Hem Karadeniz fayı, hem kuzey Anadolu fayı, hem de kuzey Doğu Anadolu fayı ile çevrildiği için ve 2012'deki depreme Rize çok daha yakın olduğu için, aynı zamanda Rize'nin büyük kısmı dolgu alanı üzerinde olduğu için deprem tehlikesi daha fazla. Ama Trabzon'un da heyelanlı sahaları var. O da ayrı bir risk, ayrı bir tehlike oluşturuyor."
"ÖNGÖRÜLEN DEPREMLE BURADA FELAKET OLABİLİR"
Trabzon'da 2017 ile 2020 yılı arasında bina yapımı bakımdan rekor kırıldığını kaydeden Bektaş, "Zemin etütleri burada çok önemlidir. Maalesef zemin etütleri istenildiği şekilde yapılmıyor. Yani formaliteden öteye geçmiyor. Hal böyle olunca depreme karşı dayanıksız binalar oluşuyor. Bu noktada belediyelere, yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor. Zemin etüt raporlarının muhakkak kontrol edilmesi gerekiyor. Özellikle belediyelerde afete karşı yer bilimleri dairesi kurulması gerekir.
Son yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki; burada olabilecek olan en büyük deprem 6.6 büyüklüğünde. Yani başka yerde olabilecek olan depremin aynısı Trabzon'da, Rize'de de olur. 6.6 büyüklüğündeki bir deprem bu bölgede sıvılaşmaya ve depremin büyümesine neden olur. Bu da felaket olur. Acilen yapı stoklarının kontrol edilmesi lazım ve 'bölgede deprem olmaz' algısı ve önyargısından kurtulmamız, depreme hazırlıklı olmamız lazım. İzmir, bunun en önemli örneğidir. İzmir'de yaşanan depremin şiddetinden 2 kat daha fazlasının bu bölgede olması öngörülüyor" ifadelerini kullandı.