Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, Takvim'in sorularını cevapladı.
COVİD-19 virüsünde blanco nasıl ? Nereye doğru gidiyor?
Dünyada bahar aylarında gördüğümüz rakamlardan daha da yükseldi. Bu dünyanın her yerinde böyle. Bütün Avrupa ülkelerinde , Amerikada rakamlar yüksek. Bu beklenmedik de bir durum değil. Çünkü solunum yolu virüsü daha çok sonbahar, kış aylarında daha da artar genişler. Bu tür virüsler kapalı ortamlarda müthiş bir artış gösterir. Yaz ayları tabiri caizse cicim ayları idi. Yaz aylarında gene de vakalar oluyordu ama, açık hava olması, cam pencere açılması, insanların tatil yerlerinde olması, mesafe olarak birbirlerinden uzaklaşması, açık ortamlarda olmaları daha ayrık yaşamaları virüsün gelişmesinde önemli bir bariyer oluşturuyordu. Fakat sonbahara, kış ile birlikte, okullarıni, işyerlerinin açılması ile birden bire artış sağlanmış oldu. Bugün dünyada rakamlar oldukça yüksek...
KORKUTUCU BİR EVREDEYİZ
Korkutucu bir evrede miyiz?
Korkutucu bir durum. Fakat panik yapmasak, bilime güvensek buradan çok rahat çıkabiliriz. Bilgisizlik, cahillik kafamızda bir heyeluaya benzetmemize neden oluyor. Bu duruma doktoruda, hasatası da toplumu da dahil... Sanki ölüm oranlarının çok yüksek olduğu, her hastanın ölebileceğini düşünmek.
İyi haber vakalar daha hafif. Genişledikçe salgın çok insan hasta oluyor, toplam ölüm oranımız daha da düşüyor. Ama tabi ki ölümler var.
VİRÜS İLK GÜNLERE GÖRE HAFİFLEDİ
Daha hafif geçmesinin nedeni virüsün evrim geçirmesi anlamına mı geliyor?
Belki de öyle oldu ama bilimsel olarak bunun kanıtlandığını gösterebilmiş değiliz. Bilimsel olarak bunun adını bu şekilde koymuyoruz. İhtimal olabilir, fakat bir başka bir ihtimal de bu süreçte insanlar bu süreçte baş etmeyi öğrendiler. Bir taraftan sağlık hizmetleri verenler ve diğer yandan da test imkanlarının artması ile daha hafif vakaları da saptar olduk.
İlk aylarda 20-30 bin test yapılırken günde bugün 150 binlere çıktı.
Yapılan testlerin pozitif çıkan sayının verilmesi açıklanması uygundur. Bakanlığımız bunu vermekten kaçınıyor. Bu rakam yüzde 20-30'dur. Bütün dünyada bu şekildedir. Bunun hasta olarak kabul edileni pozitif çıkanların yüzde 10'u dur yani hastaneye yatırılanı kastediyorlar. Bu işin dünyadaki pramidi bu şekilde. En altta 150 bin, 30 bin pozitif var, 3 bini de hastaneye yatırılan. Hastanelerde ağırlaşanlar yoğun bakıma alınıyor, bir kısmı da ağırlaşıyor ve kaybediyoruz.
PANDEMİ OBEZİTE HASTALARINI EN FAZLA ETKİLİYOR, ÖLÜME EN FAZLA BU KESİMLER NEDEN OLUYOR
Kimler bu hastalığa yakalananınca risk altında, ölüme gidebiliyor?
Bu hasrtalık herkese değil ama bazı kişilerde stokil fırtınası denilen daha bir ağır oluyor. Vücudun ürettiği bazı moleküller var. Bu hastalığın ağır geçmesine neden olan kişilert; obezitesi olanlar, hiper tansiyon, diyabet, belli bir yaşın üzerinde olanlar, cins olarak da erkeklerde daha ağır oluyor.
Elbette hastalığı olan yoksul kesimlerde ölüm oranları daha fazla oluyor. Ama yoksulu zengini ayırtetmeyen obezite gibi ağır hastalıklar belirleyici olabiliyor.
Dünya genelinden bakarsak bir sınıfsal ayrım da var. Yoksul kesimler açısından bakarsak ABD'de en yoksul bölgelerde yaşayanlarda ölüm oranı daha çok oluyor. Çünkü daha kalabalık yaşıyorlar, hane halkı sayısı daha fazla, daha içiçeler, daha sosyal yaşıyorlar. Yoksulluk ve eğitimsizlik vaka ve ölün sayısını arttırıyor.
Dünyada en tehlikeli bölge nereleri?
Çin verileri saklayabilen bir ülke. Geçmişten bunu biliyoruz. Tahminlere göre bilim insanlarının kanaatine göre Çin bu sorundan kurtuldu gibi. Çin ilk dönemlerde otokratik kısıtlamalar yaparak uzun kısıtlamalar yaptı. Dünyanın bir başka ülkesinde bu şekilde kısıtlamalar yapamazsınız.
Fransa, İtalkya belirli kısıtlamalar yaptılar. Bu işin ana eksenini ekonomi belirliyor. Çin bu hadise çıkınca bir ay mutlak kısıtlama yaparak önlemini aldı.
PSİKOLOJİK BİR DURUM AMA BATIDAN ÇIKAN AŞILARA GÜVEN VAR
Aşı haberleri ne kadar sevindirici. Çin, Rusya, Almanya, ABD'den çıkan aşıların hangilerini kullanacağız?
Bu aşılardan hangisinin teknolojisi, etkinliği ileride ise onu kullanmak gerekir. Almanya ve ABD'nin ortak aşısı BioNTech ve Pfizer ( iki Türk'ün de çalıştığı) aşılar en önde gidenler... BioNTech ve Pfizer aşının etkinliğini yüzde 92 açıkladı, Rusya %93 dedi, bir başkası %94 diyince bu sefer onlar da % 95 dedi. Bu açık arttırmada güvenililirlik sorunu var. Bir çok insan bilimin merkezini yine batıyı görüyor. Burada ABD-Alman birlikteliğa fazla güvenilen aşılar. Bu sosyolojik, psikolojik yönelri olan bir durum. Rus, Çin aşısına daha az güveneceklerdir.
Peki bu aşılara ulaşılabilirlik nasıl olacak?
Açıklanan rakamlara göre bir dozu 12 dolar olarak belirlendi. İlk başta 15 dolardı, sonra 12 dolara çekildi. Bizde şöyle bir kanat var. Üretnlerin Türk olması biz bunu ne yapar eder alırız... Böyle bir yaklaşım var ve içten içe de bu yüreklere su serpiyor. Bu gerçekleşir mi bunu bilmiyoruz.
DAĞITIM EN BÜYÜK SORUN
Dağıtımı nasıl olacak, yaygın şekilde yapılabilecek mi?
Bundan önce son bulunan aşının özelliği eksi 70-80 derecede saklanması gerekiyor. Eksi 70 derecede bu aşının dağıtımını yapmak çok zor. Soğuk zinciri korumak çok zor. Diğer aşılar ise + 4 dercede saklanıyor. Buzdolabının kapağının içindeki sıcaklıktır o... Eksi 70 dercede aşıyı Almanya'dan getirip, eczanelere oradan insalara uygulamak çok zor bir durum. Bu aşının en çok zorlandığı yer burası. Tabi ki -70'i normale çekmeye çalışıyorlar fakat bu iş bir hayli zor bir durum. Kaç doz aşı getirilebilecek, kimlere uygulanacak? Bunlar bilinmeyenli denklemler.
PARASI OLAN AŞIYI ALACAK, YA OLMAYAN ÜLKELER NE YAPACAK?
Dünya genelinde dağıtım ne zaman oluşmaya başlar?
Bugünden itibaren uygulamaya koyulabilse de genel dağıtım ancak ilkbaharda olabilir. Ocak ayında dağıtıma başlansa dağıtım yaz aylarına kadar devam edecektir. Hatta yazı bile geçebilir. Mesela parası olan 12 dolar verip alacak, ya olmayanlar ne olacak? Bırakın bazı ülkelere bedava verseler de tedarik zinciri nasıl kurulacak. – 70 dereceyi fakir ülkeler nasıl kuracak? Bunlar çok önemli sorunlar. Dünya Sağlık Örgütüne çok hitiyacımız var.
AŞI BULUNDU AMA MUTASYONA UĞRAMA İHTİMALİ DE VAR
Bu aşı ile pandemi belasından kurtuluyoruz diyebilir miyiz?
Ne yazık ki diyemeyiz... Çünkü hastalığı geçirmiş olan kişiler yeniden hastalandığını görüyoruz. İkinci kez virüse4 yaaklananların oranı henüz bilinmiyor ama bağışıklığı tekrar düşenler var. Aşı ile tabi ki azalacak. Fakat aşı yüzde 100 derde deva ne yazık ki diyemeyiz.
Neden?
Çünkü biz hala hastalığı anlamaya çalışıyoruz. Hastalık ne yazık ki tam dünya olarak çözülemedi.
Virüs mutasyona uğrar mı, bulunan aşının işe yaramama durumu sözkonusu olur mu?
Tabi ki bu da mümkün. Ne yazık ki böyle bir ihtimal de var. Olmaz denilemez. Yaşayarak göreceğiz bunu. Ama aşı teknolojisi gelişmiş olduğundan yeni virüs ile daha kolay başedilebilir. Bugün aşama aşama ilerleniyor. Bilim önündekki sorunlara abakarak tek tek ilerler. Önce bu sorunu çözelim, bu sorunun başka sorunlara neden olacağını da bilmiyoruz. Aşama aşam gidilecek. Bunu çözdükten sonra bu araçlarla bu sorunları da çözeriz.
İYİ İHTİMAL 2021 YAZ AYLARINDA RAHATLANIR
Bu virüs 2021 yılının hangi evresinde kontrol altına alınır?
Şu anki verilere göre 2021 yılı yaz aylarında rahatlarız gibi gözüküyor. Bu biraz da iyi niyetli düşünmedir aynı zamanda. Kesin bu şekildedir diyemeyiz. Hele yeni dönem enfeksiyon olursa bu iş 2021 de de sürebilir. Ama iyi niyet olarak yaz aylarında biter diyoruz.
Yani insanlar tatile çıkabilecek mi? Şimdilik umuyoruz. Kesin bir bilimsel bilgi değil.