Koronavirüse karşı geliştirilen aşılar henüz sınırlı sayıda ülkede de olsa kullanıma sokuldu. Aşı olanlara yönelik ek haklar sağlamanın mümkün olup olmadığı ise tartışma konusu.
Koronavirüs aşıları, belirlenen risk kategorilerine göre "gönüllü" olarak yapılıyor. Ancak salgının bastırılması için toplumun büyük kısmının aşılanması gerektiği konusunda bilim insanları genel olarak uzlaşıyor.
Aşıların salgın karşısındaki etkisini artırmak ve ekonomilerin toparlanmasını kolaylaştırmak amacıyla gündeme gelen bir öneri, "bağışıklık sertifikası" ya da "aşı pasaportu" gibi isimler altında geliştirilecek bir belgenin kullanıma sokulması.
Buna göre, aşı yoluyla ya da hastalığı geçirerek koronavirüs bağışıklığı kazanan ve bunu belgeleyen kişiler ek haklara sahip olabilir ya da bazı kısıtlamalardan muaf tutulabilir.
Bu haklar arasında, seyahat engellerine tabi tutulmamak, kafe, bar ve restoranlara girebilmek gibi "ayrıcalıklar" gündeme gelebiliyor. Hatta bazı şirketlerin işe alımlarda benzer bir belgeyi talep etmesi de dile getiriliyor.
Avustralya'nın en büyük havayolu şirketi Qantas, uçağa binecek yolculardan "bağışıklık pasaportu" istemeyi gündeme getiren ilk şirketlerden oldu. Buna göre yolculardan Covid-19 antikor testi sonuçlarını gösteren bir mobil uygulama kullanmaları istenebilir.
Ardından New York Times gazetesi aralarında United Airlines, JetBlue ve Lufthansa'nın da yer aldığı şirketlerin, "CommonPass" adlı sağlık pasaportu uygulamasını devreye sokmayı planladığını yazdı.