Ural, "Hematolojik kanserli vakalar Kovid-19'u geçirdikleri halde lenfosit alt gruplarındaki anormallikler nedeniyle semptomlardan 15 gün veya daha sonra bile antikor pozitifliği gözlenmiyor." ifadesini kullandı.
Hematolojik kanserli vakalara kemoterapi, radyoterapi, hedeflenmiş tedavi veya immün tedaviler uygulanmasının Kovid-19 hastalığının etkilerini kötüleştirirken tedavisini de güçleştirdiğini belirten Ural, "İmmün sistemi baskılanmış olan lösemi ve lenfoma hastaları hipogammaglobulinemi, lenfopeni, nötropeni, steroid uygulanması, ileri yaş, birlikte bulunan hastalıklar, sık transfüzyon, hastane ortamında sık bulunmaları nedeniyle daha sık Kovid-19'a yakalanıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Hematolojik kanserlerden bazılarının hastalığın seyri itibarıyla acil tedavi gerektirmezken, bazılarının hem acil hem de yüksek doz kemoterapi, yüksek doz radyoterapi ve hatta kök hücre nakli gerektirdiğini aktaran Ural, Kovid-19 varlığında hematolojik kanserli vakaların yönetiminde de bu nedenle problemler ortaya çıktığını, bunun yanında hematolojik kanserli tüm hastaların özellikle akut lösemili ve kök hücre nakli adayı/nakil olanların maske kullanıp, kişisel hijyenine dikkat edip ve sosyal mesafeye hastalıkları nedeniyle uydukları için Kovid-19 krizine bakmaksızın koruyucu tedbirler uyguladıklarını bildirdi.
Ural, "Böylece Kovid-19'a yakalanma risklerini kendileri düşürüyorlar. Ancak Kovid-19 ve komplikasyonlarının tedavisi ile birlikte hematolojik kanserli hastalarda özellikle küratif nitelikte tedaviler dengeli olarak uygulanmalıdır." ifadelerini kullandı.
AŞIYA KADAR DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Prof. Dr. Ali Uğur Ural, Kovid-19'a karşı etkili aşı bulunana kadar hematolojik kanser hastaları açısından en uygun yaklaşımları şöyle sıraladı:
"Ateş yüksekliği, solunum sıkıntısı, öksürük gibi Kovid-19 belirtilerinin gözlenmesi, belirti vermeyen taşıyıcıların belirlenmesi, hasta bazında değerlendirilerek etkili ama morbiditeyi artırmayan kemoterapi uygulanması, kemoterapi kür aralarının mümkünse açılması, nötropeni riskinin azaltılması için kemoterapilerle birlikte büyüme faktörü desteği sağlanması, sadece acil ve hayatı tehdit eden durum varlığında kök hücre naklinin uygulanması, kök hücre nakli yapılamayan vakaların kemoterapi ile takip edilmesi, kök hücre vericilerinden kök hücrelerin erken olarak toplanarak saklanması, elektif işlemlerin mümkünse ertelenmesi, daha az immün baskılayıcı ilaç kullanılması, kan ve trombosit transfüzyon eşiklerinin düşürülmesi, yatırılarak tedaviye başlanacak hastalardan mutlaka Kovid-19 PCR gönderilmesi."
KEMİK İLİĞİ NAKLİ
Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ural, hematolojik kanserlerde ve aplastik anemi, talasemi majör gibi hastalıklarda kullanılan kemik iliği nakline ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Ciddi bir kan hastalığı, immün sistem hastalığı, kanser veya genetik hastalığın tedavi seçeneklerinden birisinin de kemik iliği nakli olduğunu vurgulayan Ural, kemik iliği naklinin hangi durumlarda yapıldığına ilişkin şunları kaydetti:
"Kanserli bir vakada verilmesi gerekli yüksek dozda kemoradyoterapiden sağlam kemik iliğini korumak için (otolog), hastalıklı hücreleri/kemik iliğini sağlam kişiden alınan hücrelerle değiştirmek için (allojenik), çalışmayan kemik iliğini düzeltmek için, immün baskılanmayı düzeltmek için, doğuştan metabolizma veya enzimatik sistemle ilgili anormallikleri düzeltmek için, hastanın kendisine ait kök hücre/T Hücre'lerin tekrar düzenlenmesi için (otoimmün hastalıkların tedavisinde)."
Kemik iliği nakli öncesinde dikkat edilmesi gerekenlerin Kovid-19'dan korunma önlemlerine benzediğini aktaran Ural, "Kemik iliği nakli öncesinde hastalığın kontrol altında olması ya da enfeksiyonun olması naklin başarısını etkileyecektir. Nakil öncesinde enfeksiyon kontrol önlemlerine dikkat edilmelidir. Hasta kişilerden uzak durulmalı, el sıkışılmamalı, eller sık sık yıkanmalı ve ziyaretler azaltılmalıdır." ifadelerini kullandı.