Başkan Erdoğan, 8. Türkiye İnovasyon Haftası programına bir video mesaj gönderdi. Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerinin ülkemiz, milletimiz ve iş dünyamız için hayırlara vesile olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum." dedi.
İnovaLİG ödüllerini kazanan kişileri, kuruluşları ve firmaları tebrik eden Erdoğan, başarılarının da devamını temenni etti.
"Ecdadımız 'Marifet iltifata tabiidir, iltifatsız emek zayidir' diyor. Hayatta başarı kadar, bu başarının takdir edilmesi, ödüllendirilmesi de önemlidir." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ödüllendirilen her başarının, daha nitelikli, daha özgün çalışmaların müjdecisi olacağını biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, yenilikçi, kaliteli ve kendi alanında çığır açan projelerin desteklenmesine çok büyük ehemmiyet veriyorum. Türkiye İhracatçılar Meclisimizin, İnovasyon Haftası ve İnovaLİG gibi ekonomiye katma değer sağlayan çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Ülkemizde bu tür etkinliklere olan ilgi de hamdolsun giderek artıyor. İlk yıl 460 firmanın katıldığı İnovaLİG'e, bu sene 1236 firmanın başvuru yapmış olmasını, yakalanan başarının bir işareti olarak görüyorum. Farklı alanlarda binlerce yenilikçi fikri buluşturan bu projeyle, ülkemize çok ciddi bir fikri sermaye girişinin sağlandığına inanıyorum.
Bu vesileyle fikirleriyle, eleştirileriyle, teklif ve tecrübeleriyle sekizinci Türkiye İnovasyon Haftasını zenginleştiren herkese şükranlarımı sunuyorum. Geleceğimiz ve ekonomimiz için kritik önemdeki inovasyon konusuna sahip çıktıkları için Türkiye İhracatçılar Meclisimizin yönetimini ve üyelerini de canıgönülden tebrik ediyorum.
Ülkemizin teknolojik dönüşümünü sağlayacak, ihracat kapasitesini artıracak her türlü çabayı desteklemeyi sürdüreceğiz."
"KOVİD-19 SALGINI TÜM DÜNYAYI YENİ BELİRSİZLİKLERİN İÇİNE SÜRÜKLEMİŞTİR"
İnsanlık olarak koronavirüs salgını dolayısıyla her bakımdan zorlu, bir o kadar da farklı bir dönemden geçildiğini vurgulayan Başkan Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin bir sağlık krizi olmanın ötesinde, ekonomiden insani ilişkilerine ve güvenliğe kadar hayatın her alanını olumsuz etkilediğini belirtti.
Erdoğan, "2008 krizinin küresel ekonomide açtığı yaralar halen kapanmamışken, Kovid-19 salgını tüm dünyayı yeni belirsizliklerin içine sürüklemiştir. Ekonomisi sağlam ülkelerin dahi hazırlıksız yakalandığı bu salgın, özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan devletlerin yükünü ağırlaştırmıştır. Salgınla birlikte korumacılığın yayıldığına, gümrük duvarlarının yeniden yükseldiğine, içe kapanma eğilimlerinin güçlendiğine şahit oluyoruz." diye konuştu.
"ÜRETİMLE BERABER TASARIMIN VE YENİLİKÇİLİĞİN ÖNE ÇIKTIĞI FARKLI BİR DÖNEME GİRDİK"
"Bu musibete karşı birlikte hareket etmek, birlikte mücadele etmek yerine, her ülke adeta kendi sığınağına kaçmaya çalışıyor." diyen Başkan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdiye kadar 1 milyon 750 bin insanın hayatını kaybetmesine sebep olan bu salgın, dünya genelinde üstü örtülen birçok çarpıklığı da gün yüzüne çıkarmıştır. Öte yandan tarihe baktığımızda, bu tür büyük hadiselerin ekonomiden siyasete köklü değişikliklere yol açtığını görüyoruz. İkinci Dünya Savaşından beri insanlığın karşı karşıya kaldığı en ciddi sağlık krizi olan koronavirüs salgınının ardından da, önemli değişikliklerin yaşanacağı muhakkaktır. Nitekim bunun işaretlerini şimdiden iş hayatımızda görmeye başladık. Firmaların dünyaya açılımında, üretimle beraber tasarımın ve yenilikçiliğin öne çıktığı farklı bir döneme girdik. Sadece üretmenin, ürettiğini satmanın yeterli olmadığı bu dönemin hakim rengi, inovasyon ve araştırma-geliştirmedir. ARGE'ye önem veren, yeniliği yakalamaya çalışan, tasarlayan, çığır açan firmalar, daha şimdiden sürecin kazananı olmuştur. Geçen seneye kadar sınırlı sayıda insana ulaşan birçok şirket, Kovid-19 salgınıyla beraber cirolarını katlamış, piyasa değerini artırmış, lokalden uluslararası alana doğru genişleme başarısı göstermiştir. Benzer bir durum, Türkiye ve Türk ekonomisi için de geçerlidir. Her ne kadar salgın hepimiz için beraberinde bazı zorlukları getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencerelerinin açılmasını sağladı."
"FİRMALARIMIZ SALGIN DÖNEMİNDE GÜVENİLİRLİKLERİYLE ÖNE ÇIKTI"
Başkan Erdoğan, "Firmalarımız, salgın döneminde kaliteli ürünleriyle, rekabetçi fiyatlarıyla, hepsinden önemlisi güvenilirlikleriyle öne çıktı. Uluslararası şirketler, Asya merkezli üretim ağına alternatif oluşturmak için yeni arayışlara yöneldi. Bu arayışlarda; sanayisi, üretim kapasitesi, rekabetçi fiyatları, nitelikli işgücü, coğrafi konumu, güçlü sağlık ve ulaşım altyapısı ile Türkiye, en gözde ülkelerden biri haline geldi." ifadelerini kullandı.
Özellikle ihracat odaklı çalışan şirketlerin, müşteri ve ürün yelpazesini genişlettiğine de değinen Erdoğan, "İnşallah dünya genelinde salgının etkileri azalıp taşlar yerine oturdukça, ülkemizin yakaladığı bu ivmenin hızı da artacaktır. Türkiye, ihracattan üretime, turizmden savunma sanayine her alanda bu dönemden daha da güçlenerek çıkacaktır." dedi.
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TALİHSİZLİĞİ, SİYASETİ İKBAL VE RANT KAPISI OLARAK GÖREN SIĞ MUHALEFET ANLAYIŞIDIR"
Türkiye'nin salgın döneminde böylesine iddialı bir çıkış sergilemesinin gerisinde, son 18 yılda kazandırılan altyapının çok büyük rolü olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yaptığımız hazırlıkların ne kadar doğru ve zamanlıca olduğunu, Kovid-19 döneminde bizzat tecrübe ettik. Sağlıktan ulaşıma, tarımdan turizme kadar muhalefetin 18 yıldır sürekli bizi eleştirdiği hususların tamamı, sadece 8 ayda tümüyle boşa çıkmıştır.
Bu süreç ülkemizin gücü ve hükümetimizin ufku yanında, muhalefetin vizyonsuzluğunu da ortaya koymuştur. Türkiye'nin en büyük talihsizliği, siyaseti ikbal ve rant kapısı olarak gören sığ muhalefet anlayışıdır. Eline geçirdiği her fırsatı Türkiye'yi karalamak, yabancı yatırımcıyı ürkütmek, Türk ekonomisini kötülemek için kullanan bu zihniyeti milletimizin takdirine bırakıyoruz."
"DÜNYADA EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKE OLDUK"
2023 hedefleri ile 2053 ve 2071 vizyonları çerçevesinde, 'Halka hizmet Hak'ka hizmettir' düsturuyla çalışmaya devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nitekim yılın ikinci çeyreğinde salgının etkisiyle küçülen ekonomimiz, üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanmayla yüzde 6,7 büyüdü. Bu oranla dünyada en hızlı büyüyen ülke olduk. Aynı şekilde yılın son çeyreğine de güzel bir başlangıç yaptık. Ekim ayında sanayi üretimi yıllık yüzde 10,2 artarken, imalat sanayisindeki artış yüzde 11'i buldu. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, Ekim'de yüzde 75,4 seviyesine, kasımda ise yüzde 75,8 seviyesine yükseldi. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksindeki yıllık artış ekimde yüzde 31 oldu. İhracatımız ise ekim ve kasımda 16-17 milyar dolar bandında gerçekleşti.
Tüm bu gelişmeler, 2020 yılını beklentilerimiz doğrultusunda pozitif bir büyüme oranıyla kapatacağımıza işaret ediyor. Üretim, yatırım, istihdam hedeflerimizle birlikte ihracat potansiyelimiz de hedeflerimize ulaşmada önemli bir yere sahiptir. Salgın şartlarına rağmen ocak-kasım döneminde 152 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu başarıda pay sahibi olan tüm kurumlarımızı, ihracatçılarımızı, girişimcilerimizi tebrik ediyorum."
"HEDEFİMİZ SADECE İHRACATIMIZI ARTIRMAK DA OLMAMALIDIR"
"Yeni dönemde, yeni hedeflere uyumlu olarak ihracatı daha üst seviyelere taşımak zorundayız." diyen Erdoğan, "Hedefimiz sadece ihracatımızı artırmak da olmamalıdır. Bunun da ötesine geçerek katma değerli ürün ihracatını hedeflemeliyiz. Genç nüfusumuza, sahip olduğumuz bilgi birikimine ve tecrübemize rağmen 1,2 veya 1,3 dolarlık kilogram başına ihracat bize yakışmıyor. 2001'e göre kilogram başına ihracatımız iki katına çıkmış olsa da biz bu rakamı asla yeterli görmüyoruz. İlk etapta 2 dolar eşiğini geçip 3 dolara doğru ilerlememiz gerekiyor. Kilogram başına 62 dolarlık ihracat gerçekleştiren savunma sanayimizin başarısı, herkes için iyi bir örnektir." değerlendirmesini yaptı.
İhracatçılardan, devletin sağladığı teşvikleri en iyi şekilde değerlendirerek, savunma sanayindeki başarıyı, inovasyon ve markalaşma ile diğer alanlara da yaymasını beklediğini de kaydeden Başkan Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ülkemizde kalitesiyle takdir toplamış ama ürünlerini uluslararası pazarlara açmamış firmalarımızın da artık kabuklarını kırarak ihracat ailesine katılmasını arzu ediyorum. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin her bir üyesini, 'İhracat seferimizde' yer almaya davet ediyorum. Bugüne kadar yatırımlarıyla üretimleriyle istihdamlarıyla ihracatlarıyla araştırma-geliştirme faaliyetleriyle büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek veren herkese, şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sekizinci Türkiye İnovasyon Haftası'nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ödüle layık görülen firmalarımızı tekraren tebrik ediyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum."