Ancak beni ezan ve inancım yüzünden yargılama, linç etmeye kalkışılmasını kaldıramıyorum. Şimdiye kadar insanlığa, doğaya karşı vicdani sorumluluğum olduğunu bilerek yetiştirildim ve kendimi yetiştirdim. Paylaşmanın kutsallığını deneyimledim. Maddi manevi imkanlarımı insanlarla ve doğadaki canlılarla paylaştım. Elimden geldiğince mutlu etmeye çalıştım, benim de mutluluğa ihtiyacım olduğu için. Allah'tan kendi adıma hiçbir şey istemedim aşk dışında. O'nun ne istediğini anlamaya çalıştım. O'nu dinledim. Hissetmeye çalıştım. Ezan, bir köprü ve vicdani sorumluluklarımı hatırlatan kutsal bir çocukluk yadigarıdır. İşte tam da bu yüzden beni burada yaralamalarına, yargılamalarına müsaade etmeyeceğim. Ezan saati ile denk geldiğim konserlerimde ara verdiğim için çok matah bir durummuş gibi haberlerimin yapılmasına nasıl şaşırdıysam, şimdi de aynı şaşkınlık ve kızgınlık içindeyim.
"EZANIN KİŞİSEL HUSUMETİ İÇİN BİR TAHRİK VE TACİZ ARACI OLARAK KULLANILMASINI YEDİREMEDİM"
Kim neye inanırsa inansın. Kim ne yer ne içerse içsin bu beni ilgilendirmez. Ancak tek derdimin sadece Youtube içeriği çekmek olduğu zaman diliminde (Yaklaşık 6 ay) her defasında, verandasında kurduğu hoparlörle içki masasına çöreklenip saatlerce ezan açmasının sebebinin içinde iyi niyet arayamam. Ezanı kişisel husumeti için bir tahrik ve taciz aracı olarak kullanılmasını yediremedim. Yansıtılan algının tam aksini savunduğum bir tepkinin, şeytani bir şekilde bu duruma getirilmesini hazmedemiyorum. Evet, bunu daha soğukkanlı, daha sükunetle yapamadığım için üzgünüm. İnsansınız. Sizlerden ricam, benim de söyleyeceklerim olduğundan haberdar olmanız ve benim açımdan da olaylara bakmanız. Hem de kendi objektifliğiniz ile. Bu şahsın eylemlerine, kişiliğine, kimliğine ve beyanlarına daha dikkatli bakmanızdır. Çünkü bir yargıda bulunmadan önce, gerçekliği oluşturmak vicdani bir görevdir. Son olarak, her ne kadar böyle bir ispatta bulunmak durumunda kalmayı gururuma yediremesem de, sırtımdaki dövmeyi incelemenizi rica ediyorum. Kurumuş bir ağaçta tek bir yeşil yaprak var. Ne yazıyor üstünde?"