Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda katledilen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, cinayetle ilgili Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki Ceza Mahkemesinin verdiği karara tepki gösterdi.
Suudi mahkemesinin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili davada yargılanan sanıklardan 5'ine 20'şer, birine 10, 2 kişiye de 7'şer yıl hapis cezası vermesini değerlendiren Cengiz, Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetinin ilk gününden itibaren çelişkili açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.
Hatice Cengiz
Cengiz, "Suudi Arabistan'dan gelen hiçbir kararın doğruyu yansıtmadığını ve yansıtmayacağını aslında Cemal ilk ortadan kaybolduğunda anlamış olmalıydık. Suudi Arabistan defalarca hikayeyi değiştirdi. Önce hiçbir şey olmamış gibi davrandı, sonra 'Cemal evraklarını alıp çıktı' dedi. Daha sonra Cemal'i kaybolmuş gibi göstererek 'Türkiye ile dayanışma içinde çalışıyoruz' gibi mesajları vermeye başladı. Ortaya çıkacak itiraflarla aslında Türkiye'yi kaybetmek istemiyordu." diye konuştu.
Suudi Arabistan'ın bölgede güçlü bir Türkiye istemediğini vurgulayan Cengiz, şöyle konuştu:
"Dönemsel dostluk kurmasına rağmen Suudi Arabistan, bölgede demokratik, Müslüman ve güçlü bir Türkiye imajından rahatsız oldu. Son yaşanan olayla da bunu daha iyi anladık. Suudi Arabistan'ın suçu resmi olarak kabul etmesi de cinayete dair Türkiye'nin elinde ciddi deliller olmasından kaynaklanıyor."
Suudi Arabistan'ın "şeriat" kanunlarıyla yönetilen bir ülke olduğunu savunduğunu ve yargı sürecinde bunu düşündüğünü belirten Cengiz, "Suudi Arabistan bayrağında yer alan şeriat kılıcını kim için kullanıyor?" diye sordu.
"PARÇALANMIŞ CESEDİNİN NEREDE OLDUĞUNU BİLE BİLMİYORUZ"
Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayeti sürecinde gösterdiği "ciddiyetsizliğin" İslam dünyasına ciddi zarar verdiğini dile getiren Cengiz, şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan yönetimi, cinayeti gerçekleştirirken yaptığı akılalmaz oyunlarla İslam dünyasının imajını en çok bozan ülke oldu. Dolayısıyla mahkemeden çıkan ceza kararları adil değil. Karar, insanların ülkelerine ve bölgenin geleceğine dair umutsuzluğunu körükledi bir anlamda. Bu kararın kabul edilecek bir tarafı yok. Çıkan karar gerçeklerden uzak ve uluslararası hukuka da aykırı. Şeffaflıkla gerçekleşmemiş bir yargı süreci. Deliller karartılarak kim nasıl ve neye göre yargılandı? Cemal'in parçalanmış cesedinin nerede olduğunu bile bilmiyoruz."