Kadir Şeker davasında son dakika gelişmesi: Aileden "ceza az" diye karara itiraz

Türkiye'nin uzun süredir konuştuğu Kadir Şeker davasında yeni bir gelişme yaşandı. Sevgilisini dövdüğü gerekçesiyle müdahalede bulunduğu sırada Özgür Duran'ı kalbinden bıçaklayarak öldüren Kadir Şeker'e verilen 12,5 yıllık hapis cezasını az bulan Duran'ın ailesi, istinafa başvuruda bulundu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :13 Kasım 2020 , 10:06 Güncelleme Tarihi :13 Kasım 2020 , 15:21
Kadir Şeker davasında son dakika gelişmesi: Aileden ceza az diye karara itiraz

Sevgilisi Ayşe Dırla'yı dövdüğünü düşündüğü Özgür Duran'ı kalbinden bıçaklayarak öldüren ve yargılandığı Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Kadir Şeker'e verilen cezanın bozulması yönünde Duran ailesinin avukatları Furkan Akbulut ve Mehmet Zengin tarafından istinafa gidildi. Avukatlar istinaf başvurularında, ilk derece mahkemesince haksız tahrik nedeniyle uygulanan indirimin bariz bir şekilde hukuka ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek, Kadir Şeker'e haksız tahrik uygulaması yapılmaksızın eylemine yönelik olarak doğrudan kasten öldürme suçundan ceza tesis edilmesi talep edildi.

Kasten adam öldürme suçundan 12 yıldan 19 yıla kadar hakkında hapis cezası istemiyle dava açılan Kadir Şeker, yargılandığı Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından haksız tahrik indirimi ve iyi hal hükümleri uygulanarak 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

OLAY YERİNE BIÇAKLA GELMİŞ
Gerekçeli karanın kendilerine tebliğ edilmesinin ardından Özgür Duran ailesinin avukatları Furkan Akbulut ve Mehmet Zengin kararın bozulması yönünde istinafa başvurdu. İstinaf başvurularında bazı Yargıtay kararları da örnek gösterilirken şu ifadelere yer verildi. "İlk derece mahkemesince haksız tahrik nedeniyle uygulanan indirim bariz bir şekilde hukuka, içtihat haline gelmiş Yargıtay ceza genel kurulu/Yargıtay kararlarına aykırıdır. Haksız tahrik altında işlenen suç, ilk haksız harekete karşı işlenen bir tepki suçudur. Maddi gerçek bakımından ilk haksız hareket, sanığın somut olaya yönelik doğrudan bıçaklı müdahalesidir. Sanıkla ilintisi olmayan üçüncü kişi lehine haksız tahrik uygulanamaz. Somut olaya ilişkin olarak olayın görgü tanığı olan Ayşe Dırla, gerek olay yerine intikal eden polis memurunun beyanları gerekse de savcılık makamı ve mahkemede vermiş olduğu ifadelerde, istikrarlı şekilde sanığın olay yerine gelirken elinde siyah bir bıçağın olduğunu beyan etmişlerdir."

İLK HAKSIZ EYLEM KADİR TARAFINDAN GERÇEKLEŞMİŞTİR
Başvuruda ilk haksız eylemin Kadir Şeker tarafından gerçekleştiği belirtilerek, "Bıçaklı müdahale suretiyle sözlü bir tartışmaya doğrudan müdahil olmak, hukuk düzeninin tartışmasız şekilde haksız kabul edeceği bir eylemdir. İlk haksız eylem sanık tarafından gerçekleştirilmiştir. Oluşa, bu haliyle bakıldığında yapılacak müstakar uygulamanın, TCK.29. madde hükümleri çerçevesinde indirim olmaksızın kasten öldürme cihetine gidilmesi olduğu barizdir. Haksız tahrik bakımından olmazsa olmaz nitelik ve önemde olan, mağdurun başlangıç nitelikli provokatif hareketi somut olay bakımından söz konusu değildir." denildi.

SANIK İFADELERİNDE ÇELİŞKİLER MEVCUT
Kadir Şeker'in soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde çelişkilerin olduğu belirtilen istinaf başvurusunda, "Adli tıp kurumunca bıçak üzerinde yapılan incelemede bıçak boyunun totalde 23 cm civarında olduğu görülmektedir. Buradan anlaşılacağı üzere, söz konusu bıçağın çakmak cebi olarak nitelendirilen cepten çıkarıldığı beyanı da gerçeği yansıtmamaktadır. Sanık kolluktaki ifadesinde maktulün elini beline attığını beyan etmemişken keşifte alınmış olan ifadesinde bu durumdan söz etmiştir. Sanık keşif sırasında alınan ifadesinde ayrıca maktulün belini göstererek "belimde makine var, seni bulacağım bela olurum" şeklinde tehditte bulunduğunu ve bu hususu daha önceki ifadelerinde söylemeyi unuttuğunu beyan etmiştir. Sanık ve müdafilerine yönelik her türlü savunmaya saygı duymakla beraber sanığın ortaya çıkabilecek sonuçlar bakımından suçtan kurtulmaya yönelik olarak TCK m.27/2'de meşru müdafaada sınırın aşılması kurumu bakımından bir altyapı ve hazırlık oluşturmak adına bu minvalde, gerçeklikten uzak bir beyan değişikliğinde bulunduğu aşikârdır."

BIÇAKLA ELİNDE TESPİH VAR GİBİ OYNUYORMUŞ
Başvurunun devamında, "Sanık Kadir Şeker keşifteki beyanında olayda kullanılan bıçağı internetten 'elinde tespihle oynar gibi oynamak için' aldığını beyan etmiştir Söz konusu bıçak 23 cm uzunlukta olup adli tıp raporlarında bu husus yer almaktadır. Ayrıca bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere söz konusu bıçak 6136 sayılı yasanın 4. maddesine göre yasak niteliği haiz bıçaklardandır. Savunma makamı sanığın öldürme kastı olmadığını beyan etmesi ve sanığın yasak bıçaklardan taşıyor olması çelişki arz etmektedir."


*Ayşe Dırla ve Özgür Duran

ÖLDÜRME KASTI MEVCUT
Kadir Şeker'in Özgür Duran'ın öldüğünü bile bile arkasını dönüp gittiğine de dikkat çekilen başvuruda, "Olayın hemen akabinde Ayşe Dırla maktulün yanına giderek yaralandığını anlamış "Ambulans" diye bağırmış ve bu sesleri o esnada halı sahada olan tanıklar ile civar binalarda oturan tanıklar duymuştur. Hal böyle iken sanığın bıçak üzerindeki kanı kendi kanı zannetmesi ve evine gitmesi şüphelidir. Nitekim sakince olay yerinden ayrılan sanığın ambulans şeklindeki bağırma sesini duymaması mümkün değildir. Sanık bıçağı maktulün kalbine saplamasına rağmen öldüğünü bilerek soğukkanlılıkla evine gitmiştir. Sanık ayağa kalktıktan sonra maktule tekme atmış ve lanet olsun şeklinde elini sallamıştır. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere öldürme kastı mevcuttur. Fiziksel şiddeti ayırmaya giden bir kimse şiddet olmadığını gördüğünde duruma müdahil olmak yerine kolluk kuvvetlerine haber verebilecekken sanık bıçak çekmeyi tercih etmiş ve olay maktulün ölümü ile sonuçlanmıştır" ifadelerine yer verildi.

KASTEN ÖLDÜRMEDEN CEZA VERİLSİN
Avukatlar Akbulut ve Zengin, usül ve yasaya aykırı ve yerinde olmayan haksız tahrik uygulamasını ihtiva eden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, sanığa haksız tahrik uygulaması yapılmaksızın eylemine yönelik olarak doğrudan kasten öldürme suçundan mahkumiyet hükmü tesis edilmesini talep etti.