İşte Şebnem Bursalı'nın o yazısı;
CHP'nin İstanbul Maltepe, Avcılar, Ümraniye, Sultangazi ve Şişli ilçe örgüt yöneticileri ile Sivas Akıncılar İlçe Başkanı'nın CHP'de siyaset yapan kadınlara yönelik taciz ve tecavüz skandallarına her gün bir yenisi ekleniyor. Önceki dönemlerde yaşanan taciz olayları da ifşa oluyor. Bu taciz vakalarından birini de CHP'de aktif siyaset yaptığı dönemde ünlü yazar Nazlı Eray yaşadı. Eray, CHP Genel Merkezi'nde bir yönetici tarafından uğradığı cinsel taciz ve ahlaksız teklifi 'Sis Kelebekleri' isimli romanında anlattı. 2002'de CHP'den milletvekili aday adayı olduğu dönemde, Genel Merkez'de Genel Başkan'ın odasının yanında kendisiyle görüşen CHP'li Belediye Başkan Yardımcısı'nın fiziki saldırısına maruz kalan ve ahlaka uymayan ifadelerle taciz edilen ünlü yazar, tüm yaşadıklarını 2003'te yayımlanan kitabında gün yüzüne çıkardı.
İĞRENÇ İFADELER
Yayımlandığı dönemde, "Sis Kelebekleri, edebiyat ve CHP dünyasında olay yaratacak. CHP'de siyaset yapan bir kadın yazar, kendisini taciz eden siyasetçiyi romanına taşırsa..." ifadeleriyle tanıtımı yapılan kitapta yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla anlatan Eray, kitabın 142. sayfasında başından geçen taciz olayını ve ismini vermediği CHP'li yöneticinin iğrenç ifadelerini şöyle özetliyor: "Bir adam önümde kıvranıyordu. Genel Merkez'deki bir odadaydım. Adamın elinden öyle bir attım ki kendimi; arkamdaki dev yuka saksısı devrilip kırıldı.
'Bak ne yaptın gülüm' dedi adam. 'Bir dil ver, oyum sana. Bütün arkadaşlar da sana verecekler oylarını. Konuştum hepsiyle. Sen bizim adayımızsın." Otobiyografi olarak yazdığı kitabında yaşadıklarını anlatan yazar Nazlı Eray uzun süre aktif siyaset yaptı ve 4 dönem CHP Parti Meclisi'ne seçildi.
3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili aday adayı olan Eray, kendisiyle görüşmek isteyip randevu veren CHP'li yöneticinin Genel Merkez'deki odasında yaşadıklarını daha sonra verdiği bir röportajda da anlattı.
'BİR ANDA SARILDI, DIŞARI FIRLADIM'
Yazar Nazlı Eray, CHP Genel Merkezi'nde uğradığı taciz ve ahlaksız teklifle ilgili verdiği bir röportajda ise şunları söylüyor: "Politikacı bir aileden geliyorum. Dedem Lütfi Tokay, Atatürk'ün hem silah arkadaşı hem İkdam gazetesi başyazarı. Ben de CHP'de 1992 kurultayı ile aktif siyasete girdim. İl Genel Meclisi'nde başladım. 4 kez Parti Meclisi üyesi seçildim. 2002 seçimleri için milletvekili adaylığımı koydum. Bu süreçte bir yönetici benimle görüşmek istedi. Genel Merkez'e gittim.
Doğu'dan bir Belediye Başkan Yardımcısı idi. 'Bir ara gelin konuşalım' dedi. Genel Başkan'ın odasının yanındaki odada görüştük. Ben odaya girince adam birdenbire bana sarıldı. Kendimi geri atınca arkadaki yuka saksısı devrildi. 'Bir dil ver, bir öpeyim bütün oylar sana' gibi garip bir laf söyledi. Dışarı fırladım. Kimseye söyleyemedim o şok içinde. Partide yaşadığım bu tacizi de sonra Sis Kelebekleri kitabımda yazdım. 2 yıl sonra Kurultay'da bunu gördüm. Bir Emir Kusturica filmi gibiydi. Kalabalığı yararak yanıma geldi 'Beni de yediler' dedi ve sonra tekrar kalabalığın içine döndü..."