Şehir Hastanesi'ni hizmete açtı. Türkiye'nin korona günlerinde açtığı kaçıncı hastane bu, sayabildiniz mi?
Şu an yirmi yaşlarında olan gençlerin hizmet dalgasını "rutin" gibi algılamalarına, hatta üzerine "ama yol yapıyorlar" diye geyik çevirmelerine şaşırmıyorum.
Tek şeritli yollarda şehirler arası seyahat işkencesini çekmedikleri için bugün gaza bastıkları 4-5 şeritli otobanları hep vardı sanıyorlar.
16 yılda bitirilemeyen, 17 bakan eskiten ve sonunda patates-soğan deposu olarak kullanılan Bolu tüneli haberlerini hatırlamadıkları için adım başı tünellerden, köprülerden, deniz altındaki tüp geçitlerden geçerken "yapacak tabii" diyorlar.
Kimileri gibi, gençlerin bu tepkilerini "vefasızlık" olarak görmediğimi de söyleyeyim. Aksine bizlerin şaşkınlık ve takdirle karşıladığımız alt ve üst yapı faaliyetlerini küçümsemelerini, standartlarının yükselmesi olarak yorumluyorum.
Ama gelecek nesillerin hedefleri konusunda çıtayı yükselten Erdoğan'ın siyasi rakipleri ve yapılan edilene burun kıvıran büyükler için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.