"TAYYİP YARGIYI DA ELE GEÇİRDİ"
Hani 2010 yılında bu başlığı atarlar.. Ki attılar zaten. O tarih için, "Abartılı. Haksız. Ama bir terör örgütüne destek yok" der, geçerim.
Ama..
Bu başlık..
2014 yılında atılmış ise.
FETÖ'nün HSYK'daki etkinliği kırılmak üzere yapılan seçimde, hain örgütün elemanları tasfiye edildikten sonra atılmış ise..
Sözcü gazetesinin yayın kuruluna sormam gerekir: Siz FETÖ'cülerin yargıdan temizlenmesine karşı mısınız?
Eğer o seçim yapılmasa idi.
Eğer o seçimde, AK Parti kazandı diye algı oluşturulan isimler üyeliği kazanmamış olsa idi..
Yerlerine FETÖ'cüler oturacaktı.
Ki, bir önceki HSYK üyelerinin çoğu da FETÖ'cü idi.
Adalet Bakanlığı, solcu ama gerçekten FETÖ'ye karşı olan hakim-savcılarla dirsek temasına geçerek, hazırlanan listede solculara da HSYK üyeliği vererek, FETÖ'cüleri tasfiye eden sonucu aldı.
Ama Sözcü gazetesi, bu sonuçtan rahatsız..
O zaman, "Siz FETÖ terör örgütünün, neyisiniz" dememiz gerekmez mi?
İki liste var.
Birisi FETÖ'cülerden oluşuyor..
Diğeri ise, Adalet Bakanlığı'nın kontrolünde, muhafazakar hakim ve savcılarla, solcu hakim ve savcıların bir kısımının ortak çalışması..
FETÖ'cü olmayan birisi, ikinci listenin kazanmasından rahatsız olur mu?
Olmaması gerekir.
Ama Sözcü gazetesi rahatsız olmuş.
Bu vesile ile hatırlatalım.
AK Parti'ye çamur atmak isteyen bir kısım solcular, 2014 yılında, FETÖ'cülerle işbirliği yaparak, HSYK'yı ele geçirmeye çalıştılar..
Yani kendileri zaten, FETÖ'cülerin hain olduklarını taaa yıllar öncesinden bildiklerini iddia ediyorlar.
AK Parti 2010 yılında, FETÖ'cülere aldanmış, şimdi uyanmış, onlarla yolunu ayırmak istiyor.. Böyle bir ortamda.
FETÖ'cülerin hainliğini eski yıllardan beri biliyoruz diyen solcular, o hainlerle işbirliği yapıp, AK Parti'yi devirmek istiyorlarsa..
Burdaki hainlik, FETÖ'cülerin hainliğinden hiç de az değildir..
Devam ediyorum, Sözcü'nün unutulan manşetlerine..
Tarih: 10 Ekim 2015.
Sözcü'nün manşeti şöyle:
"DİGİTÜRK'E İPTAL YAĞIYOR"
Neymiş, ne yapmış Digitürk de tepki yağıyormuş?
2015 şartlarında, henüz darbe olmamış, henüz FETÖ'cü kanallar yayında iken. Digitürk kendi platformundan, "FETÖ ile mücadelede bizim de bir tuzumuz olsun" kabilinden bir karar ile o yapının televizyonlarını çıkarmış.
Samanyolu Haber'den başlayın, Mehtap Tv'ye kadar.
FETÖ'cü olmayan bir kişi, hele hele ulusalcı generallerin FETÖ tarafından cezaevine konulduğunu sabah akşam anlatıp, FETÖ üzerinden AK Parti'ye de çamur atan bir yayın organı..
FETÖ'cü kanallar Digitürk platformundan çıkarılınca ne yapması lazım:
"Geç kalmış bir karar" demesi lazım.
Peki bunlar ne diyorlar?
"İptal yağıyor" diyorlar.
Yani, FETÖ'cüler, kendi kanallarını platformdan çıkaran Digitürk'teki aboneliklerini iptal ediyormuş. Sözcü de bunun propagandasını yapıyor..
Bir haber daha.. Tarih: 9 Ekim 2015.
Başlık şöyle: "YARGI KARARI OLMADAN 7 KANALI DİGİTÜRK'TEN ATTILAR.. KUMANDA TAYYİP'TE"
Bu nasıl bir riyakârlıktır. Bu nasıl bir FETÖ aşıklığıdır..
Tamamen FETÖ'ye ait 7 televizyon kanalı, tümü ile de değil. Sadece özel bir şirketin platformundan çıkarılmış..
Avukatlığını yapmak da Sözcü gazetesine kalmış.
Yargı kararı gerekiyormuş..
Yargı kararı olmadan, özel bir şirket, hangi televizyon kanalına hizmet vereceğini kararlaştıramazmış..
Tabii bunun ardında neyin yattığını siz biliyorsunuz.
FETÖ'cü kanallar her ortamda kolayca seyredilsin ki. Örgütün propagandası, her yerde yapılmış olsun.
Bunu savunmuş, Sözcü..
Şimdi cezayı yiyince de.
"Biz ne yaptık ki?" diyorlar.
Daha ne yapacaksınız?
Daha ne yapacaktınız da yapamadınız, FETÖ'nün sözcülüğüne soyunan Sözcü?