"FİRMALARIMIZ SALGIN DÖNEMİNDE GÜVENİLİRLİKLERİYLE ÖNE ÇIKTI"
Başkan Erdoğan, "Firmalarımız, salgın döneminde kaliteli ürünleriyle, rekabetçi fiyatlarıyla, hepsinden önemlisi güvenilirlikleriyle öne çıktı. Uluslararası şirketler, Asya merkezli üretim ağına alternatif oluşturmak için yeni arayışlara yöneldi. Bu arayışlarda; sanayisi, üretim kapasitesi, rekabetçi fiyatları, nitelikli işgücü, coğrafi konumu, güçlü sağlık ve ulaşım altyapısı ile Türkiye, en gözde ülkelerden biri haline geldi." ifadelerini kullandı.
Özellikle ihracat odaklı çalışan şirketlerin, müşteri ve ürün yelpazesini genişlettiğine de değinen Erdoğan, "İnşallah dünya genelinde salgının etkileri azalıp taşlar yerine oturdukça, ülkemizin yakaladığı bu ivmenin hızı da artacaktır. Türkiye, ihracattan üretime, turizmden savunma sanayine her alanda bu dönemden daha da güçlenerek çıkacaktır." dedi.
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TALİHSİZLİĞİ, SİYASETİ İKBAL VE RANT KAPISI OLARAK GÖREN SIĞ MUHALEFET ANLAYIŞIDIR"
Türkiye'nin salgın döneminde böylesine iddialı bir çıkış sergilemesinin gerisinde, son 18 yılda kazandırılan altyapının çok büyük rolü olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yaptığımız hazırlıkların ne kadar doğru ve zamanlıca olduğunu, Kovid-19 döneminde bizzat tecrübe ettik. Sağlıktan ulaşıma, tarımdan turizme kadar muhalefetin 18 yıldır sürekli bizi eleştirdiği hususların tamamı, sadece 8 ayda tümüyle boşa çıkmıştır.
Bu süreç ülkemizin gücü ve hükümetimizin ufku yanında, muhalefetin vizyonsuzluğunu da ortaya koymuştur. Türkiye'nin en büyük talihsizliği, siyaseti ikbal ve rant kapısı olarak gören sığ muhalefet anlayışıdır. Eline geçirdiği her fırsatı Türkiye'yi karalamak, yabancı yatırımcıyı ürkütmek, Türk ekonomisini kötülemek için kullanan bu zihniyeti milletimizin takdirine bırakıyoruz."
"DÜNYADA EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKE OLDUK"
2023 hedefleri ile 2053 ve 2071 vizyonları çerçevesinde, 'Halka hizmet Hak'ka hizmettir' düsturuyla çalışmaya devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nitekim yılın ikinci çeyreğinde salgının etkisiyle küçülen ekonomimiz, üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanmayla yüzde 6,7 büyüdü. Bu oranla dünyada en hızlı büyüyen ülke olduk. Aynı şekilde yılın son çeyreğine de güzel bir başlangıç yaptık. Ekim ayında sanayi üretimi yıllık yüzde 10,2 artarken, imalat sanayisindeki artış yüzde 11'i buldu. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, Ekim'de yüzde 75,4 seviyesine, kasımda ise yüzde 75,8 seviyesine yükseldi. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksindeki yıllık artış ekimde yüzde 31 oldu. İhracatımız ise ekim ve kasımda 16-17 milyar dolar bandında gerçekleşti.
Tüm bu gelişmeler, 2020 yılını beklentilerimiz doğrultusunda pozitif bir büyüme oranıyla kapatacağımıza işaret ediyor. Üretim, yatırım, istihdam hedeflerimizle birlikte ihracat potansiyelimiz de hedeflerimize ulaşmada önemli bir yere sahiptir. Salgın şartlarına rağmen ocak-kasım döneminde 152 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu başarıda pay sahibi olan tüm kurumlarımızı, ihracatçılarımızı, girişimcilerimizi tebrik ediyorum."
"HEDEFİMİZ SADECE İHRACATIMIZI ARTIRMAK DA OLMAMALIDIR"
"Yeni dönemde, yeni hedeflere uyumlu olarak ihracatı daha üst seviyelere taşımak zorundayız." diyen Erdoğan, "Hedefimiz sadece ihracatımızı artırmak da olmamalıdır. Bunun da ötesine geçerek katma değerli ürün ihracatını hedeflemeliyiz. Genç nüfusumuza, sahip olduğumuz bilgi birikimine ve tecrübemize rağmen 1,2 veya 1,3 dolarlık kilogram başına ihracat bize yakışmıyor. 2001'e göre kilogram başına ihracatımız iki katına çıkmış olsa da biz bu rakamı asla yeterli görmüyoruz. İlk etapta 2 dolar eşiğini geçip 3 dolara doğru ilerlememiz gerekiyor. Kilogram başına 62 dolarlık ihracat gerçekleştiren savunma sanayimizin başarısı, herkes için iyi bir örnektir." değerlendirmesini yaptı.
İhracatçılardan, devletin sağladığı teşvikleri en iyi şekilde değerlendirerek, savunma sanayindeki başarıyı, inovasyon ve markalaşma ile diğer alanlara da yaymasını beklediğini de kaydeden Başkan Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ülkemizde kalitesiyle takdir toplamış ama ürünlerini uluslararası pazarlara açmamış firmalarımızın da artık kabuklarını kırarak ihracat ailesine katılmasını arzu ediyorum. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin her bir üyesini, 'İhracat seferimizde' yer almaya davet ediyorum. Bugüne kadar yatırımlarıyla üretimleriyle istihdamlarıyla ihracatlarıyla araştırma-geliştirme faaliyetleriyle büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek veren herkese, şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sekizinci Türkiye İnovasyon Haftası'nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ödüle layık görülen firmalarımızı tekraren tebrik ediyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum."