Son yılların en kurak dönemini geçiren İstanbul'da barajlardaki ortalama su seviyesi yüzde 35'lere kadar geriledi. Bu durum İstanbul'un 70-80 günlük suyu kaldığı yönündeki tartışmaları da beraberinde getirdi.
Konuyla ilgili görüşlerini anlatan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye ikliminin yazları sıcak ve kurak, kışları da soğuk, ılık ve yağışlı geçtiğini hatırlatarak, ''Yaz aylarında kuraklık yaşamamızın nedeni sorulmaz çünkü iklimimiz böyledir. Nitekim de biz sıcak ve kurak bir yaz ayı geçirdik'' dedi.
''Burada 1 Ekim'de başlayan ve 'su yılı' denilen bir kavram var. Yağışların başladığı ve bittiğini tanımlayan bir kavramdır. Su yılı başlayalı da henüz 7 gün oldu'' şeklinde bilgi veren Kadıoğlu, yağış alacağımız döneme yeni girdiğimizi ve hiç yağmur almayacak gibi baraj doluluk oranındaki azlıktan bahsetmenin bir önemi olmadığını belirtti.
''ŞİMDİDEN KURAKLIK VAR DEMEK YANLIŞ''
Şu an barajlardaki su seviyenin düşük olmasının normal olduğunu ve su yılının başlaması ile birlikte barajların tekrar dolacağını dile getiren Kadıoğlu, 'Kuraklık var diyerek bir alarm verebilmemiz için beklenen yağışları almamış olmamız gerekiyor. Eğer önümüzdeki dönemde yağışlar olmazsa alarm veririz ama daha su yılının başında iken 'kuraklık var, bittik, şu kadar su var' demek yanlış." dedi.
BEKLENEN YAĞIŞLAR BARAJLARA ETKİ EDECEK
Perşembe günü Marmara Bölgesi'nde beklenen yağışların barajlara etki edeceğini söyleyen Kadıoğlu, ''İstanbul'daki Melen, Istıranca gibi barajlarda sular artacak. Önce toprak suya dolacak sonra barajları dolduracak. Yavaş yavaş göllerde barajlarda toplanmaya başlayacak'' dedi.
Kadıoğlu, barajları besleyen en önemli yağışların kar olduğunu da sözlerine ekledi.
''EN ÇOK KAR YAĞIŞLARI BESLER''
NTV'nin haberine göre, yaz aylarında görülen kısa süreli yağışların hızlı bir şekilde akıp denize gittiğini ve toprağı beslemekte yetersiz kaldığını söyledi. Çalışkan, toprağı besleyen ve ardından barajları dolduran yağmurların 3-4 gün devam eden yağışlar ve kar yağışı olduğunu belirtti.
Yaz aylarında kısa süreli yağışları daha çok almaya başladığımızı söyleyen Dilek Çalışkan, kış aylarındaki yağışların ise yıllara göre azalış gösterdiğini kaydetti.
Çalışkan, ''Artık bizim önümüzdeki yıllarda yaz yağışlarının daha da çok olacağını düşünerek hızlı akıp giden bu yağışları toplamaya çalışmamız gerekir. Çünkü baktığımız zaman yarım saatte 50-100 kilogram yağış düşüyor. Bu rakam bazen bir aylık toplam yağışa eşit oluyor. O kısa süreli yağan yağmurları toplayabilirsek o zaman kuraklık sorunumuz da azalır'' dedi.
''SICAKLIKLAR BU YIL SIKLIKLA YÜKSELECEK''
Bu yıl sıklıkla görülen sıcak hava dalgalarının kışın da etkili olması beklenirken, yüzyılın en sıcak Eylül ayı yaşandı. Ekim ayının şimdiden en sıcak ekim ayı olmaya aday olduğu söyleyen Çalışkan, ''Zaten bu haftaki yağışların ardından tekrar bir sıcaklık yükselişi bekliyoruz'' açıklamasını yaptı.
Çalışkan, ''Ekimden şubata kadar olan dönem bizim için önemli olan. Belki ekimde az yağış alabiliriz ama aralık ve ocakta çok iyi yağış aldığımız takdirde barajlara büyük fayda sağlar'' şekline konuştu.
Dilek Çalışkan Türkiye'nin 6 ila 7 yılda bir ciddi bir kuraklık yaşadığını ifade ederek, ''Ancak bu kışı geçtiğimiz kışlara göre daha sıcak geçirebiliriz. Ancak sıcak hava dalgalarının gelmesi kar yağmaz anlamına gelmiyor. Bir hafta sıcak hava dalgası gelir, 4 gün kar yağar sonra ardından tekrar sıcak hava dalgası gelebilir. Ancak kış yağışlarında biraz azalma var'' dedi.
Öte yandan İSKİ verilerine göre de, 2014 yılında İstanbul'daki baraj doluluk oranı yüzde 22 civarına kadar gerilemiş sonraki yıl yüzde 67'ye kadar çıkmıştı. İstanbul'daki barajların ortalama doluluğu geçen yıl ise yüzde 47 olmuştu. Şu anki verilere göre barajların ortalama doluluğu yüzde 35 civarında seyrediyor.