Eski Orman ve Su işleri Bakanı, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, 1 Ekim 2019-30 Eylül 2020 döneminde, yağışlarda İstanbul'da yüzde 11,1, Ankara'da yüzde 12,2 ve İzmir'de ise yüzde 11 oranında azalma yaşandığını, yağışlardaki azalmanın kolaylıkla yönetilebilir oranlarda olduğunu belirtti.
Eroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, "Türkiye'de su durumu, yağışlar, kuraklık ve su yönetimi" konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 18 yılda çok sayıda su yapısı inşa ettiklerini hatırlatan Eroğlu, AK Parti hükümetlerinin bu süreçte yaklaşık 255 milyar lira maliyetinde su yatırımı gerçekleştirdiğini, 8 bin 695 tesisi milletin hizmetine sunduğunu bildirdi.
Yağış verilerine göre Türkiye'de ortalama 7 yılda bir "orta şiddetli", 19 yılda bir, "çok şiddetli" kuraklığın yaşandığına işaret eden Eroğlu, meteorolojik bir hadise olan kuraklığın, artık doğal afet sınıfına da girdiğini belirtti.
"YALNIZCA YÜZDE 3,7 ORANINDA AZALMA VAR"
Eroğlu, 1 Ekim 2019-30 Eylül 2020 dönemine bakıldığında Türkiye geneli yağışlarında normal kabul edilen, uzun yıllar ortalamasına göre yalnızca yüzde 3,7 oranında azalma görüldüğünü, bu oranın, "büyük bir azalma" olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı.
Türkiye'de kuraklıktan bahsedilmesinin nedenine değinen Eroğlu, Türkiye geneli yağışlarda 1 Ekim-25 Aralık 2020'de uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 46,7 oranında azalma yaşandığını, İç Anadolu bölgesinde yüzde 57,2, Karadeniz bölgesinde ise yüzde 49,5'lik azalma görüldüğünü bildirerek, vatandaşların, bu durumdan endişe ettiğini belirtti.
Eroğlu, geçmişteki su yıllarına bakıldığında 1973, 1989, 1994, 2001, 2007 ve 2017'deki kuraklığın şiddetinin, 2020'ye göre daha fazla olduğunu anımsattı.
Üç büyükşehirdeki yağışlara bakıldığında 1 Ekim 2019-30 Eylül 2020 döneminde, yağışlarda İstanbul'da yüzde 11,1, Ankara'da yüzde 12,2 ve İzmir'de ise yüzde 11 oranında azalma yaşandığını aktaran Eroğlu, yağışlardaki bu azalmanın kolaylıkla yönetilebilir oranlarda olduğunun, bu durumun vatandaşlara hissettirilmeden yönetilebileceğinin altını çizdi.
"EHEMMİYETİ YETERİNCE ANLAŞILAMIYOR"
Suyun yönetiminin, tek elden ve liyakat sahibi kişilerce yapılabilecek hassas bir konu olduğuna dikkati çeken Eroğlu, "Şayet içinde bulunduğumuz Kovid-19 salgınında su olmasaydı temizlik nasıl yapılabilirdi? Şehirlerimizde bu salgın döneminde içme suyu problemi yaşansaydı, Allah korusun salgının boyutu tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük olurdu." değerlendirmesinde bulundu.
Akademik, bürokrasi ve siyasi hayatında yakından müşahede ettiği bir konuyu paylaşan Veysel Eroğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle su ve altyapı gibi vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren çok önemli konuların ehemmiyeti yeterince anlaşılamıyor. Bu konularda ne zaman bir sıkıntı yaşanırsa o zaman ülke gündemine geliyor. Su hayatın her anında, bütün canlılar için hayati olan bir maddedir. Su yoksa hayat yoktur. Nitekim uzay araştırmalarında bir gezegende hayat olup olmadığının anlaşılması için önce suya bakılıyor. Bu nedenle suyla alakalı hizmet yapanlar çok önemli ve ulvi bir vazifeyi yerine getirirken, bu alanda vazifesini yerine getirmeyenler için de büyük bir mesuliyet söz konusu."