Muğla'nın Ula ilçesinde Cemal Metin Avcı tarafından vahşice katledilen Pınar Gültekin'in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir soruşturmanın yürütüldüğü Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'na yeni bir dilekçe verdi.
Epözdemir dilekçesinde, soruşturma dosyasında verilen kısıtlama kararından dolayı toplanan delillerin içeriğine ulaşma ve inceleme yetkisinin olmadığını, ancak HTS Analiz raporunun bir suretini incelediklerini kaydetti. Bu raporda şüphelinin kullandığı 0530 303 .. .. numaralı GSM hattına ait 1 Mayıs 2020 ve 20 Temmuz 2020 saat 23:59 tarihleri arasında yapılan görüşme kayıtlarının incelendiğinin belirtildiğini kaydetti.
O SAATTEN SONRA GÖRÜŞME YAPTI MI?
Dilekçede, raporun 21 ve devamı sayfalarında yalnızca olay günü yaptığı görüşme bilgilerinin grafik üzerinde ve tabloda gösterildiği, en son Pınar'dan bir daha haber alınamayan 16 Temmuz 2020 günü 23:05'de E.K. ile yaptığı 22 saniyelik konuşmadan sonrasına ilişkin herhangi bir dökümün kendilerine ulaşmadığı belirtildi.
Şüphelinin hattına ilişkin 16 Temmuz saat 23:05 sonrasında HTS kayıtları ve analiz raporunun kendilerine teslim edilmesi istendi. Mevcut değil ise de şüphelinin o tarih ve saatten sonra aynı hattı kullanıp kullanmadığı, kullandı ise de o saatten sonrasına ilişkin HTS kayırlarının, iletişim kaydı ve baz bilgilerinin, olay günü kayıtlarını gösteren tabloda olduğu şekilde dökümünü talep etti.
KIYAFET VE ANAHTAR DETAYI
Dilekçede, olaydan önce Pınar'ın kardeşi Sibel ile görüntülü olarak konuştuğu, bu görüşme esnasında Pınar'ın üzerinde olan elbisenin daha sonra maktulün evinde bulunduğu, aynı zamanda Pınar'a ait olan evin anahtarını da yine Pınar'ın evindeki masada olması manidar ve düşündürücü olduğu kaydedildi.
Bu durumun Pınar'ın telefonunu üç parçaya ayıran, başka yerden baz sinyali vermesi için telefonu götüren şüphelinin, yine cinayet sonrasında Gültekin'in elbisesini değiştirmek, delilleri gizlemek için eve gelip kıyafeti değiştirdiğine ve anahtarı oraya bıraktığına dair şüphe uyandırdığı belirtildi. Dilekçede, Pınar'ın kız kardeşi Sibel Gültekin il görüştüğünde üzerinde olan kıyafetin çıkarılmış olmasının, evin anahtarlarını ve bu elbisenin maktule ait evin içinde olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu kaydedildi.